MEKTUP | ‘Alın terinin karşılığı ertelenemez!’
"TÜPRAŞ işçisi bu ülkenin sanayi yükünü omuzlayan, gece-gündüz demeden çalışan, üretim gücünün gerçek sahibidir. Ve biz buradayız. Kararlıyız."

Fotoğraf: Eren Saran/Evrensel
Petrol-İş Kırıkkale Şube Başkanı Mehmet Doğan
Türkiye işçi sınıfı bir süredir önemli bir sınavdan geçiyor. Bu sınavın en sıcak cephelerinden biri de TÜPRAŞ’ta yaşanıyor. Ülkemizin en stratejik sanayi kuruluşlarından biri olan bu rafineride, on binlerce tonluk üretim, milyonluk yatırımlar, yüksek basınçlı hatlar, yangın riski ve ağır iş yükü altında çalışan işçilerin mücadelesi, bugün sadece bir ücret pazarlığından ibaret değil. Bu, alın terinin, onurun ve emeğin mücadelesidir.
Sendikamız Petrol-İş olarak yürüttüğümüz 2025 yılı TÜPRAŞ toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 12. oturuma gelmiş durumda. Ancak geldiğimiz bu noktada, ne yazık ki işveren tarafının tutumu hâlâ ciddiyetten uzak, işçiyi yok sayan ve süreci kilitleyen bir nitelik taşımaktadır. Görüşmelerde masaya sunulan teklifin içeriği, TÜPRAŞ gibi yüksek kârlı bir işletmede çalışan işçinin insanca yaşam beklentisinin çok gerisindedir. Dahası, işverenin bu teklifi “sendikanın talebidir” diyerek, sorumluluğu üzerimizden atmaya çalışması; hem ahlaki hem de kurumsal anlamda kabul edilemez bir yaklaşımdır.
Ücretler konusunda kimi çevreler farklı işyerlerinin örneğini öne sürmektedir. Biz açık söylüyoruz:
TÜPRAŞ işçisinin gündeminde kendi emeği, kendi onuru ve çocuklarının geleceği vardır. Bu süreçte alınan eylem kararlarımız da aynı ciddiyet ve kararlılık içinde yürütülmektedir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle işverenin düzenlemiş olduğu etkinliğe katılmama kararı alınmış ve bu doğrultuda çocuklarımıza verilmek istenen hediyeler de reddedilmiştir. Biz bu kararı çocuklarımızı sevmediğimiz için değil, onların geleceğinde onurlu bir hayatın teminatı olacak bir işyerini savunduğumuz için aldık. Bununla birlikte, sabah saat 08:00 ile 10:00 arasında içeriye girmeme eylemleri başlatılmış ve Cuma gününe kadar sürdürülecektir. Bu eylemler tamamen meşrudur, yasaldır ve sendikal bir haktır. Her bir üyemiz, bir zincirin halkası gibi bu mücadeleye katılmak zorundadır. Çünkü birliğimiz bozulursa, taleplerimiz boşa düşer.
Şunu da herkes iyi bilmelidir:
Bu süreçte tek bir üyemizin bile mağduriyet yaşamasına, tehdit almasına ya da baskıya uğramasına asla izin vermeyiz. Bu uğurda gerekirse ailelerimizle birlikte rafineri kapısında bekler, ama arkadaşlarımızı yalnız bırakmayız. TÜPRAŞ işçisi bu ülkenin sanayi yükünü omuzlayan, gece-gündüz demeden çalışan, üretim gücünün gerçek sahibidir. Ve biz buradayız. Kararlıyız. Taleplerimiz karşılık bulana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Çünkü biz biliyoruz ki: Mücadele varsa umut vardır. Umut varsa, zafer kaçınılmazdır.
Evrensel'i Takip Et