10 Nisan 2025 13:58

28. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu

Metin Göktepe’nin doğum gününde, onun anısını yaşatmak ve genç gazetecileri gerçekleri esas alan haberciliğe özendirmek için verilen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri bugün sahiplerini buldu.

28. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu

Fotoğraf: Evrensel

İstanbul – İlki 1998 yılında verilen 28’inci Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri, İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerine teslim edildi. Evrensel Muhabiri Metin Göktepe ve görevi başında yaşamını yitiren gazetecilerin anılarını yaşatmak, genç gazetecileri gerçekleri esas alan bir haberciliğe teşvik etmek amacıyla verilen ödüller, her yıl olduğu gibi bu yıl da Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan’da düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. Kazananlar, Ayça Söylemez, Bahadır Özgür, Demet Bilge Erkasap, Ender Öndeş, Fatih Polat, Mehveş Evin, Nazım Alpman ve Sibel Oral’dan oluşan jüri tarafından belirlendi.

Törene Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, ablası Meryem Göktepe ve ailesinin yanı sıra Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, DİSK Basın İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Temsilcileri, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergin, Cumartesi Anneleri, Evrensel Gazetesi çalışanları ve çok sayıda gazeteci katıldı. Törenin sunuculuğunu gazeteci-yazar Nazım Alpman üstlendi.

‘Gazeteciliği savunmaya, içeridekileri almaya devam edeceğiz’

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, gazetecilik faaliyetlerine yönelik baskılara dikkat çekti

Konuşmasında gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara değinen Özdal, “Bu sabah iki gazeteci arkadaşımız daha gözaltına alındı: Timur Soykan ve Murat Ağırel. Hâlen tutuklu gazeteci arkadaşlarımız var. Operasyonlarda tutuklanıp cezaevine gönderilen meslektaşlarımız da bulunuyor. İstanbul Savcılığı’nın verdiği mesajı almıyoruz, almayacağız” ifadelerini kullandı.

Baskılara rağmen gazeteciliğe devam edeceklerini vurgulayan Özdal, “Gazetecilik yapmaya, gözaltılara, tutuklamalara rağmen devam edeceğiz. Hatta içerideki arkadaşlarımızı da alacağız. Özgül’ü de alacağız. Tutuklu yirmiden fazla gazeteci arkadaşımızı da geri alacağız” dedi.

Özdal ayrıca, aynı gün gösteriler nedeniyle tutuklanan gençlerden 167’sinin tahliye edildiğini hatırlatarak, “Tutamadılar onları içeride, gazeteci arkadaşlarımızı da tutamayacaklar. Bu ödül, bir gelecek kavgasının ortasında veriliyor” ifadelerini kullandı. Konuşmasının sonunda sahneye ödülü takdim etmesi için gazeteci Nisa Sude Demirel’i davet ederek, “Hem ödül almayı hem vermeyi hak eden bir arkadaşımız” dedi.

‘Hayata tutunmaya çalışan gazeteciler adına alıyorum’

Yazılı Haber kategorisinde iki Jüri Özel Ödülü verildi. Seda Karabatanoğlu ve Zeynep Yüncüler, P24’te yayımlanan “Kiralık rahimler: Türkiye-Gürcistan-Kuzey Kıbrıs üçgeninde büyüyen taşıyıcı annelik pazarı” başlıklı dosyalarıyla ödüle layık görüldü. Karabatanoğlu ve Yüncüler ödülünü Evrensel gazetesi muhabiri Nisa Sude Demirel’in elinden aldı. Aynı kategoride Mehmet Baran Kılıç da Politik Yol’da yayımlanan “AK Partili belediyede koltuğunu kaybeden soluğu Boğaziçi’nde alıyor” başlıklı haber dizisiyle ödüle layık görüldü. Kılıç adına Yaprak Akbaba, ödülünü Jüri Kurulu Başkanı, Gazeteci Sibel Oral'ın elinden aldı. Yazılı Haber Ödülü’nü ise Gazete Duvar’da yayımlanan “MESEM’de biten hayatlar” başlıklı dosyasıyla Osman Çaklı kazandı. Çaklı adına ödülü Sadık Güleç, Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe'nin elinden aldı.

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nde Yazılı Haber dalında ödüle layık görülen Zeynep Yüncüler, tören sırasında yaptığı konuşmada ödülü cezaevinde bulunan gazetecilere ithaf etti.

Yüncüler, ödülü birlikte hazırladıkları haberin diğer yazarı Seda Karatabanoğlu ile birlikte aldıklarını belirterek, “Nazım Alpman’ın dediği gibi biz bu haberi iki kişi hazırladık. Seda ve ben. Seda Karatabanoğlu şu anda yurt dışında. Burada olamadığı için çok üzgün ama bu ödül için çok onur duyduğunu, teşekkürlerini ve sevgilerini iletti” dedi.

Konuşmasında gazeteci Elif Akgül ve Yıldız Tar’ı da anan Yüncüler, “Bu ödülü, kadın hakları ve LGBTİ+ hakları alanında çok önemli haberlere imza atmış, Şubat ayından bu yana gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu olan Elif Akgül ve Yıldız Tar adına almak istiyoruz” dedi.

Gazetecilere dönük baskılara dikkat çeken Yüncüler, “Neredeyse her gün bir gazetecinin gözaltına alındığı ya da tutuklandığı bir dönemde bu ödülü almak, mesleki anlamda da bir moral ve motivasyon oldu” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: Evrensel

Fotoğraf: Evrensel

Çaklı, iletmiş olduğu mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Babamın sağlık sorunu nedeniyle bir süredir Ankara'dayım. Bu nedenle aranızda olamadığım için üzgünüm. Metin Göktepe Gazetecilik ödülüne layık görülmek benim için gurur kaynağı. "Vurmayın artık, kör oldum" diyen Metin'in gözleri olmaya, gazeteciliği büyük bir heyecan ve sorumlulukla yürütmeye devam edeceğim. Metin Göktepe'yle hiç tanışmasam da gıyaben iyi tanıdığım diyebileceğim bir gazeteci. Bir dönem çalışma arkadaşı olan Sadık Güleç'in evinde Metin Göktepe'nin fotoğraflarına bakar, hikayesini sorardım. Sadık abi de uzun uzadıya Metin'i anlatırdı. Kaderin cilvesi midir bilinmez, fakat bugün aranızda olamadığım için Sadık abiden katılmasını rica ettim, kırmadı. Metin Göktepe'nin arkadaşı gazeteciliğinin tanığı Sadık Güleç'in öğrencisi olmak da benim için ayrıca gurur kaynağı. Herkese çok teşekkür ediyor, meslektaşlarımı tebrik ediyorum.”

Burcu Özkaya da Medyascope’ta yayımlanan “5 insan 5 hikâye: Engelli vatandaşlar nasıl bir Hatay istiyor?​” başlıklı haberiyle Görüntülü Haber dalında Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü. Özkaya ödülünü İzel Sezer’in elinden aldı. Burcu Özkaya, “Ben de 6 Şubat depremlerini yaşayan ve her halükarda işini yapmaya çalışan gazetecilerden biriyim. Bu ödülü en başta hayata tutunmaya çalışan depremzedeler ve gözaltına alınan, tutuklanan, işini yapmaya çalışan gazeteciler adına alıyorum” diye konuştu.

‘Bu fotoğrafı çektikten sonra gözaltına alındım’

Yeşil Gazete’de yayımlanan “Çaycuma’nın ünlü mandaları da tescilli ürünü manda yoğurdu da yok oluyor” başlıklı haberiyle Burak Altınok, Yerel Gazetecilik Ödülü’nü kazandı. Haberde manda yoğurdunun coğrafi tescil işareti aldığı Çaycuma’da, manda ve besici sayısındaki azalmaya dikkat çekiliyor. Altınok ödülünü Gazeteci Atilla Özsever'in elinden aldı.

Altınok, 'Bu ödülün çok özel ve anlamlı bir yeri olacak kariyerimde. Beni bu ödüle layık gördüğünüz için çok teşekkür ederim" dedi.

DW Türkçe’de yayımlanan “Türkiye’nin elektriksiz köyü” başlıklı haberiyle Hozan Adar ise Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Haberde, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Saydamlı Köyü Kilimli mezrasında yaşayan yurttaşların yıllardır elektrik beklediği anlatılıyor. Adar ödülünü Gazeteci Süleyman Sarılar'ın elinden aldı.

Adar, ödülünü almak üzere çıktığı sahnede, “Bu sadece bir gazetecilik ödülü değil. Bu bir hakikatin, görünmeyen bir sesin fark edilmesi demek. Haber sadece bir köyü anlatmıyor. Bir unutuluşu, terk edilişi, yalnızlığı anlatıyor. Ve bu hepimize şunu anlatıyor: bizim mutfakta hayat bu karanlıkta devam ediyor. Biz gazeteciler unutulanı hatırlatmak için varız. Metin göktepe'nin de mirası tam olarak budur.” ifadelerini kullandı.

Ardından fotoğraf dalında ödüller verildi. Fotoğraf Ödülü’nü, 12 Şubat 2025 tarihli fotoğrafıyla Medine Mamedoğlu kazandı. Mamedoğlu, 11 Şubat’ta Abdullah Zeydan’a verilen 3 yıl 9 ay hapis cezasının ardından Van halkının eksi 10 derecede kayyıma karşı belediye binası önündeki sabaha kadar süren nöbetini fotoğrafladı. Ödülünü Jüri Üyesi Mehveş Evin’in elinden aldı. Mamedoğlu, “Ben bu fotoğrafımı çektikten 3 gün sonra diğer gazetecilerle beraber gözaltına alındım. Belediye önündeki insanların işkenceyle gözaltına alındığını belgelemeyelim diye gözaltına aldılar. Bu ödülü hakikat mücadelesinde katledilen ve Ortadoğu’nun her yerinde mücadelesini sürdüren kadın gazetecilere armağan ediyorum” dedi.

‘Filistin ve Suriye’de öldürülen gazetecilere adıyorum’

Sertaç Kayar ise 25 Kasım 2024’te Diyarbakır’da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde çektiği “Karanlığı aydınlatan Beyaz Tülbentliler” isimli fotoğrafla Jüri Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Ödülünü Meryem Göktepe’nin elinden aldı. Kayar, “Ödülümü katledilen tüm kadınlara ve Cumartesi Anneleri’ne atfediyorum” diye konuştu.

Görüntülü haber ödülünü ise Vedat Yalvaç ve Cüneyt Işık, Halk TV’de yayımlanan “Konuşulmayan yoksulluk” dosya haberleriyle aldı. Yalvaç ve Işık ödülünü Gazeteci Bahadır Özgür’ün elinden aldı. Vedat Yalvaç “Gazeteciliğe Evrensel’le başladım, ilk haberim anne sütünü zehirleyen fabrikalarla ilgiliydi. Bir nevi Metin Göktepe’nin öğrencisi sayılırım. Haberdeki Tarlabaşı’nda AKP’li belediyenin restorasyon dediği yoksulluk. Önü son derece zenginken arkasında böyle bir yoksulluk var. Buradan Evrensel ve Halk TV ailelerine teşekkür ediyorum, ödülümü Filistin ve Suriye’de öldürülen gazetecilere adıyorum” ifadelerini kullandı.

“Halk TV’den gazeteci Cüneyt Işık, Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, ödülünü tutuklu gazetecilere ithaf ederek, gazetecilikte gerçekleri görünür kılmaya devam edeceklerini vurguladı.

“Doğru bildiğimizden hiç şaşmadan, görünmeyeni gösterecek, susturulanları dile getireceğiz” diyen Işık, ödüle konu olan dosyalarında toplumdaki derin eşitsizlikleri gözler önüne serdiklerini belirtti. Taksim Meydanı’ndaki çelişkiye dikkat çeken Işık, “Yukarıda eğlence hayatı, aşağıda ise insanların yaşam mücadelesini görüyoruz. ‘İstiklal Devleti’ne bakanlarla 100 metre ötede ekmeğini çöpten çıkaranlar aynı havayı soluyor. Bu ülkede işsizlikle yüzleşiyor” ifadelerini kullandı.

Kağıt toplayıcılarının ve emekçilerin yaşadığı görünmeyen hayatların, aslında ekonomiye dair hakikati yansıttığını söyleyen Işık, “Ama şunu bilelim, bu gerçekler saklanmaz. Biz bunu duyurmaya ve göstermeye devam edeceğiz” dedi.

Konuşmasını “Bu ödül, bu cesaretin bir simgesi. Ben de buradan tutuklu bütün gazeteciler için bu ödülü alıyorum” sözleriyle bitiren Işık, gazeteciliğin susturulamayacağı mesajını verdi.

Fotoğraf: Evrensel

‘Ödülümü mücadele eden gençlere adıyorum’

Kılıç törene gönderdiği notunda “Yaklaşık üç yıldır gazetecilik yapıyorum ve bunun büyük bir bölümü üniversiteler, öğrenci hareketleri gibi konularla geçti. Ülkenin geldiği noktada akademik özgürlüğün ve üniversitelerin önemi bir kez daha anlaşıldı diye düşünüyorum. Bugün yaşanan protestoların öncüsü gençler ve üniversite öğrencileri. Şu an yüzlercesi tutuklu ya da ev hapsinde. Sadece anayasal haklarını kullandıkları için. Metin Göktepe’nin adını taşıyan bu ödülü aldığım için büyük bir onur duyuyorum. Henüz gazeteciliğin başında biri olarak onun ve onun gibi gazetecilerin yolundan ilerlemeye çalışıyorum. Ödülümü üniversitelerin bağımsızlığı için mücadele edenlere ve tutuklu gençlere adıyorum. Ödül alan meslektaşlarımı kutlar, jüri heyetine teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi.

Ödül töreninin ardından, Metin Göktepe’nin doğum günü anısına hazırlanan pastayı annesi Fadime Göktepe ile ödül alan gazeteciler birlikte kesti.

Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe: “Cezaevindekiler, gazeteciler… Hepiniz Metin’siniz” dedi. Salondakiler, Fadime Göktepe’nin sözlerini uzun süre alkışladı. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et