18 Nisan 2025 04:30

Gediz Nehri’ndeki kirlilik tarımı tehdit ediyor | "Çocukken suyunu içerdik, şimdi hayvanlara içirmiyoruz"

Tuzluluk oranı yüksek kimyasallar Gediz Nehri çevresinde tarımı bitirme noktasına getirdi. Üretici köylüler ve uzmanlar kirliliği yaratan etmenlere bir an önce müdahale edilmesini istiyor.

Gediz Nehri’ndeki kirlilik tarımı tehdit ediyor | "Çocukken suyunu içerdik, şimdi hayvanlara içirmiyoruz"

Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

Ramis Sağlam
[email protected]


İzmir – Sulaması Gediz Nehri’nden yapılan tarım arazileri kimyasal tehdidiyle yüz yüze. Kum ve Nif Çayı gibi Gediz’e bağlanan derelere akıtılan sanayi ve yerleşim atıklarının neden olduğu kirlilik, nehir üzerinde arazisi bulunan çiftçileri zor durumda bırakıyor.

Ramsar koruma alanı kapsamında bulunan Gediz Deltası’ndaki kirlilik had safhaya ulaşırken çiftçiler tarla ve bahçelerini ‘çok kirli’ olarak tanımlanan kimyasal atık içeren suyla sulamak zorunda kalıyor.

Kirliliğin geldiği aşamayı Foça Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Semih Uzun, Ziraat Yüksek Mühendisi Hatip Altekin, Foça Tariş Zeytinyağı Kooperatifi Başkanı Ercan Yüksektepe ve bölgedeki üreticilerle konuştuk.

"Sanayi bölgelerinin kirliliği bizi vuruyor"

Yenibağarası’nda çiftçilik yapan Foça Ziraat Odası Başkanı Semih Uzun, girdi maliyetlerindeki artışların tüm çiftçileri olumsuz etkilediğini hatırlatırken bölgedeki üreticilerin öncelikli sorununun ise sulama amaçlı kullandıkları Gediz Nehri’ndeki kirlilik olduğunu söyledi.

Uşak, Manisa ve Menemen’deki organize sanayi bölgelerindeki kirliliğin Gediz’e akıtıldığını söyleyen Uzun, kendilerinin sanayinin yarattığı kirliliğin sonuçlarını yaşadıklarını ifade etti: “Tuzluluk oranı yüksek kimyasal atıklarla tarlalarımızı sulamak zorunda kalıyoruz. Bu kirlilik çevreye doğaya ve insanımıza zarar veriyor. Sadece tarıma değil bölgedeki popülasyonun tamamına zarar veriyor.”

"Su kalitesi düzenli takip edilmeli"

Gediz Nehri’nin Foça için önemli bir doğal kaynak olduğunu belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Hatip Altekin ise son yıllarda ciddi çevresel tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Altekin, “Gediz özellikle zeytinlikler ve diğer tarımsal üretim alanları için hayati önem taşımaktadır. Fakat kirlilik insan sağlığını tehdit edecek noktaya ulaştı. Foça’da yediğimiz sebze ve meyvelerin yüzde 50’sine yakını Gediz Deltası’ndan sağlanmaktadır” dedi.

Altekin “Kirliliğin azaltılması için biz de katkı sunabiliriz. Foça’da köylüler, üreticiler ve onların örgütleri, Gediz Nehri’nin su kalitesinin izlenmesi konusunda bilinçlendirilmeliler. Özellikle çiftçi örgütleri, ziraat mühendisleri ve muhtarlar aracılığıyla köylerde bilinçlendirme toplantıları düzenlenmelidir” dedi.

"Yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarımız yok oluyor"

Tüm olumsuz koşullara rağmen zeytinciliği ayakta tutmaya çalıştıklarını söyleyen Foça Tariş Zeytinyağı Kooperatifi Başkanı Ercan Yüksektepe “Gediz Nehri’ndeki kirlilik 245 kilometrelik uzunluğunun yaklaşık 175 kilometresinin geçtiği Manisa’da oluşuyor. Kirlilik Manisa’daki organize sanayi ve deri işletmelerinden kaynaklanıyor. Üretici köylüler de maalesef ceremesini çekiyor. Ülkemizde her gün artan maliyetler karşısında yalnız bırakılan üreticiler artık üretemez, ürettiklerini tarladan bahçeden toplayamaz hale geldi. Zeytin üreticileri olarak bu kirlenmenin bir an önce son bulmasını istiyoruz” diyerek ilgili bakanlıklara çağrı yaptı.

"Çocukken içtiğimiz suydu"

Gediz’e 6’sı OSB, 3’ü dericiler sanayi bölgesi olmak üzere toplam 9 sanayi bölgesinin atıklarının deşarj edildiğini söyleyen üreticiler, tarımsal sanayi ve endüstriyel tesisler nedeniyle Gediz Havzası’ndaki kirliliğin her geçen gün arttığını vurguladı.

Çocukluğundan beri Foça’nın Yenibağarası’nda yaşayan ve geçimini çiftçilik yaparak sağlayan Sadettin Tokgöz, “Bugün inanmazsınız ama çocukluğumuzda Gediz Nehri’nden su içerdik. Şu anki durum hiç iç açıcı değil. Bugün hayvanlarımıza bile nehirden su içirmiyoruz. Büyükbaş hayvanlarımı sulamak için traktörümdeki depoyla su çekmek zorunda kalıyorum. Gediz temiz olsa maliyetlerimiz azalır, daha ucuza ürünlerimizi satabiliriz” diye konuştu.

Halk sağlığını da tehdit ediyor

Kirlenmenin Uşak ve Manisa’dan başladığını söyleyen Yenibağarası Muhtarı Cihat Gerihan ise “Arıtmalarını çalıştırmadan atıklarını Gediz’e boşaltan fabrikaların yarattığı kirliliğin sonuçlarını Foça’nın mahallelerindeki üreticiler yaşıyor. Üretici Gediz Nehri’nde daha önce balık tutup gönül rahatlığıyla sulamasını yapıyor, her türlü sebze üretip yaşamını idame edebiliyordu. Fakat son 10 yıldır yaşanan sanayi kirliliği insan sağlığını tehdit eder hale geldi” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dört yılda 750 bin yeni çocuk işçi

Dört yılda 750 bin yeni çocuk işçi

Bizzat Erdoğan’ın, pandemiyi ‘üretim ve lojistik üssü olma fırsatı’ olarak işaret ettiği 2020’den bu yana ucuz emek eksenli dönüşümün çarpıcı sonuçları ortaya çıkıyor. ‘Üretim, ihracat’ gibi sloganlarla pazarlanan dönüşüm, çocuk emeğini de başta sanayi olmak üzere sermayenin hizmetine sundu. Bu dört yılda 750 bin çocuk daha resmi rakamlara işçi olarak geçti.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Gençlerin sokak eylemlerine atıfta bulunan Bahçeli, "Öğrencinin yeri okuldu, sınıftır, kütüphanedir" dedi.

Evrensel'i Takip Et