24 Nisan 2025 15:57

Bakırköy'de özgürlük çağrısı: Mücadele tutsak edilemez, siyasi tutsaklara özgürlük

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri HDK tutuklularına özgürlük talebiyle yaptıkları açıklamada, "Arkadaşlarımız mücadele ettikleri için tutuklandı, serbest bırakılmalı için birleşelim” dedi.

İstanbul – Yaklaşık iki ay önce Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik düzenlenen operasyonlar kapsamında tutuklanan siyasetçi, gazeteci, yazar ve sosyalistlerle dayanışmak amacıyla İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri bir araya geldi. Platform bileşenleri, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde düzenledikleri basın açıklamasıyla "Siyasi tutsaklara özgürlük" talebini yükseltti. Açıklamayı platform adına Nilay Ulaş okudu.

"Yargı sopası emekçi halkın tepesinde sallanıyor"

Ulaş'ın okuduğu ortak açıklamada, iktidarın uzun süredir yargıyı bir baskı aracı olarak kullandığı vurgulandı. Açıklamada, "Bu ülkenin işçileri, emekçileri, gençleri, kadınları, ezilen ve mücadele eden bütün kesimleri, hak arama mücadelelerinde gözaltılarla, tutuklamalarla, polis şiddetiyle ve işkenceyle karşı karşıya kalıyor" denilerek adalet sisteminin bağımsızlığını yitirdiği ifade edildi.

Ulaş, "İki ayı aşkın süredir hukuksuzca tutuklanan onlarca arkadaşımız cezaevlerinde. Aralarında sosyalistlerin, yazarların, aydınların, gazetecilerin olduğu pek çok arkadaşımız için iddianame bile hazırlanmadı. Çünkü onları neden tutukladıklarını açık açık söyleyemiyorlar" dedi.

"İddianameler yok, ama suç belli: Mücadele etmek"

Tutuklananların esas suçunun toplumsal mücadelelere katkı sunmak olduğununu belirten Ulaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Tutuklanan arkadaşlarımız; işçilerin insanca yaşam mücadelesini savunduğu için, gençlerin parasız, bilimsel ve demokratik eğitim hakkını dile getirdiği için, kadınların şiddetsiz, eşit ve özgür yaşam talebine ses verdiği için, halkların birlikte yaşam iradesine sahip çıktığı için ya da tüm bunları haberleştirdikleri için cezaevindeler."

Ulaş, bu durumun yalnızca HDK operasyonuyla sınırlı olmadığını; yargı sopasının sistematik biçimde emekçilerin, yoksulların ve muhaliflerin üzerinde sallandırıldığını kaydetti.

"İşçiler, kadınlar, gençler sokakta bu mücadele hepimizin"

Basın açıklamasında son dönemde artan toplumsal hareketliliklere de değinildi. Grev yasaklarını tanımayan metal işçilerinin kazanımlarına dikkat çekilerek, "Antep Başpınar'dan Kocaeli'ye, İzmir'den İstanbul'a işçiler insanca bir yaşam için mücadele ediyor" denildi.

8 Mart'ta kadınların, 19 Mart'ta ise gençlerin ve İstanbulluların sokaklara döküldüğü hatırlatılarak, tutuklu siyasetçilerin de bu mücadelenin bir parçası oldukları vurgulandı: "Tutuklu arkadaşlarımız bu mücadelelerde ön saflarda olacaktı. Şimdi onların bizlere devrettiği mücadele bayrağını, barikatları aşarak sokağa çıkan üniversite öğrencileri, mahallelerde iradesine sahip çıkan İstanbullu emekçiler taşıyor."

"1 Mayıs'a giderken birleşelim, mücadeleyi büyütelim"

Ulaş, konuşmasını yaklaşan 1 Mayıs'a işaret ederek sonlandırdı. Tüm emekçileri ve demokrasi güçlerini birleşmeye çağırarak: "Emeğimiz için, haklarımız için, bağımsız ve demokratik bir yargı için, sendikal hak ve özgürlüklerimizi kazanmak için, hukuksuzca tutulan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için birleşelim. Halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesi tutsak edilemez" dedi.

“Yanlış politikaların üstünü tutuklamalarla örtemezler”

Basın açıklamasının ardından konuşan siyasetçi, sendikacı ve demokratik kitle örgütü temsilcileri, "1 Mayıs'ta sokakta olacağız, tutuklamalarla korkmuyoruz" mesajı verdi.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, cezaevindeki arkadaşlarının yalnızca demokrasi, barış ve eşitlik için mücadele ettikleri için tutuklandığını belirterek, "Anayasayı bile tanımayan bir iktidar karşısında biz, var olan yasaları savunur hale geldik. Baskıyla bu toplumu susturamayacaklar" dedi. Konukçu, "Ekmek de istiyoruz, barış daistiyoruz. Yaşanabilecek bir ülkeyi hep birlikte kuracağımızı biliyoruz. Bunun inançıyla ve umuduyla sokaklardayız. İnsanlar günlerce sokakları terk etmeyerek gösterdiler. Haklarına sahip çıktıklarını, iradelerine sahip çıktıklarını, gençler geleceklerine sahip çıktıklarını gösterdiler" dedi.

“Tek adam yönetimi muhalefeti şiddet ve baskıyla sindirmeye çalışıyor”

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ise, "Uyuşturucu baronları, kadın katilleri dışarıda; barış isteyenler, öğrenciler, bilim insanları içeride" diyerek tutuklamalara tepki gösterdi. "Depremlerde on binlerce insanı kaybettik ama onları öldüren müteahhitler dışarıda. Bu adalet değil" ifadelerini kullandı. Aslan, "Tek adam yönetimi ve saray rejimi siyasallaşmış yargı eli ile; bütün muhalefeti, gençleri, kadınları, işçileri, kamu emekçilerini, bu ülkede demokratik hak ve özgürlük isteyen Kürt halkını, eşit bir toplumda yaşamak isteyen Alevileri şiddet ve baskıyla sindirmeye çalışıyor" dedi.

“İktidar yargıyı sopa olarak kullanıyor”

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, HDK'ye yönelik operasyonun "siyasi bir sindirme" amacı taşıdığını söyleyerek, "Biz anayasal kurumlarız, ama siyasi iktidar yargıyı sopa olarak kullanıyor" dedi. Kenanoğlu deprem toplanma alanlarının mezarlık olarak gösterilmesini ise, "Bu şehri yaşanmaz hale getirenler vatana ihaneti konuşmasın" sözleriyle eleştirdi.

“1 Mayıs’ta emekçiler nasıl bir dünya istediğini söyleyecek”

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner de 1 Mayıs'a vurgu yaparak, "Bu ülkenin işçileri emekçileri kendi yarattıkları güzelliklerden, zenginliklerde. eşit pay alamıyor. Onun için bu baskılar bizim üstümüzde sürüyor. Onun için bizi ezmeye çalışıyorlar. Bir emekçiler ve işçiler eşit pay aldıkları bir düzeni getirdikleri zaman barış, özgürlük, adalet ve insan hak ve özgürlüklerinin tümüne de kavuşacaklardır. Önümüz 1 Mayıs. 1 Mayıs'ta biz, yani işçiler, emekçiler, öğrenciler, aydınlar, Türkiye'yi bütün düşünen insanları 1 Mayıs'ta olacak. 1 Mayıs'ta haykıracak. Nasıl bir dünya istediğini söyleyecek. Sömürüsüz, savaşsız bir dünya istediklerine haykıracaklar. O dünyada herkes mutlulukla iş bularak, karınlarını doyurarak, mutlu olarak yaşayacaklar" dedi.

KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak ise, kamu emekçileri ve emeklilerin yoksulluk sınırının altında yaşadığını vurgulayarak, "Bu politikaların üstünü susturma operasyonlarıyla örtemezler" diye konuştu.

“Siyasi tutuklamalarla adalet sağlanamaz”

CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ali Akber Cömert, "İktidar güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyor ama toplum ayakta. Cumhurbaşkanı adayımızın, belediye başkanlarımızın, yöneticilerimizin, gençlerimizin, siyasi partilerimizin içeride olduğu bir ülke kabul edilemez. Burada demokrasiden bahsedemeyiz. Bir an önce hukuk dışı bu uygulamadan son vererek ülkenin bağımsızlığına hep birlikte katkı vermemiz lazım. Siyasi tutuklamalarla adalet sağlanamaz" diyerek tüm siyasi mahpusların serbest bırakılmasını talep etti.

“Bu bir gözdağı operasyonudur"

EHP Genel Başkan Yardımcısı Nehir Sevim ise, "60 gündür içeride olan arkadaşlarımız hakkında iddianame bile yok. Somut bir gerekçe yok. Bu bir gözdağı operasyonudur" dedi. Sevim, "Bu ülkenin sorunlarını çözemiyorsanız o koltukları bırakacaksınız. Bunun başka bir sonuca varması imkansızdır. Bizim tutuklu arkadaşlarımız da işte bu sorunların çözümü için mücadele ettikleri için tutuklandılar. Hepsini cezaevlerinden kurtaracağız" diye konuştu. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et