8 Nisan 2025 16:02

İskender Bayhan: Türkiye bir muz cumhuriyeti değil de turp cumhuriyeti midir?

İskender Bayhan, 19 Mart’tan bu yana yaşanan süreci “tek adam rejiminin en çarpıcı dönemeçlerinden biri” olarak nitelendirdi: “Bu hamle püskürtüldü ama mücadele bitmedi."

Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında İstanbul halkının iradesine yönelik müdahalelerden üniversite gençliğine dönük baskı politikalarına, hasta tutuklulardan yargı bağımsızlığının çöküşüne kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu. Bayhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Eski Türkiye - Yeni Türkiye” söylemini sert sözlerle eleştirerek, Türkiye’nin adım adım demokratik hak ve özgürlüklerden uzaklaştığını dile getirdi.

“Seçme-seçilme hakkı ayaklar altına alındı”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi operasyonları hatırlatan Bayhan, “Türkiye 19 Mart’tan bu yana seçme-seçilme hakkının, İstanbul halkının iradesinin ve en temel demokratik özgürlüklerin ayaklar altına alınmasının çarpıcı bir örneğini yaşadı. Bu süreç Erdoğan’ın faşist bir rejim inşa etme yolundaki önemli dönemeçlerinden biri olarak tarihe geçti” dedi.

“Bu hamle püskürtüldü ama mücadele bitmedi”

Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyım atamak ve halkın iradesini gasp etmek amacıyla başlattığı sürecin, başta gençler olmak üzere halkın tepkisiyle karşılaştığını söyleyen Bayhan, “Bu hamle püskürtüldü. Ancak İmamoğlu’nun tutuklanması engellenemedi. Mücadele bitmiş değil” diye konuştu.

“Fatura üniversite gençliğine kesiliyor”

Bayhan, Saray yönetiminin bu süreçte faturayı üniversite gençliğine çıkarmaya çalıştığını belirterek, “Üniversite gençliği yüzde yüze varan boykotlarla ve eylemlerle güçlü bir itirazda bulundu. Şimdi ise öğrenciler hakkında soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalarla bir sindirme politikası yürütülüyor” dedi. Bayhan, yüzlerce üniversiteli ve genç emekçinin tutuklu olduğunu hatırlatarak, demokratik bir tepkinin bedelinin gençlere ödetildiğini vurguladı.

“Eski Türkiye’de övdüklerini şimdi suç sayıyorlar”

Bayhan, Erdoğan’ın geçmişte üniversite gençliğinin eylemleri için demokrasi nutukları attığını belirterek, “1990’lı yıllarda boykotlar demokratik hak mücadelesi olarak övülürdü. O dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Erdoğan, bu mücadelelere destek veriyordu. Bugün ise aynı eylemler suç sayılıyor. Bu ikiyüzlü yaklaşımın tarihsel bir örneğidir” dedi.

Mahir Polat ve hasta tutuklular

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın cezaevindeki durumu üzerinden hasta tutuklulara dikkat çeken Bayhan, Türkiye’de 590’ı ağır olmak üzere toplam 1564 hasta mahpusun bulunduğunu belirterek, “Yeni Türkiye’nin fotoğrafı budur. Mahir Polat ve tüm hasta mahpuslar bir an önce serbest bırakılmalıdır” çağrısında bulundu.

“Yeni Türkiye’de savunma yer seviyesinde”

Bayhan, yargı bağımsızlığının da çöktüğünü belirterek, avukatların, baroların mahkemelere ulaşamadığını, mahkeme salonlarının polis bariyerleriyle çevrildiğini söyledi. Bayhan, “Yargının iddia ve karar makamları yukarıda, savunma ise yurttaşlarla birlikte aşağıda. Bu, yeni Türkiye’nin yargı fotoğrafıdır” dedi. 2911 sayılı yasanın da artık tutuklamalar için kullanıldığını, hukukun çarpıtıldığını söyledi.

“Türkiye bir turp cumhuriyeti midir?​”

Bayhan, konuşmasını Erdoğan’ın geçmiş sözlerini hatırlatarak bitirdi: “‘Türkiye muz cumhuriyeti değil’ diyen Erdoğan’a sormak istiyorum: Türkiye bir turp cumhuriyeti midir? Yargı bir turp yargısı mıdır? Demokrasi bir turp demokrasisi midir?​” diye sordu. (Politika Servisi)

Evrensel'i Takip Et