Kartalkaya Katliamı'nın Araştırma Komisyonu: Mevzuat yeterli, uygulamada sıkıntı var
Kartalkaya yangınını araştıran meclis komisyonunda sunum yapan bilirkişiler, “Mevzuat yeterli, sorun uygulamada; denetim insandan bağımsız olmalı” dedi.

Fotoğraf: ANKA
Kartalkaya'daki otel yangınını araştırmak için kurulan Meclis araştırma komisyonunun on birinci toplantısında, yangın sonrasında bilirkişi raporunu hazırlayan akademisyenler sunum yaptı. İTÜ Bilirkişi Heyeti Koordinatörü Dr. Hikmet İskender, “Bu tip olaylarda hemen bir kusur tespiti doğru değil. Bize sorduklarında en az 15 gün dedik. Görüntüler geldi. Sabotaj ihtimaline karşı denetimleri de yaptık. Patlayıcı ihtimaline karşı bile araştırmaları yaptık. Bizim bütün çalışmalarımız bilimsel” diye konuştu. İskender, sözlerinin devamında, “Mevzuat yeterli, uygulamada sıkıntı var. Denetimin insandan bağımsız yapılması lazım” dedi.
"Bolu Kartalkaya Mevkiinde Bulunan Bir Otelde Meydana Gelen Yangın Faciasının Tüm Boyutlarıyla Araştırılarak İlgili Kurum ve Kuruluşların Sorumluluklarının Tespit Edilmesi ve Benzer Olayların Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu" AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok Başkanlığı’nda toplandı. Komisyonun on birinci toplantısında yangın sonrasında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen adli bilirkişi heyeti sunum yaptı.
Bilirkişi heyetinde İTÜ Bilirkişi Heyeti Koordinatörü Dr. Hikmet İskender Prof. Dr. Alper İlki, Prof. Dr. Erdem İmrak, Doç. Dr. Derya Kocabaş, Prof. Dr. Nuri Serteser, Prof. Dr. Servet Timur, Prof. Dr. Levent Trabzon yer aldı.
"Yangın başladığında alarm çalmış olsaydı 7 dakikalık zaman vardı. Herkes çıkabilirdi"
Komisyonda yer alan milletvekillerine yangının çıkışı, ön ve arka cephelere ulaşması ve müdahaleye dair bilgi veren Prof. Dr. Servet Timur, "Ön cephenin olduğu odalarda şu ana kadar hala oturabilir. Yangın hiç ulaşmamış. Duman da kısıtlı kalmış. İnsanlar can havliyle kapılarını ıslak havluyla kapatmayı denemişler. Ama bu büyüklükteki bir yangını cılız müdahalelerde söndürme şansı yok. Ön odalarda kalan herkes canlı çıkabilirdi. Kendi olanaklarıyla fark edenler çıkıyor. Personel, bağırıyor, çağırıyor. İkinci katta birbirini uyandırıyorlar. Çalışanların olduğu katlarda sıkıntı yok. Vefat edenler, katlardaki personeller. Yangın esnasında itfaiye bir tane şişme yatak açıyor. Sonra yukarıdan düşenlerle alev alıyor. Fiziksel olarak şişme yatak açılmaya müsait değil. Yangın başladığında alarm çalmış olsaydı 7 dakikalık zaman vardı. Herkes çıkabilirdi" ifadelerini kullandı.
"Mevzuat yeterli, uygulamada sıkıntı var"
İTÜ Bilirkişi Heyeti Koordinatörü Dr. Hikmet İskender ise “Bu tip olaylarda hemen bir kusur tespiti doğru değil. Bize sorduklarında en az 15 gün dedik. Görüntüler geldi. Sabotaj ihtimaline karşı denetimleri de yaptık. Patlayıcı ihtimaline karşı bile araştırmaları yaptık. Bizim bütün çalışmalarımız bilimsel” diye konuştu. İskender, sözlerinin devamında, “Mevzuat yeterli, uygulamada sıkıntı var. Denetimin insandan bağımsız yapılması lazım” dedi.
Mevcut mevzuata dikkat çeken Prof. Dr. Ramazan Çağlayan, “Mevzuatta bir karışıklık var. Yeniden derleyip, toplayıp bir sorumlu bulmamız lazım. İl özel idaresi yeterli kapasiteye sahip değil. Bu sadece Bolu’da değil, bütün Türkiye’de. Derli, toplu yeniden ele alıp bir sonuca varmamız lazım” ifadelerini kullandı.
"Yetkilendirmenin sadece yeni yapılacak binalar için değil, geçmişte yapılmış binalar için de yetki boyutunun tartışılması gerekiyor"
Bir diğer bilirkişi Doç. Dr. Nuri Serteser ise “İtfaiye erişimi ne yan taraftan ne de diğer taraflardan sağlanamadı. Şehircilik anlayışı açısından da imar planlaması yaparken itfaiyelerin parsel konumlarını iyi planlıyor olmamız lazım. Denetim konusu son derece önemli. Denetim bir sürdürülebilirlik konusudur. Sadece ruhsat aşamasında ya da tadilat aşamasında değil, ortalama olarak binaların ortalama ömrünün 50 yıl olduğunu düşünürsek. Denetim yetkisinin kime verilmesi tartışıldı. Yangın teknik bir konudur. Özellikle sadece mimar ya da mühendisler tarafından yetkilendirilmiş olması da problemi çözmez. Her binanın kendi dinamiklerinin olduğunu rahatça söyleyebilirim. Yetkilendirmenin sadece yeni yapılacak binalar için değil, geçmişte yapılmış binalar için de yetki boyutunun tartışılması gerekiyor" değerlendirmesini yaptı. (ANKA)
Evrensel'i Takip Et