Binlerce üniversite öğrencisi "Gençlik Dayanışma Sahnesi"nde buluştu
Üniversite öğrencileri, tutuklanan sıra arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle bu akşam Kadıköy Rıhtım Meydanına kurdukları "Gençlik Dayanışma Sahnesi"nde buluştu.
İstanbul — Üniversite öğrencileri bu akşam gerçekleştirecekleri "Gençlik Dayanışma Sahnesi" öncesinde Kadıköy Rıhtım ve Süreyya Operası önünde toplanmaya başladı.
Öğrenciler "Üniversiteler ayakta, sendikalar sokağa", "Hükümet istifa" sloganları atıyor. Rıhtımda bekleyen öğrencilere diğer üniversitelerden gelen öğrenciler de kortejleriyle katılıyor.
Bu esnada Kadıköy Rıhtım'da pek çok gözaltı aracı ve çevik kuvvet konuşlandırıldığı görüldü.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Tutuklanan sıra arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle bir araya gelen üniversite öğrencilerinin bir kısmı da, Söğütlüçeşme metrobüs durağında buluştu. Öğrenciler, Kadıköy Rıhtım’a yürüyüşe geçmek istedi ancak polis ablukasıyla karşılaştı. Polis yürüyüşe izin vermezken, öğrenciler engellemeye rağmen diğer sıra arkadaşlarıyla bir araya gelmek için parça parça yürümekte kararlı olduklarını açıkladı. Polis önlerine kalkanlarla bariyer kurdu, parça parça geçişlerine izin veriliyor.
?Söğütlüçeşme Metrobüs Durağı'nda buluşan öğrencilerin önüne polis, kalkanlarla bariyer kurdu.
Ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri de Anne Baba Dayanışma Ağı'nın kortejine eşlik ederek dayanışma konserine katılmak için yürüyüşe başladı.
Polis, binlerce üniversite öğrencisinin eyleminin "kanunsuz" olduğunu iddia ettiği anonslarına devam ediyor. Öğrenciler, anonsa yuhlayarak karşılık verdi.
?Polis, binlerce üniversite öğrencisinin eyleminin "kanunsuz" olduğunu iddia ettiği anonslarına devam ediyor.
Binlerce öğrenci Festivalpark'a ulaştı. Tutuklu öğrencilerin ailelerinden oluşan Anne Baba dayanışma Ağı üniversitelileri Festivalpark'ın kapısında karşıladı.
Demokratik hak ve özgürlükleri savunmak suç değildir!
Dayanışma Konseri öncesinde eylemi örgütleyen 15 üniversite adına ortak basın açıklaması okundu. Açıklama şu şekilde:
"Bilindiği üzere İmamoğlu’nun diploma iptaliyle başlayan demokrasi seferberliğini öğrenciler olarak biz sırtladık. Önce Beyazıt’taki barikatı aşıp Saraçhane’yi bir direniş alanına çevirdik. Ardından forumlar aldık, günlerce üniversitelerimizdeki hayatı durdurduk. Ardından birleştik, İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu’nu kurduk. Onbinlerce öğrenci hep birlikte Şişli Belediyesi’ne yürüdük. Ancak bugün, birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımızın bir kısmı aramıza değil. Çünkü demokratik haklarının gasp edilmesine izin vermedikleri için, kayyum rejimine karşı haklı ve meşru bir mücadele verdikleri için tutuklandılar! Oysa demokratik hak ve özgürlükleri savunmak suç değildir! Bugün tutsak olan arkadaşlarımızın uğradığı baskıların hiçbir hukuki dayanağı yoktur! Bütün tutuklu arkadaşlarımızın sesine ses olmak için bugün burada toplandık ve tek bir ağızdan tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz!
Bizler çok iyi biliyoruz ki bugün hapishanelerde mahkum edilen arkadaşlarımız, suç işledikleri için değil, koltuğunu kaybetmek üzere olan tek adam rejimine tehtid oluşturdukları için tutsaklar! Kayyum rejiminin ve temsil ettiği sermaye kesimlerinin; biz öğrenciler, emekçiler, ezilen halklar lehine demokratik alanları genişletmekten hiçbir menfaatleri yok! Bu yüzden, daha fazla mücadeleci arkadaşımızın, sanatçıların, öncü işçilerin sarayın sopasını yememesi için demokratik taleplerle gerçekleştirdiğimiz bu seferberliği büyütmekten ve gerçek bir mücadele planı etrafında bir araya gelmekten başka çaremiz yok.
Fotoğraf: Evrensel
Bu doğrultuda biz öğrenciler olarak önce sıra arkadaşlarımıza sesleniyoruz: seferberlik süresince inşa ettiğimiz komiteleri, kurulları ve tüm diğer seferberlik örgütlerini kalıcılaştıralım. ÖTK seçimleri aracılığıyla, demokratik hakkımız olan seçme ve seçilme hakkını kullanarak okullarımızda temsilciler seçme hakkımızı kazanalım! Okullarımızda ÖTK seçimleri için seferber olalım!
Ayrıca emekçilere sesleniyoruz: mücadelelerimizi birleştirelim, en temel demokratik haklarımızın dahi gasp edilme çabasına karşı birlik olalım. Biz öğrenciler yolu açtık, ancak bu seferberliği ileri taşımak için kader ortaklığımızı mücadele ortaklığına çevirmemiz gerekli. Başta Türk-iş, Hak-iş, Kesk ve Disk gibi konfederasyonlarla bağımsız, mücadeleci sendikalar olmak üzere tüm sendikalara ve emek örgütlerine çağrımızdır: öğrencilerin özgürlük talepleriyle işçilerin üretimden gelen gücünü birleştirelim, mücadelemizi genel grevle büyütelim!
Sözlerimize son vermeden önce, bu seferberlik süresince bizimle dayanışan, haksız yere tutuklanan arkadaşlarımızı sahiplenen halkımıza çok teşekkür ediyoruz. Bizimle birlikte direnen, mücadelemizi büyüten sanatçılarımıza, akademisyenlerimize, emekçi halkımıza da teşekkürü borç biliyoruz. Öğrencilerin boykot çağrısına grev çağrısıyla destek olan Eğitim-Sen’e açılan soruşturmaların da hukuksuz olduğunu, eğitim-sen’in yalnız olmadığını bildiriyoruz! Tutuklu eğitim-senli hocamız Levent Dölek de tıpkı tutuklu sıra arkadaşlarımız gibi bir siyasi tutsaktır!
Son olarak “üniversitelerden belediyelere, kayyum rejimine son” şiarımızı tekrarlıyor, tüm baskılara ve hukuksuzluklara rağmen mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!"
Fotoğraf: Evrensel
"Korkuyu aştık, bakın gözlerimize hiç korkudan eser var mı?"
Anne Baba Dayanışma Ağı adına yapılan konuşmada ise, "Zor günler geçiriyoruz ama bizim bir sürü kızımız oğlumuz var. Yüz binlerce insan sizinle dayanışma içinde. Sıra arkadaşlarınızı hukuksuz yere tutukladılar. Onlardan sizlere selam var. Sizleri çok özlüyorlar. Bu ülkenin gençleri ayağa kalktığında nasıl korkuyu aştıklarını gördüler. Sizinle buluşmak istiyorlar, aranıza dönmek istiyorlar. Biz çok kısa sürede ülke gündemine anneler babalar olarak girdik. Biz aileler birbirimize emanetiz, sokak sokak kanal kanal geziyoruz. Bizi gündem eden medyaya teşekkür ediyoruz. Korkuyu aştık, bakın gözlerimize hiç korkudan eser var mı? İktidara sesleniyoruz, çocuklarımızı serbest bırakın" dendi.
TTB, TBB, TMMOB ile görüştükleri anlatılarak, gençlere seslenildi: "Sizler bizlere, bizler sizlere emanetiz. Sıra arkadaşlarınız sizleri çok özlemiş, sizler de onları özlediniz. Ama neşelerinden hiçbir şey kaybetmediler, bunu bilmenizi istiyorlar. Neşenizi kaybetmeyin."
Fotoğraf: Evrensel
"Dimdik duran bir çocuk yetiştirdim"
Bir kadın ise, çocuğunun gözaltı sırasında darp edildiğini, burnunun kırıldığını anlatarak, "Yarın diyorlar ki, şiddete hayır, KADES'i indirin. Biz nasıl güvenip de polisten, devletten yardım isteyeceğiz? Devletin polisine güvenmek imkansız. Herkese bizi bu günde yanlış bırakmadığınız için teşekkür ederiz" dedi. Bir başka kadın ise "Ben hepinizle gurur duyuyorum. Çocuğumu Saraçhane'ye ben yolladım. Ben bir anneyim, çocuğumu haksızlığa boyun eğmemesi için yetiştirdim. Benim kendi yolladığım çocuk, Vatan Emniyet'e alındı. Bilgi almak istedim, bana bilgi veremeyeceklerini söylediler. Çocuğumu Gayrettepe'ye yolladılar, hiç göremedim. Herkesle onur duyuyorum, ben dimdik duran bir çocuk yetiştirdim" diye konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
Konuk şarkıcıların performansları ve tutuklu gençlerin mektupları sonrasında eylem sona erdi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et