22 Nisan 2025 14:19

"Bu sistematik yok etme politikalarına boyun eğmeyeceğiz"

Türkiye'nin bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, demokratik haklarımıza saldırıydı. Sözleşme'den herhangi bir denetimden geçmeden keyfi bir şekilde vazgeçilmesi kabul edilemez.

"Bu sistematik yok etme politikalarına boyun eğmeyeceğiz"

Fotoğraf: Evrensel

Tuğçe Gündüz
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi öğrencisi


Biz öğrenciler haftalardır alanlardayız, sesimizi duyurma ve yaşadıklarımızın normalleştirilmesinin karşısında durma motivasyonuyla burada duruyoruz. Yaşanan hukuksuzluklara ve yaşamımıza ket vuran hareketlerin karşısındayız. 

Yıllardır derdimiz olan İstanbul Sözleşmesi konusu elbette şu anda da gündemimizde.

Demokratik haklarımız için nöbetler tutarken, yürüyüşler yaparken, haksızca gözaltına alınırken; yaşanmakta olan kadın cinayetleri, gözaltında yaşanan tacizler ve bu tacizler hakkında konuşanlar için yaptırım uygulanacağı söylemi, kesinlikle gündemimizden düşürmemek için nedendir.

2021 yılında Türkiye'nin bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, demokratik haklarımıza saldırıydı. Sözleşme'den herhangi bir denetimden geçmeden keyfi bir şekilde vazgeçilmesi kabul edilemez.

Sadece 2025 yılının başından beri bilinen kadın cinayeti sayısı 145. Kadın cinayetleri faillerinin hak ettikleri cezaları almamaları, küçük çocukların evlilik için yeterince olgun olabileceği hakkında söylemlere alan verilmesi, okullarda öğrencilerini taciz eden öğretmenlerin sosyal mecralarda pişkince bunlardan bahsedebilmesi ve caydırıcı ceza almamaları hepimizin sorunudur. Bunların yaşanmasına olanak sağlayan iktidar, en az onlar kadar bu suçların failidir.

Sağlık Bakanlığı'nın güya kadınlar için hazırladığı kamu spotu şeklindeki videoda, normal doğumun vajinal doğum olduğu hakkında dayatıcı ve mantıktan uzak söylemler; toplumda kadın bedeni hakkında istedikleri gibi iddialarda bulunabilecekleri bir özgüven yarattı. Öyle ki futbol takımları bile bu konu hakkında söz sahibi. Kadın bedeni ve hayatı, özellikle siyasilerin söz hakkı iddia edebilecekleri bir alan değildir.
Kadına yönelik şiddete karşı etkili politikaların hayata geçirilmemesi, gelecek nesillerin de bu sorunla yüzleşmek zorunda kalacağı anlamına gelmektedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin derhal ve eksiksiz bir şekilde tekrar yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların haklarını koruyan kanunun hükümet tarafından etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi için somut adımlar atılması, Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin yaygınlaşması ve kadına yönelik şiddetin kökündeki nedenlerle mücadele edilmesi gerekmektedir.

Bu sistematik yok etme politikalarına ve baskılara boyun eğmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır! 

Evrensel'i Takip Et