EMEP'li Bayhan, TCDD’deki makinistlerin taleplerini Meclise taşıdı

Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve TCDD Taşımacılık A.Ş. bünyesinde aynı görev tanımına sahip olmalarına rağmen işçi statüsünde çalışan makinistlerin, sözleşmeli memur statüsündeki makinistlere göre ciddi hak kayıplarına uğradığına dikkat çekerek Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kapsamlı bir soru önergesi sundu.

Bayhan, makinistlerin özlük haklarında, ücretlerde, sosyal yardımlarda ve kariyer olanaklarında yaşadığı eşitsizliğin Anayasa’nın 10. maddesi (eşitlik ilkesi) ve 128. maddesi (kamuda liyakat) ile açıkça çeliştiğini vurguladı. Tren seyrüsefer güvenliği gibi hayati sorumluluklar üstlenen makinistler arasında uygulanan statü temelli ayrımcılığın, eşitlik ilkesini zedelediği gibi adaletsizlik yarattığını belirtti.

Bayhan’ın önergesinde şu sorular yer aldı:

1. Aynı işi yapan işçi makinistlerin neden daha düşük ücret ve sınırlı haklara sahip olduğu,
2. Bu ayrımın hukuki dayanaklarının olup olmadığı,
3. Kritik görevlerin sistematik olarak memur statüsündeki personele verilmesinin ayrımcılık oluşturup oluşturmadığı,
4. Bu uygulamaların trenlerde yolcuların güvenliği ve çalışanların iş güvenliği üzerindeki etkileri,
5. Eğitim ve kariyer alanlarında yaşanan dışlanmaya dair yeni bir çalışma planı olup olmadığı,
6. Uluslararası normlara (ILO, BM sözleşmeleri) aykırılık analizinin yapılıp yapılmadığı,
7. Sendikalarla diyalog mekanizmalarının işletilip işletilmediği,
8. Statü temelli farkların giderilmesine yönelik somut yeni adımlarının planlanıp planlanmadığı.

“Demiryolu emekçileri için eşitlik şart”

Bayhan, “Trenlerin güvenliği için gecesini gündüzüne katan, büyük sorumluluklar üstlenen makinistlerin yalnızca statüleri farklı diye maruz kaldığı bu eşitsizlik kabul edilemez. Bu ayrımcı düzenin bir an önce kaldırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bayhan, kamu yönetiminde liyakat ve eşitlik ilkelerinin yalnızca anayasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda kamu hizmetinin güvenliği ve insan onuruna yakışır biçimde yürütülmesinin temel şartı olduğunu vurguladı. (Haber Merkezi)