Koruyucu ekipman yoktu, personel eksikti
Muğla’da kamu hastanesinin nükleer tıp merkezini işleten MNT Şirketi, hastalara yüksek dozda radyoaktif madde verirken işçilerine de koruyucu ekipman vermemiş, güvencesiz çalışma dayatmış.

Fotoğraf: ANKA
AKP iktidarının sağlığı piyasaya terk eden politikaları halkın sağlığını tehdit ediyor, sağlık alanında her geçen gün yeni bir skandal patlak veriyor. Bu kez skandalın merkezi bir kamu hastanesi. Son olarak Birgün’den gazeteci Timur Soykan, nükleer tıp hizmetinin taşerona verildiği Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hastalara fazla radyoaktif madde verildiğini ortaya çıkardı. Savcılığa yapılan şikayet ve Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin tespitlerine rağmen hastanenin nükleer tıp merkezindeki sintigrafi hizmetini MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret AŞ adlı özel şirket aldığı yeni ihaleyle yürütmeye devam ediyor. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan radyoaktif madde skandalı, yalnızca bir ‘ihmal’ meselesi değil. Yaşananlar sağlıkta özelleştirme politikalarının, taşeronlaştırmanın ve denetimsizliğin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Önlem yok, kâr hırsı var
Fotoğraf: DHA
Yaşanan sağlık skandalının perde arkasını sağlık işçileriyle konuştuk. MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret AŞ’de çalışan bir işçi, cihaz arızası durumunda başka bir hastaneye çekim için götürülen üzerinde radyoaktif madde bulunan ve 24 saat izole olması gereken hastaların olduğunu söyleyerek “Bu hastalar hiçbir önlem alınmadan, dozimetresi bulunmayan kişiler tarafından şahsi araçlarla transfer ediliyordu” dedi. Çalışanlar olarak toplum sağlığını tehlikeye atacak birçok usulsüzlük olduğunun farkında olduklarını anlatan işçi “Çünkü tek amaç işverenin daha fazla para kazanmasıydı. Tam da bu yüzden sağlık alanında özelleştirme olmaması gerektiğini savunuyoruz” dedi.
‘Koruyucu ekipman vermediler’
MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret AŞ’de çalışırken sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılan bir işçi, şirketin radyoaktif sağlık hizmeti verilen alanlarda çalışanları kişisel koruyucu ekipmanlar olmadan çalıştırdığını ve düşük ücret dayattığını söyledi. Koruyucu ekipman verilmediği için tüm çalışanların birer kanser hastası adayı olduğunu dile getiren işçi “Tüm bunlara karşı sağlık hakkımız ve çalışma koşullarımızı iyileştirmek için sendikalaşma mücadelesi verdik. Yetki tespiti için tüm şartları sağlamamıza rağmen iktidara yakın olduğu herkes tarafından bilinen firma bu yetkiye itiraz etmekle kalmadı, aynı zamanda arkadaşlarımızı haksız yere işten çıkarıp kalanlara da mobbing uyguladı. Yetki tespiti davası uzatıldı” dedi.
Personel yetersiz, cihazlar arızalı
Fotoğraf: Evrensel
Şirketin hastane yönetimiyle arasını iyi tutmak için ilgili birimlere çeşitli ikramlar yaptığına şahit olduklarını da dile getiren işçi “Personel yetersizliği nedeniyle, iki cihazda da hasta yatarken tek tekniker bakmak zorunda kalıyorduk. Bu cihazlardan birinde hasta kalp krizi geçirse hesabını kim verecek? Diğer cihazın başındaki teknikerin belki haberi bile olmayacak. Kullandığımız gama kamera cihazları, hasta yoğunluğunu kaldıramayarak neredeyse iki günde bir arıza veriyordu. Bizden ise insanüstü performans sergilememiz bekleniyordu” diye konuştu.
Bir başka işçi ise cep telefonlarına atılan mesajlarla işten çıkarılmakla tehdit edilerek personel takip sistemi yüklemek zorunda bırakıldıklarını aktararak “Sendika üyesi arkadaşlarımızı haksız, hukuksuz işten çıkarabilmek amacıyla izlenen bu yolda, sadece bir tuşa basmadıklarından tutanaklar tutulmuş. Ayrıca, çalışanlara radyasyon izni vermemek için dozimetri verilmedi ayrıca çalışan personele tehlikeli radyoaktif atıklar toplatıldı” dedi.
Şirket sağlık alanını ağ gibi sarmış
Skandalın merkezinde Türkiye’nin en büyük nükleer tıp hizmeti sağlayıcılarından biri olan MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret AŞ var. MNT, 1990’da Dr. Şükrü Bozluolcay tarafından kurulmuş. Şirket yalnızca Türkiye’de değil, Arnavutluk, Kosova ve Karadağ gibi ülkelerde de faaliyet gösteren dev bir sağlık tekeline dönüşmüş durumda. Şirketin Türkiye’de 26 ilde 50’den fazla nükleer tıp merkezi, 10 radyasyon onkolojisi, 3 onkoloji merkezinde cihazları var. MNT Sağlık Hizmetleri, özellikle şehir hastaneleriyle birlikte yaygınlaşmış. Kamu-özel iş birliği modeli kapsamında, son 10 yılda onlarca devlet hastanesinde de taşeron firma olarak yer almış. Şirketin kurucusu olan Şükrü Bozluoğlu’nun, sağlık politikalarını şekillendiren bazı bürokratik ve siyasi figürlerle olan bağları da bir sır değil. Şirket hastaların yanı sıra çalışanlarının da sağlık hakkını hiçe sayıp, düşük ücrete çalıştırmakta bu koşullara itiraz edip sendikalaşma mücadelesi veren işçileri de işten atmasıyla biliniyor. Şirketin kâr hedefli ve denetimsiz yapısı, çalışanların temel sağlık haklarını ve güvenliğini tehlikeye atarak; ağır çalışma koşullarına, yasal yönetmeliklerin ihlaline ve sendikalaşma süreçlerinde sistematik baskılara neden oluyor. (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et