Borç yükünü çevirmekte zorlanan vatandaşlar: Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede?
Düşük gelirle borç yükü altında geçinmeye çalışan vatandaşlar ‘artık yeter’ diyerek geçinemediklerini anlattı: “Bizim yaşama hakkımız yok mu?”
Gittikçe derinleşen ekonomik kriz, borç yükü içinde kıvranan vatandaşların geçimini daha da zorlaştırıyor. Kadıköy'de pazar alışverişi yapan vatandaşlar geçinemediklerini söylerken, “Yeter artık. Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede?” diye tepkilerini dile getirdi.
Düşük gelirle borç yükü altında geçinmeye çalışan vatandaşlar ise kılık kırk yarıyor. ANKA'nın Kadıköy'de mikrofon uzattığı vatandaşlardan bazıları kredi kartı harcamalarına mesafeli olduklarını söylerken, bir pazarcı kart kullanım oranının pazarda bile yüzde 40'lara ulaştığını söyledi.
"Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan"
Vatandaşlardan biri "Yeter artık. Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede? Yaşam hakkımız yok bizim. Hiçbir yerde hakkını arayamıyorsun. Konuştuğun an..." dedi. Geçinebilmek için 68 yaşında pazarcılık yaptığını söyleyen bir vatandaş, "Sakatım, ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum evi geçindiriyorum. Aldığım emekli maaşı 14,5 lira. Yetmiyor ki." derken, emekli bir vatandaş da "Ekonomi bitik yani. Alt tabaka, bizim gibi, çay içmeye çay ocağına gidemiyoruz. Caminin avlusunda 7,5 lira da arkadaşlarla gidiyoruz da orada çay içiyoruz" dedi.
Vatandaşların görüşleri şöyle:
"(Kredi kartı) kullanıyorum. Ay başı geldi mi zorlanıyoruz. Yapılandırma diyorlar yapılandırmaya giriyoruz, daha çok borca giriyoruz. Olmuyor yani, iyi değil. Bu yaşıma geldim böyle bir şey görmedim"
"Cami avlusunda çayı tercih ediyoruz"
Oktay Doğru (70 yaşında): "Şu anda siyasilerden başka rahat eden kimse yok. Alt tabaka, bizim gibi, çay içmeye çay ocağına gidemiyoruz. Caminin avlusunda 7,5 lira da arkadaşlarla gidiyoruz da orada çay içiyoruz. O durumdayız yani. 2020’de emekli oldum, 800 lira maaş bağlandım, gittim memleketten inek aldım 1 milyar 100’e, kurban kestim burada. Şimdi 10 senelik maaşla gidip o malı alamazsın. Bir acı soğanın kilosu olmuş 50 lira, al da ye. Alt tabaka insan nasıl yesin?"
"Ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum"
"Pazarcılık yapıyorum bu yaşımda. 68 yaşındayım, sakatım, ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum evi geçindiriyorum. Aldığım emekli maaşı 14,5 lira. Yetmiyor ki. 15 lira kira parası, ne yiyeceksin ne içeceksin?"
"14 milyon lira maaş alıyorum. 50 lira domates. 6 kişiyiz biz, 1 kilo domates bana yeter mi? 3 kilo domates, 3 kilo salatalık alacağım ki anca. Çocuk da var yanımda, gelin var, çocukları var. Evi yok, ödeyemez ki kirayı. Geçim bitmiş, son noktaya gelmiş artık"
"Patronlara, ağalara, zenginlere çalışan bir hükümet sistemi var"
Oruç Yıldırım: "Türkiye’nin durumu iyi değil. Patronlara, ağalara, zenginlere çalışan bir hükümet sistemi var. Durum bu yani, geçinmiyoruz, geçiniyoruz, ben iyi geçiniyorum, bunlar safsata. Eskiden insanlar hedef koyardı, 2 sene sonra 1 araba alırım, 5 sene sonra bir ev alırım, 4 sene sonra çocuğumu evlendiririm. Şimdi geleceğe yönelik böyle bir tespitte bulunamıyor"
"Bak, 1000 lira da yetmedi. Bir şey alamadım çocuklara. Kurban olayım hakikaten gitsinler. Ağlayası geliyor insanın"
"Yeter artık. Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede? Yaşam hakkımız yok bizim. Hiçbir yerde hakkını arayamıyorsun. Konuştuğun an... Bu kadar söyleyeyim"
Pazarcı esnafı Medet Öztutan: "Kuru kalabalık. Eskiye göre yarı yarıya mal getiriyoruz artık ama ona rağmen zor bitiriyoruz, bazen bitiremiyoruz. İşler hiç kimse için aynı değil, Çoğu esnaf küçülmeye gidiyor; ya tezgahı küçültüyor ya da eleman çalıştırmıyor. Kredi kartı artık pazarda herkes kullanmak zorunda kaldı. Yüzde 40’ı kartla alıyor diyebilirim. Sadece 1-2 parça alanlar nakit alıyor" (ANKA)
Evrensel'i Takip Et