Özgür Özel: Artık iktidar muhalefettedir, CHP'dedir
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Artık iktidar muhalefettedir, Cumhuriyet Halk Partisindedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik 19 Mart'ta düzenlenen operasyon için "Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir. Mühimmat yalandır, iftiradır. 19 Mart sivil darbesi aynen 15 Temmuz darbe girişimi, 12 Eylül darbesi gibi milletin gönlünden asla ve asla destek görmemiştir. Tarih önünde de diğer darbeler gibi mahkum ve mahcup olacaktır" diye konuştu.
"Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimdeyse iktidar ondadır" diyen Özel, "Artık iktidar muhalefettedir, Cumhuriyet Halk Partisindedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir" ifadelerini kullandı.
Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İradesine sahip çıkan yürekten teşekkür ediyorum"
"Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını 19 Mart'ta İşletme Fakültesinin iptal etmeyeceğini görünce, iftar saatine doğru apar topar İstanbul Üniversitesinin yönetim kurulunu topladılar. Orada diplomanın iptaline karar verdiler. O andan itibaren olağanüstü bir süreci hep birlikte yaşıyoruz. Aslında Esenyurt Belediye Başkanımıza kayyım atanıp Beşiktaş Belediyemize haksız operasyonun olduğu gün 'Savaş ilanı olarak görüyorum' demiştim. 'Ne cevap vereceksiniz' sorusuna da 'Savaş ilan edilmiş bir yapı, bir kişi ne cevap verirse o cevabı vereceğiz' demiştim. Yine bu kürsüde, 18 Mart'tan 3 hafta önce, 'Bir darbe mekaniği işliyor, cumhurbaşkanı adayımıza bir darbe girişimi hazırlığı' demiştim. İradesine sahip çıkan, başkasına oy verildiğinde milli iradeyi hiçe sayan bu bir avuç muhteris cuntacıya karşı darbeyi püskürten milyonlara yürekten teşekkür ediyorum."
"İşin adı konulunca kızıyorlar: Recep Tayyip Erdoğan cuntanın başıdır"
"Darbelerin asker yaparsa askeri darbe, bugünkü gibi siviller yaparsa sivil darbe olduğunu biliyoruz. Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Her darbenin silahları vardır. Askerse tanktır, tüfektir. Bugünkü gibi sivil darbenin silahı yargıdır. O silahların mühimmatı vardır. Askeri darbede kurşundur, mermidir. Bugünkü yargı darbesinde mühimmat yalandır, iftiradır. Yalanla iftirayla yürüyen, birisinin talimatıyla, yargı eliyle yürüyen 19 Mart sivil darbesi, aynen 15 Temmuz darbe girişimi ya da 12 Eylül darbesi, 12 Mart darbesi, 1960 darbesi gibi milletin gönlünden asla ve asla bir destek görmemiştir. Tarih önünde de diğer darbeler gibi mahkum ve mağlup olacaktır. Söyleyene kızıyorlar. Önüne gelene 'terörist' diyenler, hiçbir kanıt yokken insanlara 'hırsız' diyenler, 'yolsuz' diyenler şimdi işin adı konulunca kızıyorlar. Her darbenin başında bir cunta vardır. O cuntanın da bir başkanı vardır. Son genel seçimlerde aldığı oylarla, YSK'nın onayıyla, verilen mazbatayla gelip Mecliste ettiği yeminle, içtiği antla Cumhurbaşkanı ünvanını alan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mart'tan sonra cunta başkanı ünvanını almıştır. Cuntanın başıdır."
"Diploma iptalinin altında imzası olanları tek tek irdeliyoruz"
"Aynı 15 Temmuzcuların telaşıyla darbeyi bir gece önce, 18 Temmuz'a çekip diplomayı iptal ettiler. Diploma iptalinin altında imzası olanları tek tek irdeliyoruz. Bir tanesini kazıyınca konservatuvar hocası. Kazıyorsun, Sakarya Belediyesinde Kültür Daire Başkanı. Kazıyorsun, TÜGVA eğitmeni. Kazıyorsun, kendi diplomalarında şaibeler var, tartışmalar var. Bakıyorsun, diploma iptaline, İşletme Fakültesine imza attıramayanlar TÜGVA'cıyı İstanbul Üniversitesinin yönetimine atamışlar. O TÜGVA'cı diploma iptaline imza atmış. Usulen de esasen de hukuksuz bu süreç Ekrem Başkan'la beraber kendi fakültesinden 28 kişinin de diplomasının iptaline sebebiyet verdi. Bunlardan bir tanesi Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı. Sorbonne Üniversitesinden doktoralı bir profesörün diplomasını da iptal edip 'Bugünden kelli sen artık lise mezunusun' dediler. Bir hukuk devleti düşünün ki bunların gözü dönmüşlüğünü dönüp de sürdürmeye kalksa birileri, o hocanın dersine girdiği ve onun üzerinden diploma alan binlerce, on binlerce öğrencinin diplomasını sakatlıyorlar."
"Daha kovuşturmanın başındayız, şirketlere kayyım atanıyor!"
"Daha mahkemeler görülüyor. 24 tane şirkete İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilişkili ya da Ekrem İmamoğlu'nun çevresindeki kişilerin, öz babasının 35 yıllık şirketi, mal varlıklarına el konuluyor ve kayyım atanıyor. Daha soruşturmanın, kovuşturmanın başındayız. Kimsenin suçu ispat edilmiş değil ama yandaş kayyımlar eliyle o şirketlere ne olacak?"
"Reklam panolarına kayyım atadılar"
"Belediyelere, ikisine kayyım atadılar. Diğerlerine atamadılar ama yüz binlerce billboarda kayyım atadılar. Yani kendi rejimlerinin reklamını yapmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kiraya verdiği, üzerinde reklamlar yayınlanacak olan, oradan kent lokantasına çorba olacak olan, oradan anne kartı olacak olan, çocuğa süt desteği olacak olan kaynaklara el koymaya, onları kendi lehlerine kullanmaya çalışıyorlar."
"Nerede hukukun üstünlüğü, nerede mal güvenliği?"
"Şimdi devletin verdiği tapunun, devletin verdiği diplomanın, devletin verdiği şirket ruhsatlarının, kazanılmış seçimin mazbatasının yok sayıldığı yerde nerede hukukun üstünlüğü? Nerede mal güvenliği? Bu devletin hangi verdiği kağıda güvenecekler? Bu devletin hazine bonosuna, bu devletin garanti ettiği şirketlerin hisse senedine nasıl güvenecekler?"
"Her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin lira çıktı"
"19 Mart darbesinden sonra Mehmet Şimşek 45 milyar doları cayır cayır yakmak zorunda kaldı döviz daha fazla yükselmesin diye. İşte 19 Mart darbesinin maliyeti. 45 milyar dolar rezerv yakıldı. Borsada 31,5 milyar dolar zarar yazıldı. Türkiye'nin risk primi yüzlerin altında olması gerekirken 371'e yükseldi. Ödeyeceğimiz faizler boşu boşuna katlandı. Her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin lira çıktı. Darbeden önce, yani bundan 4 hafta önce asgari ücret 6,5 gram altın alıyordu. Bugün 5,5 gram altın. Bugün 14 bin lira alan her emeklinin 22 bin lira alması için 100 milyar lazımdı. 17 katını Ekrem İmamoğlu korkusu için yaktılar. Yapmasaydın bu işi! Girmeseydin bu kumpasa! Yapmayaydın bu darbeyi! Bu parayı emekliye vereydin, asgari ücretliye vereydin, ürünü yanan çiftçiye vereydin."
"Cuntanın mali ayağının sorumlusu Mehmet Şimşek'tir, hesap verecektir"
"Buradan ilan ediyorum: Bir darbe vardır. Başında bir cunta vardır. Cuntanın başı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cuntanın mali ayağının sorumlusu Mehmet Şimşek'tir, hesap verecektir. Don çiftçiyi yakarken Mehmet Şimşek'in yaktığı para 1,7 trilyon."
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu suç örgütünün elinden kurtarana kadar durmayacağız"
"Karşımızda devleti, içinden adaleti çektiği için çeteye dönüştürmüş bir yapı var. Devletin içinden adaleti çekince belinde silah olan, elinde kalkan olan, bu milletin evladı polisini, bu milletin sabilerinin, suçsuz öğrencilerinin karşısına diker. O öğrencileri bir gün bile yatarı yokken alıp hapse koyan ve bayramı, belki bir dahaki bayram elini öpemeyeceği anneannesinden, babaannesinden, dedesinden, annesinden, küçücük kardeşinden ayrı geçirten, onları Silivri'de yatıran, ilk günler adli koğuşlarda yattıklarında ailelerinin uykularını kaçırtan bu iş, devletin içinden adaleti çekince devleti çeteye döndürüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu suç örgütünün elinden kurtarıp, çeteleşmekten kurtarıp adil, demokratik, güçlü bir hukuk devleti yapana kadar durmayacağız!"
"Kadınların yerine konuşmaya, karar vermeye son verin artık"
"Futbol takımları vermiş erkeklerin eline pankartları, doğumun nasıl yapılacağını söylüyor. Kardeşim! Kadının kaç çocuk doğuracağı, doğuracaksa nasıl doğuracağı, nasıl büyüteceği, nasıl giyineceği, ne yiyeceği, ne içeceği, ne kadar güleceği, kadının bileceği iştir. Bu konuda laf söylemek hiç kimseye düşmez! Hiçbirimize düşmez. Kadınların yerine konuşmaya, karar vermeye son verin artık. İnsanı erkek olduğundan utandırıyor bunlar, o kadar söylüyorum."
"Liseleri karıştıran ben miyim yoksa bu geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı?"
"Bir yandan da darbe üniversitelilere saldırdı, cevabını aldı. Ekrem İmamoğlu'na saldırdı, cevabını aldı. Şimdi liselere saldırıyor. Hani diyorlar ya 'Türkiye'yi karıştırmak mı istiyor CHP' diye. Bir bakın, ilk adımları kim atıyor? Liseleri karıştıran ben miyim yoksa durduk yerde bu proje okullarına saldıran bu geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı? Geçmişte şikâyet ettikleri ikna odalarını telefon hatlarından kurmuşlar. Yüz tanıma sistemiyle eylemlere katılan üniversitelilerin ailelerini arıyorlar. 'Çocuğunuzun görüntüleri elimizde, bahçede eyleme katılmış, okuldan atılır, diploması yakılır' diye tehdit ediyorlar."
"Tehcire hicret süsü veriyorlar"
"Trump'ın talimatıyla Netanyahu'yla işi pişirip ortamı hazırlarken, bunların adına manşetten 'müjde' veren ya da küfür eden gazete, Filistinlilerin bir 'hicrete' hazırlandıklarını söylüyor. Tehcire hicret süsü veriyorlar. Hazreti Peygamber'in Mekke'den Medine'ye zorunlu göçünü bugün Trump'a gönüllü yanlamanın işine alet etmeye çalışıyorlar. Bunlara geçmişte oy veren ne kadar samimi muhafazakar varsa, ne kadar samimi milliyetçi varsa hepsinin önünde saygıyla eğilerek bu utanmazlara diyorum ki siz bu Trump'ın orayı boşaltma, hidrokarbona çökme, Gazze'yi kumarhaneler kenti yapma planına hicret deyip Hazreti Muhammed'i âlet ediyorsunuz ya. Yazıklar olsun!"
"Kürt meselesinde Meclise gelin"
"Bir süredir Kürt meselesinde yeni bir süreç yürüyor. Adını koymakta korktukları, ne yapmayı istediklerini gizledikleri bir süreç yürüyor. Bize diyorlar ki 'Bir şeyler olacak, destek verin', biz de diyoruz ki 'Şeffaf olun, Meclise gelin. Milletin, vekilinin rızasını alın'. Tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Şimdi Adalet Bakanlığıyla DEM heyetinin atılacak yasal adımlar için bir araya geleceği duyuruldu. Sadece heyetler ve bakanlıklar üzerinden gitmemelidir. Ancak bu görüşme eğer Meclise bir zemin yaratacaksa yapılmalıdır. Artık yavaş yavaş yasal düzenlemeleri, kanuni değişiklikleri konuşmaya başladıklarını görüyoruz."
"Türkiye'nin yarınlarına katkı sağlayacak her türlü barışın yanında oluruz"
"Şehitlerin gelmeyeceği, Kürt'ün, Türk'ün anasının gözünden yaş akmayacağı, oluk oluk bu işlere para akmayacağı, Türkiye'nin yarınlarına katkı sağlayacak her türlü barışın, her türlü müzakerenin, her türlü samimi gayretin yanında oluruz. Ancak 'Batıdaki Kürtleri belediye meclislerine alarak terör örgütüne destek sağladı İmamoğlu' diyenlerin, düne kadar birbirine ip atanların ya da düne kadar sadece 'DEM Parti ile diğerleri gibi siyasi parti olarak ilişki kurduk' diye bize terörist yaftası yapıştırmaya çalışanların, sadece milletimiz iki yüzlülüğünü görsün, CHP'nin de tarihsel tutarlılığını görsün."
Bahçeli'ye çağrı
"Biz terörsüz Türkiye'ye destek oluruz. Ama soruyorum Sayın Bahçeli, sen sandıksız Türkiye istiyorlar. Ona destek mi oluyorsun yoksa gelip demokrasinin yanında mı duruyorsun? Bunu bir bana söyle, bir görelim bakalım.
İBB'ye bu operasyonun bir adı var mı? Bence var. Tayyip Erdoğan'ın üzerinden söylüyorum. Bu operasyonun işi adı, 'Kişi kendinden bilir işi operasyonu'. Sayın Bahçeli'nin söylediklerini okudum, yazdıklarını okudum. Kimi yerde gülümsedim. Kimi yerde hesaba güldüm. Devlet Bey'in yargılamaların hızlı olmasına, Ekrem İmamoğlu suçsuzsa ki namusumuz kadar kefiliz, yapılan kurguyu, kumpası görüyoruz. Bunu söylemesine ve hızla, 'Suçsuzsa' diyor, 'Tahliye olmasına, beraat etmesine'. Temennimiz odur, o günleri hep beraber görmeyi de Sayın Bahçeli'yle ümit ediyorum.
Yaptığı vurguları kıymetli buluyorum. Madem masumiyet karinesine inanıyoruz, madem milletin verdiği oylara değer veriyoruz, daha 1 yıl önce her iki kişiden birinin oyuyla İstanbul'a görevlendirilen Sayın İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasına, hiç değilse görevinde vekil varsa bile özgürlüğüne kavuşmasına, yargılama sırasında aynen Tayyip Bey gibi görevinin başına dönmesine, mahkemenin Tayyip Erdoğan'ın o günkü mahkemeleri gibi yürütülmesine, bir ilave yapıyorum Sayın Bahçeli, TRT'den, isteyen her kanaldan bu yargılamaların açık ve şeffaf yapılmasına siz ne diyorsunuz?
Biz burada sizinle buluşabiliriz. Hızlı, adil yargılama. Suç ispatlanırsa hapse, suç, beraat ederse görevine ve tutuksuz yargılama ve televizyondan yargılama.
"Gençleri serbest bırakın"
"301 evladımızı bayramda bizden kopardılar. Öğrenciler serbest kaldı, çok memnunuz. Doğru ama yetmez. 240'ı kaldı, 71'i içeride. 46'sını İstanbul'da, 15'ini Bursa'da, 10 tanesini İzmir'de, 71 evladımızı takip ediyoruz. Pırıl pırıl, tertemiz, geçmişlerinde bir tane bile sabıka olmayan, hiçbir örgütle bağlantıları olmayan, olsa olsa CHP üyesi ya da değil, 71 tane pırıl pırıl gencimizin bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz."
"İmza sayısı 10 milyonu aştı"
"İmza kampanyası, son gelen veriyle cumartesi akşamüstüne doğru 10 milyonu aşmıştı. Örgütümüz bütün gücüyle çalışıyor. İmzaların gerçek rakamları noter tarafından, bağımsız kuruluşlar tarafından tespit edilip kamuoyuyla paylaşılacaktır. Tüm vatandaşlarımızı dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oylamasına, erken seçim sandığını istediğimiz imza kampanyamıza davet ediyorum."
"Gitgide güçleniyoruz"
"Cumartesi günü, 19 Mart darbe girişiminin ay dönümünde, çiftçilerin ayağa kaldırdığı Yozgat'ta, AK Parti'nin 'Kalem' dediği Yozgat'ta, Yozgatlılarla kucaklaşmaya, demokrasiye sahip çıkmaya gidiyoruz. Hem arkadaşlarımıza güveniyoruz hem kendimize güveniyoruz. Ahlaki üstünlük bizdedir. Yaptığımız tüm eylemlerde her gün yeni ayaklar katılıyor, yeni omuzlar ekleniyor omuzlarımıza, gitgide güçleniyoruz. Her gün meydanlar bir gün öncesinden daha kalabalık. Samsun'da 47 yıl önce Ecevit'in topladığı kalabalığı topladık. Seçim yokken, 'Ekrem İmamoğlu'na özgürlük' diyerek."
"AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir"
"Basınlarını görüyorsunuz. İftiradan başka bir söz yok. Yazar çizerlerini görüyorsunuz. Hakâretten, iftiradan medet umuyorlar. Normal bir zeminde tartışabilen yok. Psikolojik üstünlük bizdedir. Her gelen anket bir öncekinden iyi geliyor, iyi gelmeye devam edecek. Her geçen gün daha büyük kalabalıklara konuşuyor, daha büyük kalabalıklarla yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimdeyse iktidar ondadır. Artık iktidar muhalefettedir, Cumhuriyet Halk Partisindedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir. Hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Adayımızı alacağız, sandığı koyacağız, iktidar olacağız. Atatürk'ün partisi iktidara yürüyor." (Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et