TÜPRAŞ’ta 4 rafineride yüzde 28 dayatmasına karşı eylem

Eren Saran
Gözde Meydan

TÜPRAŞ’ta çalışan işçilerin örgütlü olduğu Petrol-İş Sendikası ile Koç Holding arasında devam eden toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde Koç asgari ücretin dahi altında teklifle geldi. Koç Holding’in yüzde 28 oranında zam ve 3 yıllık sözleşme dayatmasına karşı Petrol-İş üyesi işçiler TÜPRAŞ’ın 4 rafinerisinde güne eylemle başladı.

Sendikanın aldığı eylem kararı doğrultusunda bu hafta 5 gün boyunca sabah vardiyasına gelen işçiler saat 10’a kadar çalışmazken, gece vardiyasındaki işçiler ise 10’a kadar üretime devam edecek.

“Fazla mesai yapmadan geçinemiyor TÜPRAŞ işçileri”

Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Hasan Toptan, gündüz vardiyasına girmeyerek rafineri önünde bekleyen işçilere seslendi. Toptan, sürecin işçilerle şeffaf bir şekilde paylaşılacağını ve kararların birlikte alınacağını söyleyerek konuşmasına başladı. TİS görüşmelerinin başladığı zaman müzakere ile yürüyen sürecin Koç Holding'in son oturumda yüzde 28 vermesiyle artık müzakere edilecek bir durumun kalmadığını söyleyen Toptan, “Bizi yıllardır aileyiz diyerek kandırmak istediniz. TÜPRAŞ işçisinin geldiği durum ortada. 2017'de başladı, bugüne kadar geldi. Bu saatten sonra hep birlikte mücadele edeceğiz. Masada, basında ‘işçime iyi maaş veriyorum’ diyor. Göstersin bakalım bordrolarımızı şişirmeden. Fazla mesai yapmadan geçinemiyor TÜPRAŞ işçileri” dedi.

TÜPRAŞ'ın 23 Nisan dolayısıyla çocuk etkinliği yapacağını söyleyen Toptan, “Dertleri kendi reklamlarını yapmak. Sen TÜPRAŞ işçisine hak ettiği maaşı ver biz kendi çocuğumuza senin verdiğinin daha iyisini alırız. Senin sosyal etkinliğine, hediyelerine ihtiyacımız yok. Hak ettiğimizi istiyoruz.” diye konuştu. Dört rafineri ve sendika genel merkezi ile birlikte hareket edeceklerini söyleyen Toptan, “Perşembe gününe kadar tüm arkadaşlar Koç Vakfı'ndan çıkış dilekçelerini temsilcilere verecek. İçeride tüm iş prosedürleri uygun şekilde yapılacak. Aileyiz diyerek esnetemeyecekler. Bize verdikleri değeri gösterdiler biz de hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz. Sosyal medya dahil olmak üzere herkes TÜPRAŞ işvereninin gerçek yüzünü, işçiye reva gördüğünü öğrenecek” dedi.

“Sabrımız kalmadı”

Sürecin 2019’daki gibi Yüksek Hakem Kurulu’na bırakılmak istendiğini söyleyen bir TÜPRAŞ işçisi, “Şubat ayında 10 fazla mesai yapmışım 10 mesai bir maaş, 30 gün kendi maaşım, bayram ikramiyesi de eklendi, 3 maaş olarak aldığım ücret 90 bin TL. Yanda Star rafineride çalışan arkadaşlarımızın aylık ücretini üç maaşta anca yakalıyoruz. Aylık net ücretlerimiz 35 binlere kadar geriledi. Aliağa’da en uygun kira 25 bin TL. Hepimizin ailesi var nasıl geçindirelim. Koç'un iyi niyetinin olmadığı zaten ilk oturumdan belliydi. Yüzde 15,75 ile geldi ilk oturuma şimdi de asgari ücret zammına anca geliyor. Aliağa rafinerisinde bir süredir yemek yememe eylemi yapıyoruz. Patron daha fazla kar etsin diye değil, evde çocuğumuza et yediremiyorken burada bize iyi bir yemek vermesini kabul etmiyoruz. Ücretlerimizle geçinemiyoruz ki. Bizi gelir gider tablosunda bir madde olarak görüyor Koç. Sendikamızla birlikte ne yapmamız gerekirse onu yapacağız sabrımız kalmadı” dedi.

“Verdikleri zam oranı hükümetin politikasından bağımsız değil”

Ülkedeki gelişmelerin de işçiden yana olmadığını belirten bir işçi, “Koç ülkenin en büyük sermaye grubu. İktidarla birlikte olduklarını da biliyoruz. Burada kazanmak istediğimiz şey insanca yaşayacak bir ücret ama kazanmamız için tüm halkın da bizimle olması ve siyasi olarak da sözümüzün birleşmesi lazım. Verdikleri zam oranları hükümetin ekonomi politikasından bağımsız değil bunu görmeden gerçekten kazanmamız mümkün değil” diye konuştu. Bir başka işçi ise “Sözleşme masasında yan haklara dair tekliflerin yıllık enflasyonun altındaymış, patronun ‘isteklerinizde haklısınız ama bütçemiz yok’ dediğini duyuyoruz. Ülkenin ilk 10’unda olan Koç Holding'in mi bütçesi yok?​” diye sordu.

TÜPRAŞ’ta Koç Holding’in 3 yıllık sözleşme, yüzde 28 oranında ücret zammı dayatmasına karşı Petrol-İş üyesi TÜPRAŞ işçileri 2 yıllık sözleşme, ilk 6 ay için yüzde 73 oranında zam talep ediyor.

TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi: Sonuç aynı olmasın istiyorsak direnmek gerek

TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi önünde de eylemler yapan işçiler adına konuşan Petrol-İş Kocaeli Şube Başkanı Nesimi Yetiş, TÜPRAŞ yetkililerine seslenerek, “Ben bu işçiye bu durumu anlatamıyorum. Gelin siz anlatın. Bu işçi darda 38-42 bin TL bandında çalışıyor. 100 kadar yeni işe giren işçimiz var onlar 19-29 bin TL’ye çalışıyor. Bu işçi hokkabaz olsa şapkadan o tavşanı çıkaramaz. Bize yüksek hakemi göstermeyin. Bu işçiyi nasıl çalıştıracaksın? Nasıl götüreceksin bu sistemi? Soruyorum defalarca sordum. Perşembe günü tam 4 saat anlattık. Bütçeleri yokmuş arkadaşlar, zarar etmişler TÜPRAŞ’ın işçisi zarar ettiriyorsa bu işçiye gerek yok; kendilerine de söyledim Hindistan’dan Pakistan’dan işçi getirin. Şurada üst üste iki yangın geçirdin, kusura bakmayın bu bilgisizlikle, beceriksizlikle yaptığınız yanlışla ben işçimi yangının içine atmam. İşçi burada ne anlatacaksan anlat. Şimdiden duyuyoruz müdürler ‘bize 18 verdi size 28 veriyor ne istiyorsunuz’ diye konuşuyorlar. Gelsin o zaman rafineri müdürü, İbrahim Yelmenoğlu, İK müdürü gelsin anlatsın bu sistemi nasıl yürüteceğini, nasıl çalıştıracağını. Hani her şey çok güzel olacaktı, hani çok iyi niyetliydiniz” dedi.

Bir TÜPRAŞ işçisi sürece ilişkin “Adım adım yüksek hakeme doğru gidiyoruz. Biz bu sürecin aynısını 2019’da da yaşadık. Sonucun aynı olmasını istemiyorsak daha başka yollarla da direnmemiz gerek” değerlendirmesinde bulundu.

“Gerekirse ailelerimizle rafinerinin önüne gelmeliyiz”

Başka bir TÜPRAŞ işçisi ise “Burada bizler açısından çok somut bir gerçek var artık aldığımız ücretlerle geçinmek mümkün değil, yerel basında yapılan haberlerin altındaki yorumları görünce hepimizin sinirleri bozuluyor. Bu işçi eskisi gibi kazanmıyor ki. Ortalamamız 38 bin olmuş. En tehlikeli işte canımız pahasına çalışıyoruz. 10 yıllık çalışanın aldığı ücret bu. Sendika işçinin öfkesini hissederek eylemlerin dozunu artırmalı. Burada hala üretime dokunmuyorsun, yasak diyorsun. Ee yasalar senden yana değil de işverenden yanaysa ne yapacağız teslim mi olacağız? Bu yasalar nasıl değişecek? Sen mücadele etmezsen değişir mi? Bu 1 hafta boyunca gerekirse ailelerimizle bu rafinerinin önüne gelmeliyiz. Sendika bunun çağrısını yapmalı” dedi.

Başka bir TÜPRAŞ işçisi ise “Bizim sesimizin daha çok duyulması gerek. Yerel basında tek tük çıkıyor haberler ve yanlı çıkıyor. Ulusal basında ise Evrensel hariç sesimizi duyan yok. Sendikanın bunu medyada da sosyal medyada da görünür kılması gerek. Niye getirtmiyorsun televizyon kanallarını, ulusal gazeteleri? Türkiye’nin en büyük şirketi, en çok kar eden şirketinde işçinin anası ağlıyor, bıçak kemiğine dayanmış. Bundan büyük haber mi var” diye konuştu.

EMEP: 1 Mayıs, toplu iş sözleşmesi mücadelesinin kürsüsü olmalı

TÜPRAŞ’taki sözleşme görüşmelerine ve yapılan eylemlere ilişkin açıklama yapan Emek Partisi Aliağa İlçe Örgütü, Koç’un dayatmaları sonucu sözleşmenin tıkandığını belirterek şunları söyledi:

“Koç Holding'e bağlı TÜPRAŞ'ta 4 rafineride çalışan 3500 işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri işveren tarafının, Mehmet Şimşek'in yürütücüsü olduğu ve ücretleri baskılamak üzerine kurulu ekonomik programına uygun bir şekilde yaptığı dayatmalar sonucu çıkmaza girmiş durumda.

Patron tarafı üç yıllık sözleşmede ısrar ederken, ilk altı aydaki zam oranını da ancak yüzde 28'e çıkarabildi. Üç yıl boyunca da resmi enflasyonun dahi altında teklifler sundu. Her açıdan Tüpraş işçileri açısından bıçak kemiğe dayanmış durumda. Bu saatten sonra işçilerin onayı dışında teklifte indirime gidilmemeli bugün itibariyle başlatılan eylem süreci, işçilerin doğrudan iradesiyle, işyeri örgütleriyle birlikte güçlendirilerek sürdürülmeli, işçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs, Tüpraş işçilerinin toplu sözleşme mücadelesinin bir kürsüsü haline getirilerek en güçlü şekilde hayata geçirilmelidir.

Emek Partisi Aliağa İlçe Örgütü olarak, Tüpraş işçilerinin bu onurlu mücadelesini selamlıyor, her aşamasında dayanışma içinde olacağımızı ilan ediyoruz. Aliağa'da bütün işçi ve emekçileri, tüm halkı bu mücadeleye güç vermeye birlikteliğimizi güçlendirmeye çağırıyoruz.” (Evrensel)