363 üniversite bileşeninin çağrısı: Tutuklanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın
363 üniversite kulüp ve topluluğunun imzacısı olduğu imza kampanyasında öğrenciler, başta tutuklu tüm arkadaşlarının serbest bırakılması olmak üzere demokratik üniversite talep

Fotoğraf: Evrensel
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan protestolar ve üniversitelilerin boykotları devam ediyor. ODTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere, öğrencilerin önde gelen talepleri, tutuklanan tüm sıra arkadaşlarının serbest bırakılması, diploma iptallerinin geri çekilmesi ve polisin üniversitedeki varlığına son verilmesi. Bu taleplerin gerçekleşmesi için imza kampanyası başlatan ODTÜ öğrencileri, kampanyaya çeşitli üniversitelerden bileşenlerin destek verdiğini belirtiyor. Talepleri gerçekleşene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini söyleyen öğrenciler, üniversitelerindeki süreci ve neden kampanyaya imzacı olduklarını gazetemize anlattı.
ODTÜ Öğrencilerinden rektöre soruşturma
Kampüslerinde eylemlere devam eden ve diğer üniversitelere boykot çağrısı yapan ODTÜ öğrencileri ‘Demokratik üniversite, demokratik Türkiye istiyoruz’ başlığıyla bir imza kampanyası yayımladı. Kampanyayı şimdiye dek 363 üniversite bileşeni imzaladı. Öğrencilerin Salı günü 14.00’da Fizik çimlerinde buluşarak gerçekleştireceği “Rektörlüğü soruşturuyoruz” eylemine kadar devam edecek olan kampanyada ortak talepler ise şu şekilde:
- Tutuklanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın. Verilen tüm cezalar kaldırılsın.
- Hukuksuzca gerçekleştirilen diploma iptalleri geri çekilsin. Üniversitelerdeki anti-demokratik uygulamalar son bulsun. Rektörler üniversite bileşenlerince seçilsin.
- Üniversitelerdeki abluka son bulsun. Polisin üniversitelerdeki varlığına son verilsin.
Salı günü gerçekleşecek eylemde, ODTÜ öğrencileri her bölümde soruşturma kağıtları yazıp, rektörlüğe götürecekler. Ardından topluluk etkinlikleri gerçekleşecek. İmza metni de eylem esnasında yeniden okunacak. Kampanyanın imza metni ve imzalamak için ulaşılan internet sitesi: https://universitelerayakta.wordpress.com
‘Kampanyanın amacı demokratik üniversite’
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiği süreçte İşletme fakültesi dekanının söz konusu yönlendirmelerden dolayı istifaya zorlandığını söyleyen İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kadın Çalışmaları Kulübü, “Kararın dekanlık seviyesinde çıkması beklenirken İÜ Yönetim Kurulu kararı ile diploma iptali gerçekleştirildi. Bu durum üniversite yönetimimizin basit bir bürokratik durum karşısında nasıl da siyasallaşıp özerkliğini kaybettiğinin göstergesidir. Özerkliğini kaybetmiş, başına kayyım rektör yerleştirilmiş üniversitemiz kendi akademik ve idari yapısını da anti-demokratik kurgulamış haldedir; dekanların seçiminden ÖTK’ye kadar üniversitelerimizin karar organları demokratik işletilmemektedir. Bunun yanında öğrencilerin en temel hakları üniversitemizde her geçen gün daraltılmakta ve tartışmaya kapalı kararlarla süreçler adeta bileşeniz işletilmekledir. Ulaşılabilir yemek hakkımızdan, CİTÖK’ün etkisizleştirilmesine doğrudan öğrencileri ilgilendiren kararlar, öğrenciler olmadan ve yukarıdan alınmaktadır. Ayrıca öğrencilerin yan yana gelebileceği alanlar sınırlandırılmakta kulüplerin aktif işletilmesinin önüne bürokratik engeller çıkarılmaktadır. Bugün ise aralarında üyelerimizin de bulunduğu gözaltına alınan, ev hapsinde tutulan ve tutuklanan arkadaşlarımızın eğitim haklarının gasp edilmesi karşısında üniversite yönetimiz hiçbir inisiyatif almamakta; tersine YÖK’ün tehditkar çizgisiyle öğrencisinin karşısında durmaktadır. Bu durum karşısında, üniversitemizde ve diğer üniversitelerdeki arkadaşlarımızla bir araya geldiğimiz bu imza kampanyasına İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Komisyonu olarak biz de imza verdik. Bizim açımızdan ODTÜ’den başlayan bu imza kampanyası, ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerdeki benzer anti-demokratik uygulamalara bir demokratik çözüm arzusunu ifade etmektedir. Yine üniversitelerarası akademik boykot çağrısı da bu amaç içindir. Bu bir araya geliş, üniversitelerin demokratik işleyişten uzak, kayyımcı ve özerkliğini sadece ekonomik talan söz konusu olduğunda uygulayan kararları düşünüldüğünde, üniversite bileşenlerinden biri olarak kendini göremeyen öğrencilerin yani bizlerin çağrısıdır. ODTÜ’lü arkadaşlarımızın altına imzasını attığımız talepleri ve boykotumuz ile aslında daha yaşanılabilir ve güvenli üniversite, özgür fikir ortamı ve özgür akademik üniversite, etkin CİTÖK mekanizmaları ve en önemlisi öğrencilerin birer bileşen olarak var olabilecekleri ÖTK’yi amaçlamaktadır. İmza kampanyası kulübümüz açısından öğrencilerin yan yana geldiği ve demokratik taleplerini yükselttiği bir adımdır” dedi.
Fakültede düzenli olarak etkinlikler planlayan her bölüm ve sınıfla bu etkinlikleri organize eden öğrenciler olduklarını söyleyen İÜ Siyaset Felsefesi Kulübü, “Fakültelerimizde kulüpler aracılığıyla kendi alanlarımızı yaratmak istiyoruz ancak önümüze birçok engel çıkıyor. Biliyoruz ki özerk, demokratik üniversite talebinin öğrenciler nezdinde bir karşılığı var. Kimse kulüp bünyesinde yaptığı bir etkinlikte veya bahçede katıldığı bir forumdan sebep akademik hayatının risk altında olmasını istemez. Üniversiteler bizim özgürce kendimizi ifade ettiğimiz ve ürettiğimiz alanlar olmalı. Bu mücadeleyi başta tutuklu arkadaşlarımız için sürdürüyoruz. Sınav haftası geldi arkadaşlarımız sınavlara giremiyor. Anayasal haklarını kullandıkları için yaşamlarından, okullarından koparılıyorlar. Taleplerimizi söylemekten geri durmayacağız ve arkadaşlarımız için mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
‘Birlik olmaktan vazgeçmeyeceğiz’
Kampanyaya imza veren bir diğer bileşen ise YTÜ Kadın Çalışmaları Topluluğu. Topluluk, “ODTÜ’nün başlatmış olduğu ve tüm üniversite bileşenlerine çağrı yaptığı imza kampanyası demokratik bir ülke için yürüttüğümüz mücadelenin kitleselliğini bir kez daha ortaya koydu. Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak süreç boyunca işkenceye, tacize ve cinsel saldırıya uğrayan kadınların yanındayız. Hukuksuzluğa karşı çıkardığımız seste daha fazla hukuksuzlukla karşı karşıya kaldığımız günlerde birlikte olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Sorumlular yaşanan taciz ve işkenceleri yalanlasa da biz gerçekleri birbirimizden öğreniyoruz. Kadınların maruz bırakıldığı şiddete karşı herkesi dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.
YTÜ Münazara ve Müzakere Kulübü ise, “Anayasal haklarımızın tehlikede olduğu bu günlerde özellikle öğrencilerin dayanışma içinde ortak bir ses çıkarması en büyük gerekliliklerdendir. Topluluk olarak talepleriniz anayasal haklarını kullandıkları için haksız yere gözaltına alınan yüzlerce öğrencinin ivedilikle tahliye edilmesini, haksız yere ve adalet mekanizmasını baskılayarak getirilen siyasi yasakların ve gözaltların acilen sona ermesidir. Bu dayanışmaya destek sağlamaktan gurur duyuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Yine YTÜ’den imzacı olan bir diğer kulüp, YTÜ Sinema Kulübü, “19 Marttan itibaren kampüslerimizde ve sokaklarda devam eden mücadelemiz, tüm üniversitelerden sıra arkadaşlarımızla büyüttüğümüz direnişimiz ve ilmek ilmek ördüğümüz boykotlarımızla öğrenciler olarak daha fazla dayanamadığımız hukuksuzluklara, kayyımlara, akademinin içinin boşaltılmasına ve kampüslerin elimizden alınmasına karşı güçlü bir şekilde sesimizi yükselttik, yükseltmeye de devam ediyoruz. Haklı mücadelemize kampüsler yeniden bizim olana kadar, seçme-seçilme hakkımızı kazanana ve ÖTK’larımızı kurana kadar, öğrencilerin üzerindeki baskı kalkana kadar ve diğer tüm taleplerimiz sağlanana kadar devam edeceğiz. Bu süreçte ise sıra arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacak ve dayanışmaya, çağrılarına kulak vermeye devam edeceğiz. Buradan tüm kulüpleri/toplulukları, tüm üniversitelerin tüm bileşenlerini ODTÜ’nün dayanışma çağrısına kulak vermeye çağırıyoruz” çağrısında bulundu
‘Baskılara karşı omuz omuza duracağız’
Geçtiğimiz günlerde serbest bırakılan İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinden Berkant Tatlı’nın da üyesi olduğu İTÜ Kent ve Kentlileşme Kulübü, “İmzacı kulüpler olarak bir araya gelme sebebimiz de tam olarak giderek daraltılan üniversite alanında sözümüzü birlikte kurmak, öğrenciler üzerindeki baskıya karşı omuz omuza durmak. Tüm tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için verdiğimiz mücadele, bir kişiye değil, hepimize yöneltilmiş bu baskının karşısında bir direnç hattı kurma çabası” vurgusunu yaptı.
‘Üniversiteler birlikte direnirsek özgür kalır’
Hukuksuzluklara sessiz kalındığında daha da büyüyeceğini vurgulayan Boğaziçi Mağara Araştırma Kulübü, “Bizim de dahil olduğumuz 38 kulüp hukuksuzca kapatıldığında sadece biz değil, üniversitenin özgür sesini susturmak, öğrenci dayanışması kırılmak istendi. Ardından bu olayı takip eden hukuksuzluklar da temelde aynı amaca sahipti. Üniversitelerde, meydanlarda, sokaklarda yaşananlar, hukuksuzca yargılanan sıra arkadaşlarımız da bu baskı zincirinin bir parçası! Tam da bu yüzden ODTÜ’lü arkadaşlarımızın yayınladığı bildirinin imzacısı olduk. Çünkü üniversiteler ancak birlikte direnirse özgür kalabilir” ifadelerini kullandı.
İmzacı olmalarının nedeninin yalnızca dayanışma olmadığının, sorunlara karşı bir tutum ortaya koymak olduğunun altını çizen Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema Topluluğu “Üniversite toplulukları, öğrencilerin kendi ilgi alanları çerçevesinde bir araya geldikleri, sosyal, kültürel ve akademik anlamda üretim yapabildikleri önemli yapılardır. Ancak ne yazık ki, bugün bu yapıların ifade özgürlüğü ciddi biçimde kısıtlanmakta, topluluklara yönelik baskılar her geçen gün artmaktadır. Sinema Topluluğu olarak bizler, üniversite içinde karşılaştığımız adaletsizliklere tepki göstermekte çoğu zaman ilk adımı atan topluluklardan biri olduk. Bu duruşumuzun sonucu olarak rektörlüğün baskı ve tehditlerine maruz kaldık. Ancak bu tehditler bizi geri adım atmaya değil, daha fazla sorumluluk almaya itti. Bugün öğrenci toplulukları, yalnızca fikir beyan ettikleri için soruşturmalarla, kapatma tehditleriyle ve idari baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, üniversite ortamının temel ilkeleriyle çelişmektedir. Topluluk olarak, yaşanan bu baskı ortamına karşı sessiz kalmayı reddediyoruz. Sadece kendimiz için değil, tüm üniversite toplulukları için daha özgür ve katılımcı bir üniversite ortamı talep ediyoruz” diyerek diğer toplulukları da imzacı olmaya davet etti. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et