Direnişin hafızasını örgütlemek
Hafıza yalnızca geçmişi hatırlamak değil; onu bugünün ihtiyaçları doğrultusunda yeniden kurmak, mücadeleye entegre etmektir. Ancak böyle geçmiş bugünün direnişiyle anlam kazanır.

Fotoğraf: Evrensel
Ece AKTUĞ
Yıldız Teknik Üniversitesi
Bugün örgütlü öğrenci hareketinin önüne çıkarılan engeller, kampüslerde yaşadığımız örgütlenme zorluklarında somutlaşıyor. Ancak örgütsüzlüğün yarattığı boşlukları, geçmiş mücadelelerin bize bıraktığı hafızadan öğrenerek doldurmaya çalışıyoruz. Susturulmak istenen direnişlerin izini, eski bildirilerden, gazete kupürlerinden ve arşivlerden sürerek bugünkü mücadelemizi şekillendiriyoruz. Sadece geçmişe değil, kısa süre önce yaşanan Sırbistan direnişi gibi güncel örneklere de dijital hafızalar aracılığıyla ulaşarak birbirimizden öğreniyoruz. Etkili yolları görüp deneyimlerden beslenmek, mücadelemizin ilk adımlarını oluşturuyor.
Öğrenciler olarak, geçmişten bugüne tüm öğrenci ve halk hareketlerinden öğrenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Mücadelemizi anlamlandırırken, ’68 kuşağından günümüze uzanan direniş hattına yaslanıyoruz. ODTÜ'deki Devrim Stadyumu’na yazılan “Devrim” sözcüğü, 1971’de öğrencilerin hafızayı geleceğe taşıma çabasının güçlü bir simgesi hâline gelmiştir. Bu sembol, hafıza inşasının mücadele içindeki yerini bizlere hatırlatır. İstanbul Üniversitesindeki Turan Emeksiz Yemekhanesi de buna benzer bir örnektir. 12 Mart döneminde işkenceyle katledilen Turan Emeksiz’in adı yemekhaneye verilerek hem devrimci mücadelenin unutulmaması sağlanmış hem de onurlu bir hatırlama biçimi yaratılmıştır.
Hafıza, yalnızca geçmişi hatırlamak değil; onu bugünün ihtiyaçları doğrultusunda yeniden kurmak, mücadeleye entegre etmektir. Ancak bu şekilde geçmiş, bugünün direnişiyle anlam kazanır. Üniversitelerde ve dijital mecralarda oluşturduğumuz kolektif bellek, yalnızca anmakla kalmaz; dayanışmayı büyütür, direnci çoğaltır. Bugün sosyal medya üzerinden yaptığımız her paylaşım, geleceğin mücadele arşivine bırakılmış bir izdir. Medyanın tekelleştiği, gerçeklerin çarpıtıldığı bir ortamda, kendi sözümüzü söyleyebileceğimiz alanlara olan ihtiyaç giderek artıyor. Ana akım medya, gençliğin taleplerini ve itirazlarını görünmez kılmaya çalışırken, biz kendi araçlarımızı oluşturarak bu sessizliği bozuyoruz.
Direnişi kayda geçirmek, yalnızca bugünü değil, geleceği de güçlendiren bir adımdır. Mücadelemizi yazılı belgelerle olduğu kadar, fotoğraflar, çizimler, atölye tartışmaları ve açık derslerde kurulan kolektif diyaloglarla da kalıcı kılıyoruz. Bu çok yönlü hafıza yolumuzu aydınlatıyor, adımlarımızı sağlamlaştırıyor.
Kolektif hafızayı inşa etmek
Kampüs, yalnızca öğrencilerin buluştuğu bir alan değil; aynı zamanda kolektif bilincin şekillendiği, düşüncelerin filizlendiği bir mekandır. Ancak bu bilincin kampüs sınırlarını aşması gerekir. Yaşanan hak ihlallerini kayda geçirmek, eylem anlarını belgelemek, bildirileri ve çağrıları tarihsel bağlamlarıyla saklamak, gelecekte mücadele edecek kuşaklara aktarılacak güçlü bir hafıza zemini oluşturur. Fakat bu belleği sadece dijital ortama teslim etmek de yeterli değildir.
Bildiriler aracılığıyla güncel hareketleri ele alarak, hem içinde bulunduğumuz süreci farklı yönleriyle kavrayabilir hem de ulaşamadığımız sıra arkadaşlarımıza sesimizi ulaştırabiliriz. Direnişin önemli anlarını yansıtan fotoğraflar, kolajlar ve haber küpürleriyle hazırlayacağımız duvar gazeteleri ya da sergiler, yalnızca birer hafıza aracı olmakla kalmaz; kampüsün her köşesini bir direniş alanına, bir hatırlama mekânına dönüştürür.
Atölyeler, farklı bölümlerden gelen bilgi birikimlerinin buluştuğu, ortak düşünme zeminlerinin kurulduğu alanlardır. Bu ortamlar yalnızca bilgi üretimine değil; kolektif hafızanın birlikte inşasına, direnişin birlikte öğrenilmesine de olanak tanır. Açık derslerle desteklenen bu atölyeler, bilinçlenmenin ve ortak tartışmaların sürekliliğini sağlar. Bu paylaşımlar, geleceğin direnişçilerine ulaşacak kalıcı bir hafıza zemini oluşturur.
Bugün kayıt altına aldığımız her tartışma, yarının mücadele alanlarında yankı bulacak bir bellek parçasıdır.
Evrensel'i Takip Et