17 Nisan 2025 01:25

Proje okullarında sürgün: Liseliler öğretmenlerine sahip çıkıyor!

Başarılı olan ve olmayan eylemlerin belirleyeni örgütlülük düzeyidir. Bunu sağlayacak olan, liseli gençliğin önümüzdeki süreçte oluşturacağı temsilcilikler, öğrenci birlikleridir.

Proje okullarında sürgün: Liseliler öğretmenlerine sahip çıkıyor!

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Arben ÇITAK

Ankara

Marttan bu yana gelişim seyri izleyen, özellikle gençliğin sivrildiği eylemliliklerde lise gençliği de uzun zaman sonra ülke genelinde yaygın eylemliliklerle sahneye çıktı. Proje okullarında “görev süresi dolduğu” gerekçesiyle yüzlerce öğretmenin görev yerinin değiştirilmesine karşın liseliler “Öğretmenime Dokunma” şiarının öne çıktığı eylemlerle; oturarak, sloganlarla, şarkılarla hukuksuz uygulamaya karşı birleşti. Bu sürecin gösterdiklerinden hareketle eylemlere bir mercek tutmak ve ileri yanlarını, eksiklerini, önündeki engelleri ve gelişme potansiyelinin yollarını tartışmak da önem kazanıyor.

Öncelikle pek çok lisede öne çıkan bir husus, öğrencilerin eylem yapma söylentisinin yayıldığı andan itibaren okul idarelerinin kimi yerlerde doğrudan, kimi yerlerde dolaylı biçimde tehditlerle ve öğrencileri sindirme çabalarıyla meşru eylemlerin karşısına dikilmesiydi. “Polis kapıda bekleyecek”, “Eylem yaparsanız disiplin soruşturması yersiniz” vb. söylentiler her türlü alandan yaygınlaştırıldı. Burayla da kalmadı; eylemler esnasında polisin okul içerisinde araçlarla beklemesi, okul müdürlerinin eylemleri kırmaya dair tüm çabaları... Karşılarında tüm kurumlarıyla birleşmiş bir güç vardı. Buralara karşı velilerle ve mezunlarla birleşen liseler bu baskıları püskürtme kabiliyetini gösterebildi. Ancak daha örgütsüz yerlerde başlamadan sönümlenen eylemler olduğunu da belirtmek gerekir. Evdeki hesabı bozan ise buralardan gençlik mücadelesinin en deneyimsiz unsuru olarak liselilerin büyük tecrübelerle, alnının akıyla çıkması oldu. Liseliler, örgütlü olduğu ve dayanışmayı büyüttüğü takdirde bu baskıları ve korku iklimini dağıtabilecek güce sahip olduğunu görmüş oldu. Yazının kalanını da bu elzem tecrübenin kazanıldığı yerlerle oluşturacağız.

Yaşanılan süreçte ağırlaşan yaşam koşulları, dayatılan geleceksizlik, iktidarın eğitime açtığı savaş gençler açısından artık örgütlenen korkunun karşısına dikilmekten başka çıkar yol olmadığını gösteriyor. Ve bu yolun politik bir mücadeleyi içerisinde barındırdığı açıktır. Keza bugünün eylem koşullarını hazırlayan da geçtiğimiz yıllarda sertleşen politik iklim ve liseli gençliğin de içerisinde bulunduğu yığınların buralara karşı kolektif itirazlarıdır. Zeren Ertaş eylemleri, İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinden sonraki irili ufaklı deneyim ve öfke birikimleri, bugünkü tepkiselliğin bu biçimde oluşabilmesinin zeminini oluşturmuştur. Politik söylemlerden uzak durma, daha “güvenli” görünen mücadele araçlarına sarılma tutumu eylemlerde yaygın denilebilecek düzeyde görünüyordu. Ancak polis, idare, iktidar bileşiminin ortaklaşarak şehir fark etmeksizin gençliğin karşısına dikilmesi, meselenin olabildiğine politik bir sorun olduğunu gösterdi. Zaten liselere dönük bu hamlenin iktidarın 19 Marttan bu yana ivmelenen hareketinin bir parçası olduğu barizdi. Politikadan uzak durmak yerine kendi siyasal mücadele araçlarını, gençliğin dinamizmi ve yaratıcılığıyla ortaya koymanın nelere kadir olabileceği eylemlere katılan ve örgütleyen her genç açısından hafızalara kazındı. Bu deneyimler büyüdükçe, cesaretin ve umudun burada olduğu görüldükçe, esinti biçiminde kendini gösteren birikimler kasırga şeklinde yakıp yıkacaktır ve burası kazandıracaktır. 

Sürecin umut veren bir çıktısı ve büyütülmesi gereken yanı da eylemin ardından durmayan ve diğer liselerle birleşme, kalıcı birlikler kurma girişimlerinde bulunan liselerin olması. Burası önemlidir, çünkü başarılı olan ve olmayan eylemlerin asli belirleyeni örgütlülük düzeyi olmuştur. Bu yüzden örgütlü olma durumu şansa bırakılamayacak kadar kritiktir. Ve bunu sağlayacak olan da liseli gençliğin önümüzdeki süreçte birlikte oluşturacağı temsilcilikler, öğrenci birlikleri, dayanışma ağları biçimindeki yapılar olacaktır. Bu yapılara giden yol ise bunların liselerin koşullarına göre nasıl yapılacağını tartışan forumlar, toplantılar ve buluşmalardan geçer. Böyle birliktelik alanlarıyla, hedefli ve sistematik planlarla örgütlenen bir mücadele, öğretmenlere uzatılan bileği kırar. Bununla da kalmaz; parasız bir eğitime, bilimsel bir müfredata, öğrencilerin kendi okullarında karar alabileceği demokratik liselere uzanan hedefi somutlaştıran birikimin ta kendisi olur.

Tarihin gerçek kahramanları, örnek insanları kendi hakkını koruyan ve yaşadığı yerin sorunlarını dert edinen insanlardan oluşur. Buralara karşı bir mücadeleyi ilmek ilmek örmek, insan onuruna yaraşır bir yaşam pratiğidir. Diğeri boyun eğmek ve yitip gitmektir. Bugünün gençliği kendisine dayatılan koşullarla uzlaşmayacağını göstermiştir. Bu irade en geniş birlikteliklerle büyüdüğü oranda gerçekten kendi yaşamına ve geleceğine yatırım yapan bir gençlik var demektir. Ürkütme çabalarını boşa çıkarmayı bugünün örgütsüzlüğünde dahi başaran gençler, yarın büyütecekleri mücadelelerle tarihi yazacaktır. O zaman şimdi yürüdüğün yoldan daha da emin olarak liselerde bu kavgayı büyütme ve kendi geleceğini kazanma zamanı!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Korku rantı!

Korku rantı!

Saray iktidarı 6.2’lik İstanbul depreminin korkusunu, rant projelerinin hızlandırılmasının aracına çevirme hazırlığında. Şimdiye kadar başta Kanal İstanbul ve rezerv alan uygulamasıyla kaynağı lüks konut projelerine ve müteahhitlere aktaran iktidar, daha büyük projelerin adımlarını atacağını duyurdu. Projelerden emekçilere düşen ise ödenemeyen taksitler ve güvensiz evler oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
25 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et