Ege Üniversitesinde boykotu nasıl ördük?
Altı günde bir veya her hafta çarşamba boykotunda sıra arkadaşlarımız ile çimlerde buluşuyor, şarkılar eşliğinde kendi yaptığımız yemeklerden yiyor; birbirimizle paylaşıyoruz.

Fotoğraf: Evrensel
Ege Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu
Her şeyden önce neden boykot yaptığımızı ve bize nasıl bir geri dönüşü olacağını anlamakla başladık. KYK’nın 3000 TL olan kredisi -eğer şanslıysak bursu- temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya bile yetmiyorken kampüs içerisinde tekelleşmiş zincir kafe ve restoranlara neden gitmememiz gerektiğini anlamış olduk. Zaten boykottan önceki hayatımızda da bu kafelere gidemeyerek bu boykota daha önceden başlamışız. Bireysel başlayan bu hareket zamanla küçük gruplara ardından topluluklara ve en nihayetinde ise üniversite geneline yayılmış oldu. Şu anda da altı günde bir veya her hafta çarşamba boykotunda sıra arkadaşlarımız ile çimlerde buluşuyor, şarkılar eşliğinde kendi yaptığımız yemeklerden yiyor; birbirimizle paylaşıyoruz. Hayal ettiğimiz üniversite hayatı tam olarak buydu aslında ama derslere, sınavlara koşturmaktan, öğrenci olarak geçim derdiyle boğuşmaktan; bir gençliğimiz olduğunu ve arkadaşlarımızla çimlerde oturabileceğimizi, sorunlarımızı konuşabildiğimizi unutmuş ve yalnız hissettirilmiştik. Boykot sayesinde her gün daha da kalabalıklaşıyoruz, her gün daha fazla konuşuyoruz. Hâlâ tutuklu ve gözaltında olan arkadaşlarımız için, gözaltına alınırken cinsel şiddete uğramış ve darp edilmiş arkadaşlarımız için konuşuyoruz.
Bu dönemde Kadın Çalışmaları Topluluğu ne yaptı?
Ege Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu 2024 Mart ayında açılmış ve 2025 Mart ayında ise SKS’nin baskıları sonucunda inaktif hâle getirilmiştir. Bu yüzden sosyal medya hesaplarımız ve farklı iletişim kanallarımızı kullanılmaz durumuna düşmüştü. Kadın Çalışmaları Topluluğu SKS’nin baskılarına rağmen mücadelesini sürdürüyor. Şu an aktif bir topluluk olmasak bile, toplulukta edindiğimiz arkadaşlık bağı sayesinde alanlarda hep birlikte direniyoruz, mücadele veriyoruz. SKS’nin baskı politikasını kırılması ve öğrencilerin sosyalleştiği alanların kapanmaması için okulumuzdaki tüm toplulukları bu mücadeleye davet ediyoruz. Birleşe birleşe kazanmamız gerek, susmamamız; tepki vermemiz ve okulun sahibinin bizler olduğunu hatırlatmamız gerek.
Bu hepimiz için bir başlangıç, mücadelemiz büyüyerek devam edecek. Öğrencilerin üzerindeki baskı kırılacak, hakkımız olan her şeyi alacağız. Gençliğimizi geçim sıkıntısıyla, gelecek derdi ile, sokakta gezen herhangi bir katilin bizi öldürme ihtimali ile yaşamayı kabul etmiyoruz. Yarınlarımız için, adil ve eşit bir gelecek için bu mücadele sürecek.
Evrensel'i Takip Et