İlhan Sami Çomak: “Mahpus olarak girdiğim cezaevinden şair olarak çıktım”

Özer Akdemir

İzmir - Kültürpark’ta18-27 Nisan 2025 tarihleri arasında bu yıl 5. Kez düzenlenen İZKİTAP fuarında Manos Yayınları tarafından düzenlenen söyleşide Şair İlhan Sami Çomak, okurları ile buluştu. 30 yıllık cezaevi yaşamının ardından geçtiğimiz yıl tahliye edilen Çomak, mahpus olarak girdiği cezaevinden şair olarak çıktığını, bunu öfkesini şiire dönüştürme gücüne borçlu olduğunu söyledi.

Menekşe Altı etkinlik alanında yapılan söyleşide şiiri ve yaşama bakışı ile ilgili soruları yanıtlayan Çomak şöyle konuştu: “Şiirle, haksız, hukuksuz bir şekilde beni cezaevine atan kötülüğe karşı mesaj verdim, güzellikleri bulunduğum yere çağırdım”. 

“Hayata istemeden geç kaldım ama yaşam duygum çok büyük”

Cezaevinde her gün yeni bir şey öğrenme çabası içinde olduğunu, bunu da bol bol okuyarak gerçekleştirdiğini belirten Çomak, “Bu yorucu oluyordu ama yeter ki özgürlük gelsin diyordum. Geldi ve önümde yapacağım çok şey var. İstemeden geciktim hayata ama yaşam duygum çok büyük” dedi.

“Mapushane şiiri-şairi söylemine katılmıyorum”

Çomak, Nâzım Hikmet, Hasan Hüseyin, Enver Gökçe, Nevzat Çelik gibi şairlere “maphushane şairi” dendiğini, kendisinin de bu grupta olup olmadığı yönündeki soruya, “Hapishane şiiri ve şairi değerlendirmesine katılmıyorum” diye yanıt verdi. Şiirin nerede yazıldığına bakılarak yapılan değerlendirmenin şiirin içeriğinden çok nerede yazıldığına bakarak yapıldığı için yanlış olacağını kaydeden Çomak şöyle konuştu: “Ancak bu literatüre girdiğini kabul etmek durumundayım. Bence esas olan içeriktir. Eski mapushane şiirlerini okudum ama benim şiirim onlardan farklı. Bu benim şiirimi yüceltmez onların şiirini de küçültmez. Yine de hepimiz o büyük şairlere borçluyuz.  Ben şiire 30’lu yaşların başlarında, geç başladım. Türk edebiyatında pek çok şair bana el verdi. Onların benim üzerimde hakkı vardır."

İnsanların dört duvar arasına konunca onlar öldü gibi düşünüldüğünü oysa düşüncelerin hapsedilemediğini belirten Çomak, “Umut güzel ama bir yere kadar üretilebilir. İnsandan umut kesmemek hayatı sevmek yaşam tutkusu sürekli diri tutmak gerekiyor” dedi.