24 Nisan 2025 11:19

Kocaeli Emek Gençliği'nden yoksulluğa ve çocuk işçiliğine karşı 1 Mayıs çağrısı

Kocaeli Emek Gençliği, 1 Mayıs yaklaşırken piknik düzenledi. Yoksulluk ve çocuk işçiliğe dikkat çekilen etkinlikte, “Dayatılan yoksulluğun karşısında 1 Mayıs'ta alanlarda olacağız” denildi.

Kocaeli Emek Gençliği'nden yoksulluğa ve çocuk işçiliğine karşı 1 Mayıs çağrısı

Fotoğraf: Evrensel

Kocaeli- Kocaeli Emek Gençliği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlediği piknikte artan yoksulluk ve çocuk işçiliğe dikkat çekti. Etkinlikte Kocaeli Emek Gençliği 1 Mayıs'a güçlü katılım çağrısı yaparken, "Dayatılan yoksulluğun karşısında 1 Mayıs'ta alanlarda olacağız. Bu düzeni kabul etmiyoruz. Parasız, bilimsel ve demokratik eğitim taleplerimizi en yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz” dedi.

Piknik kapsamında düzenlenen panele, Eğitim-Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Arş. Gör. Ömer Furkan Özdemir ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan konuşmacı olarak katıldı. Özdemir, 1 Mayıs'ın tarihsel gelişimi ve işçi sınıfının mücadele kazanımlarını aktarırken; Erkan, öğrenci hareketi ile işçi sınıfı mücadelesinin nasıl birleştiğini vurguladı.

Arzu Erkan: Bu tablo bize dayatılıyor

Arzu Erkan konuşmasında, siyasi ve ekonomik bağımlılıkların sürdüğü koşullarda gerçek egemenlikten söz edilemeyeceğini belirtti. AKP döneminde artan özelleştirmelere dikkat çekerek, kamu kaynaklarının yabancı sermayeye peşkeş çekildiğini söyleyen Erkan, TÜİK'in 2024 verilerine göre, 15-17 yaş arası çocukların %25'inin çalışmak zorunda kaldığını ve yalnızca bu ay içinde 5 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Erkan, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarının öğrencileri de kapsadığını belirterek, "Depolarda çalışan öğrenciler 12-14 saat çalışıyor, karşılığında yalnızca 1000 TL alıyorlar" dedi. Barınma ve beslenme hakkının tehdit altında olduğunu, öğrencilerin yurt koşullarından memnun olmadığını vurguladı.

"Bu tablo bize dayatılıyor ama biz bu tabloyu kabul etmiyoruz" diyen Erkan, gençliğin son dönemde yürüyüşler, boykotlar ve forumlarla mücadeleye katıldığını, öğrenci hareketinin işçi sınıfı mücadelesiyle birleşmesi gerektiğini vurguladı. 1 Mayıs'ın sınıf mücadelesinin simgesi olduğunu belirten Erkan, grev yasaklarına rağmen direnen işçileri hatırlatarak, anayasal haklara sahip çıkılması ve örgütlü mücadelenin büyütülmesi gerektiğini söyledi.

Ömer Furkan Özdemir: 1 Mayıs, sömürüye karşı mücadele günüdür

Eğitim-Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Arş. Gör. Ömer Furkan Özdemir ise 1 Mayıs'ın sadece bir anma günü değil, işçi sınıfının sömürüye karşı verdiği tarihsel mücadelenin bir simgesi olduğunu ifade ederek, "Bugün 1 Mayıs, sadece çalışanların değil, emeğiyle yaşayan herkesin birlik ve mücadele günüdür" dedi.

1 Mayıs'ın kökeninin 19. yüzyılda ABD'deki 8 saatlik iş günü talebiyle başlatılan grevlere ve Haymarket Katliamı'na dayandığını hatırlatan Özdemir, bu taleplerin bugün hâlâ geçerliliğini koruduğunu belirtti. Özdemir, günde 17 saate varan çalışma sürelerinin yaşandığı bir dönemde işçi sınıfının "çalışma özgürlüğü"nün sadece bir söylem olduğunu ifade etti.Sendikaların sömürüye karşı yasal haklar için 50 yıl mücadele ettiğini belirterek, toplu pazarlık ve grev hakkının kolay kazanılmadığını söyledi.

Fransız Devrimi'nden itibaren yurttaşlık ve temsil hakkının eşit olmadığını, işçilerin hem oy kullanma hem de seçilme hakkı için mücadele ettiğini vurgulayan Özdemir, milletvekili maaşlarının da aslında fabrikada çalışırken seçilen işçilerin geçim taleplerinden doğduğunu ifade etti.

Türkiye'de 1 Mayıs'ın inişli çıkışlı bir geçmişi olduğunu belirten Özdemir, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kutlanan 1 Mayıs'ın, 1938 Cemiyetler Kanunu ile sınıfa dayalı derneklerin yasaklanmasıyla birlikte engellendiğini, ancak mücadeleyle yeniden kazanıldığını söyledi. "İşçiler olmadan üretim olmaz. Ama büyüyen gelir işçiye değil, onu sömürenlere gidiyor. 1 Mayıs, bu sömürüye karşı ses çıkarma günüdür" diyerek konuşmasını tamamladı. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bu korkuyu daha ne kadar yaşatacaksınız?
50 milyon can deprem riski altında

Bu korkuyu daha ne kadar yaşatacaksınız?

İstanbul, depremlerle sarsıldı. Türkiye’yi 23 yıldır yöneten iktidarın rant odaklı politikaları, ülkeyi depreme hazırlamadı. 20 milyon İstanbullu dün yeniden beklenen büyük depremin korkusunu yaşadı. Halk dar sokaklara indi, trafik felç oldu, telefon hatları çöktü. Uzmanlar, İstanbul başta olmak üzere deprem kuşağındaki 50 milyon insanın can güvenliğini sağlayacak acil önlemlerin derhal alınması konusunda yeniden uyardı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
24 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et