12 Nisan 2025 04:08

Zirai donun vurduğu kayısı üreticisi isyan ediyor: Devlet desteği şart

Malatya’da çiçeklenme dönemindeki kayısı bahçeleri, don ve dolu felaketi nedeniyle büyük zarar gördü. Üreticiler, yüzde 95’e varan kayıplar nedeniyle acil destek ve afet bölgesi ilanı talep etti.

Ali Hasöz
Kıvılcım Eftelya


Malatya - Malatya’da yaşanan don ve dolu felaketi, çiçeklenme dönemindeki kayısı bahçelerinde büyük hasara yol açtı. Akçadağ, Doğanşehir, Hekimhan ve Yazıhan ilçelerindeki üreticiler, ağır kayıplar nedeniyle acil destek talebinde bulunuyor. Tarım girdi maliyetlerinin yüksekliğiyle zaten zor günler geçiren çiftçiler, şimdi de doğal afetin yıkıcı etkisiyle mücadele ediyor.

Akçadağ’ın Ören Mahallesi’nde ve Doğanşehir ilçesinde bulunan kayısı üreticileriyle duruma ilişkin konuştuk. Üreticiler bir an önce zararlarının tespit edilmesini, kayıplarının karşılanmasını ve Malatya’nın afet bölgesi ilan edilmesini istedi.

‘1 milyon liranın üzerinde zararım var’

Ören’deki kayısı üreticileri zor günler geçiriyor. 45 yıldır kayısı üretimi yapan Yusuf Öztürk, “Geçen yıl dolu nedeniyle bu bahçede 6 ton mahsul vardı. Bu yıl kendi hesaplarıma göre en az 1 milyon lira zararım var. Sigortacılar geldi, zarar tespiti yaptılar. Don olarak kaydettiler ama dolu için de gelecekler çünkü donun ardından dolu da vurdu. Bu yılki emeğimiz boşa gitti” diye konuştu.

Öztürk, geçen yıl yaptırdığı dolu sigortasından yeterli tazminat alamadığını belirterek, “TARSİM’in bölge müdürü geldi, ‘Geçmiş olsun, çok yazık olmuş’ dedi. Bana ödedikleri miktar 100 bin TL. Bunun da bir kısmı poliçeye gitti, bana kalan sadece 30-40 bin TL oldu. Verdiğim emeğin, ilaç ve mazot masraflarının karşılığını bile alamadım. Bankalara borcumuz olduğu için sigorta yaptırmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘Gelirimiz asgari ücretin altında’

Öztürk, Malatya’nın deprem bölgesi olması nedeniyle üreticilerin banka borçlarının ertelenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Geçen yıl kayısıyı 60 bin TL’ye sattım, maliyeti de 60 bin TL oldu. İşçi ücreti 60 bin TL, ton başına 30 bin TL ilaç masrafı, 10 bin TL mazot masrafı var. Çiftçiye kalan sadece 20 bin TL. Asgari ücretin altında bir gelirle nasıl geçineceğiz?​” diye sordu.

‘Zarar tespiti için başvurdum, 1 haftadır bekliyorum’

35 yıllık Kayısı Üreticisi Ulaş Çubuk ise dolu ve don nedeniyle yüzde 95’e varan zarara uğradığını açıkladı. Çubuk, “TARSİM’e başvuru yaptık ama eksperler 10-15 gün sonra geliyor. ‘Fizyolojik nedenler’ diyerek hasarı kabul etmiyorlar. Başvurumun üzerinden 1 hafta geçti, hâlâ gelmediler” şeklinde konuştu.

Gübre ve mazot fiyatlarındaki artışa da değinen Çubuk, “Mazot geçen yıl 39-40 TL civarındaydı, bu yıl 45 TL’ye çıktı. 600 TL’ye aldığım gübreyi şimdi 1050 TL’ye alıyorum. Kayısı fiyatları ise aynı seviyede. Devlet bu konuda hiçbir teşvik veya destek sağlamıyor” dedi.

’Bu ağaçlar kesilecek başka yolu yok’

‎ Çubuk, “Ben ve bölgedeki diğer arkadaşlar bu işi bu sene yapıyoruz, ama seneye de böyle olursa bırakmayı düşünüyoruz. Bu ağaçlar kesilecek, başka yolu yok. İster istemez yapacağız çünkü devamlı para harcıyoruz. Bunun karşılığında gelir olmayınca bırakacağız bu işi. Yapacak bir şey yok, devletin destek çıkması lazım” dedi.

Doğanşehir ilçesinin Dedeyazı köyünden Selahattin Çakır, dolu ve don olayından sonra çok zararının olduğunu söyledi. Çakır, “Zarar tespiti yaptılar. ‘Kayısı var’ dedi, ‘don’ yazdı, çekti gitti. Kayısının ne olacağı belirsiz. Daha bunun dolusu var, donu var, yere dökülmesi var” ifadelerini kullandı.

Tarım girdi maliyetinin yüzde 100 arttığını belirten Çakır, “Sabah aldığını akşam alamıyorsun, yani öyle bir durumdayız. Mazot da öyle, alamıyoruz, süremiyoruz arazimizi. Mazot desteği vermiş, 50 TL nedir ya? Sen sadaka mı veriyorsun?​” diye konuştu.

‘Taş ocağı kayısımızı batırıyor’

‎ Evi ve bahçesi Dedeyazı’da bulunan taş ocağına çok yakın olan Çakır, tozlanmadan ve dinamit atılmasından rahatsız olduklarını belirterek, bu durumun kayısı üretimini de olumsuz etkilediğini anlattı. Çakır, “Kayısımızı mahvediyor, bunların bize faydası yok zararı var. Dinamit atıyorlar, yer sarsılıyor, deprem oldu zannediyoruz. Tedirgin oluyoruz, evde oturamıyoruz. Bu insanlar burada nasıl yaşayacak? Bu tozun içinde nasıl duracak? Madem buraya taş ocağı kurduruyorlar, önlem alsınlar. O da yok. Şirketin maliyeti artacak diye düşünüyorlar” dedi.

‘Zararım en iyi ihtimalle 15 ton kuru kayısı’

Dedeyazı köyünde konuştuğumuz bir başka Üretici Ali Arslan ise, maddi imkanı olmadığı için sigorta yaptıramadığını ve bu nedenle kayısılarındaki zararı resmi olarak tespit ettiremediğini söyledi. Arslan, “Bu durumda kesin bir tespit yapılamaz ama şu anki zararım, en iyi ihtimalle 15 ton kuru kayısı ediyor” ifadelerini kullandı.

Arslan, kayısı çekirdeği fiyatlarındaki düşüşü de şöyle anlattı: “Kayısı çekirdeğini 4 yıl önce 17 TL’ye satmak isteyince kavga çıkmıştı. Geçen sene ise 8 TL’ye zorla verebildim.”

Fotoğraf: Evrensel

‘Don ve doludan önce umut vardı, ama şu an o da yok’

Dedeyazı köyünün muhtarı ve aynı zamanda kayısı üreticisi olan İbrahim Tosun, tarım girdi fiyatlarındaki artışın devam ettiğini belirtti. Tosun, “Bir traktörün deposu şu an yaklaşık 4 bin TL’ye doluyor. Gerçekten çiftçi şu an çok zor durumda. Özellikle bu don ve doludan sonra durum daha da kötüleşti. En azından öncesinde bir umut vardı ama şu an o da yok” dedi.

Tosun, yaşanan don ve dolu olayından sonra Malatya’nın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Özellikle köyümüzdeki ve çevredeki duruma göre mutlaka ilan edilmeli. Çiftçilere büyük destekler sunulması lazım ki en azından gelecek yıla hazırlanabilsinler” şeklinde konuştu.

‘Çiftçinin sendikalaşması gerekiyor’

Bir başka Üretici İsmail Keleş ise şunları söyledi: “Üreticinin girdileri çok pahalı, satışa gelince fiyatlar düşük. Asıl çözüm çiftçinin örgütlenmesi ve sendikalaşmasıdır. Aksi takdirde bu iş bahçelerin kesilmesiyle sonuçlanır. Kayısı üreticiliği gündemden kalkar.”

Doğanşehir’in Karaterzi köyünden bir üretici ise şu bilgileri verdi: “Zarar tespiti için geldiler, kayıtlara don olarak geçti. Ancak asıl zarar önümüzdeki günlerdeki soğuklarla daha net anlaşılacak. Bakalım ne olacak.”

Üretici sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sorunun tek çözümü, kayısının iyi bir fiyatla ihraç edilmesi ve sağlam bir tarım politikası oluşturulmasıdır. Üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi için kayısının 200-250 TL gibi bir fiyata ulaşması gerekiyor. Üreticilerin örgütlü olması ve haklarını elde etmek için mücadele etmesi şart.”‎

‘Kayıplar bilimsel olarak tespit edilmeli’

Tüm Köy Sen (Tüm Üretici Köylüler Sendikası) Malatya Şube Başkanı Adil Aktaş, gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Son dönemde yaşanan şiddetli don olayları, özellikle Malatya gibi tarımın ekonomik hayatın merkezinde olduğu bölgelerde üreticileri derinden etkilemiştir. Donun neden olduğu ürün kayıplarının bilimsel ve şeffaf yöntemlerle tespit edilmesi, zarar gören çiftçilere adil destek sağlanabilmesi için kritik önem taşımaktadır.”

‘Malatya’nın acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor’

Aktaş, sorunun sadece doğal afetlerle sınırlı olmadığını belirterek, “Tarım girdilerindeki fiyat artışları üreticiyi iflasın eşiğine getirdi. Bu kapsamda Malatya’nın acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Ayrıca tarım politikalarının üretici lehine yeniden düzenlenmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi için sübvansiyonlar uygulanması ve yerli üretim teşviklerinin hayata geçirilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Üreticilerin Tüm Köy Sen çatısı altında örgütlenmesinin önemine değinen Aktaş, “Bu sayede hem piyasa koşullarında söz sahibi olabilirler hem de hak arama süreçlerini güçlendirebilirler. Toplu hareket etmek, fiyat dalgalanmalarına karşı direnci artıracak, üreticiyi yalnızca ‘afet sonrası’ değil, ‘sürdürülebilir tarım’ perspektifiyle de koruyacaktır. Üretici örgütlülüğü olmazsa olmazdır. Tarımı ayakta tutmak, gıda güvenliğini ve kırsal kalkınmayı geleceğe taşımak ancak bu adımlarla mümkün olabilecektir” şeklinde konuştu.

Evrensel'i Takip Et