25 Nisan 2025 04:15

Emekçiye kentsel dönüşüm değil beterin beteri

İstanbul'da kentsel dönüşümün tarihi yurttaşların mahallelerinden uzaklaştırılması, ranta açılan alanlarla deprem tehlikesi altındaki yurttaşların mülksüzleştirilmesi örnekleriyle dolu.

Emekçiye kentsel dönüşüm değil beterin beteri

Fotoğraf: Evrensel

Özlem Songül Abayoğlu
[email protected]


İstanbul – Gerçekleşen depremler, afetler öncesi alınması gereken önlemleri, iktidar ve yetkililerin sorumluluklarını ve bu sorumluluklar doğrultusunda kentsel dönüşümün bahane edilerek rantsal dönüşüm yapılması bir kez daha tartışmaya açıldı. Özellikle inşaat sektöründe rantın yüksek olduğu İstanbul’un emekçi mahallelerinde bir gecede alınan kararlarla başlatılan “kentsel dönüşüm” uygulamalarının o mahallenin emekçilerine fayda sağlayacak biçimde değil, onları mahallelerinden sürecek şekilde yapıldığına birçok kez tanıklık ettik.

Fikirtepe, Fetihtepe, Şahintepe, Kirazlıtepe, Tarlabaşı, Sulukule ve İstanbul’un daha nice emekçi mahallesi kentsel dönüşüm adı altında ranta kurban edildi. Kadıköy’e bağlı Fikirtepe bu örnekler arasında belki de en çok tartışılanı oldu. 2012 yılında Kadıköy’ün göbeği denecek Fikirtepe’de oturan halka ‘kentsel dönüşüm’ yapılacağı duyuruldu. O dönem dönüşümü üstlenen firma, halkın kirasını ödeme, evlerini taşımak için altı aylık kirayı peşin verme ve sonrasında güvenli evlerde oturma sözü verdi. Yurttaşlar bir gecede tebligatla evlerinden çıkarıldılar. İlk başta yatan kira destekleri çok geçmeden kesildi. Kimisi taşındığı evin kirasını ödeyemeyince şantiye alanına dönüşmüş mahallesine bir süreliğine de olsa geri döndü. Sıra onların evine gelince tekrar çıkarıldılar. Lüks konutların ve dükkanların yükseldiği Fikirtepe’nin asıl sahipleri hâlâ haklarını alamadı. İstanbul’un merkezinde oturan, evleri dükkanları olan Fikirtepeliler, şehrin dışına sürüldü.

Sulukule’den Tarlabaşı’ya rant

Sulukule’de kentsel dönüşüm yapılacağı TOKİ tarafından 2007’de duyuruldu. Çoğunlukla Romanların yaşadığı mahallede evler yıkıldı, yerine pahalı siteler yapıldı. Böylece Romanlar Sulukule’den sürüldü. TOKİ’nin yaptığı sitelere yerleştirilen Romanların birçoğu ise aidatlarını ödeyemedikleri yine deprem açısından güvenli olmayan mahallelere taşınmak zorunda kaldı.

Beyoğlu Belediyesine bağlı Tarlabaşı’da da dönüşüm 2005’te gündeme geldi, 2010’da yıkımlar başladı. Dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, rantı ve halkı mahallelerinden etmeyi meşrulaştırmak için “Tarlabaşı terörün, uyuşturucunun, devlete çarpık bakmanın yuvası” diye tarif etmişti. Halk süreç içerisinde birçok kez mahkemeye başvurdu ve birçoğunu da kazandı. Ancak davaları kazanmak işe yaramadı, TOKİ yıkıma devam etti. Evinden çıkmayanlar zorla tahliye edildi.

‘Güvenli yerlere değil şehrin dışına sürüldü’

Beyoğlu Belediyesine bağlı Fetihtepe de benzer bir kaderi yaşadı. İstanbul’un en sağlam üçüncü zemini olan Okmeydanı’nın Fetihtepe ilçesi bir gecede yüksek riskli alan ilan edildi. “Kırmızı ile işaretlenen” ve deprem riskinin yüksek olduğu bu yerde artık kentsel dönüşüm yetkililerce “şarttı”. Fetihtepe’deki kentsel dönüşüm sürecini anlatırken akıllara 2014’te AKP’li Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ile Bilal Erdoğan’ın mikrofona yanlışlıkla yansıyan ‘kentsel dönüşüm’ sohbeti geliyor. O dönem Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti başkanı olan Haydar Ali Yıldız, Bilal Erdoğan’a kentsel dönüşümü hatırlatarak, “Bakalım şu dönüşümden de birkaç şey yapabilirsek, bir şey kalırsa bize…” diyor.

Erdoğan da “Projede var değil mi” diye soruyor. Yıldız’ın bu soruya yanıtı ise “Olmasa da bir iki yer, bina olarak aldık mı yeter bize” oluyor. Arından 2022 yılında kentsel dönüşüm, ortada bir proje bile yokken başlıyor. İnsanlara evlerini boşaltmaları söyleniyor. Evini boşaltmayıp, tüm haklarını şirkete teslim ettiği muvafakatnameyi imzalamayanın da elektriği, suyu, doğal gazı kesiliyor. Polis evinden çıkmak istemeyene müdahale ediyor. En sonunda İstanbul’da yükselen liralar, hayat pahalılığı ile Fetihtepelilerin bir kısmı başka illere, bir kısmı da yine şehrin dışındaki güvensiz mahallelere taşınıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Korku rantı!

Korku rantı!

Saray iktidarı 6.2’lik İstanbul depreminin korkusunu, rant projelerinin hızlandırılmasının aracına çevirme hazırlığında. Şimdiye kadar başta Kanal İstanbul ve rezerv alan uygulamasıyla kaynağı lüks konut projelerine ve müteahhitlere aktaran iktidar, daha büyük projelerin adımlarını atacağını duyurdu. Projelerden emekçilere düşen ise ödenemeyen taksitler ve güvensiz evler oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
25 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et