Gençlik iradesine ve mücadelesine sahip çıktı!
Gençlik, verdiği mücadeleyle sadece kendi geleceğini değil, bu toplumun geleceğini de savunuyordu.

Fotoğraf: İBB
Abdullah Gül Üniversitesi öğrencisi
Kayseri
Eylem yalnızca yerel bir mücadele değil, toplumun bütününün geleceği için verilen bir mücadeleydi. Kayseri'deki gençler, özgürlük, adalet ve hukuk için sokağa çıktıklarında, karşılaştıkları engeller ve direnişin içinde, aslında çok daha derin bir sorunun yankılarını duyuyorlardı. Bu sadece bir siyasi hareket ya da bir partinin çıkarları meselesi değildi. Gençlerin gözünde bu eylem, daha geniş bir adalet arayışının sembolüydü.
Hak mücadelesi mitinge sıkıştırılamaz
Yürümek isteyen öğrencilere polis müdahale ettiğinde, sadece fiziksel bir engellemeyle karşılaşmadılar. Bu müdahale, aynı zamanda özgür düşüncenin, gençlerin bağımsız seslerinin bastırılmaya çalışılmasını simgeliyordu. Kayseri'deki bu direnişin ardında, "Miting değil, eylem!" diye haykıran bir toplumsal gerçeklik vardı. Ancak bu direnişin belirli partilerin politikalarının gölgesine hapsolması, onu yalnızlaştıran bir durum haline gelmişti.
CHP’nin, seçim sonrası ilçe binasında düzenlediği miting, bu gençlerin hak taleplerini yine göz ardı etti. Eylemlerin ve direnişin önceliği, çok daha büyük bir demokrasi mücadelesine evrilmişti. Ancak, siyasetin çıkarları ve hesapları, bu mücadeleyi etkisizleştirmeye çalıştı. Gençler barikatları aşmaya, haklarını savunmaya devam ettiler. Çünkü onlar, sadece kendi geleceğini değil, bu toplumun geleceğini de savunuyorlardı.
Bu hareket sürekli ve kararlı bir mücadelenin çıktısıydı
O gece, 11 gencin gözaltına alınması ve dördünün tutuklanmasıyla sonuçlandı. Ancak bu, gençlerin direnişini ve inançlarını yok etmeye yetmedi. Çünkü gerçek mücadele bedel ödemekle, sesini duyurmakla ilgiliydi. Bu, yalnızca bir seçim ya da bir miting meselesi değildi. Gerçek bir toplumsal değişim için verilen, sürekli ve kararlı bir mücadelenin parçasıydı.
Sonuçta, bu süreç, toplumsal anlamda bir dönüm noktasıydı. Bir yandan gençlerin direncini simgelerken, diğer yandan, toplumun geleceği adına bir uyarı niteliğindeydi. Gençlerin taleplerine gerçekten kulak veren kim? Kim, bu toplumu daha özgür, adil ve demokratik bir hale getirecek adımlar atmaya cesaret edecek? İşte bu sorular, toplumsal mücadelenin gerçek yüzünü gösteriyor ve geleceğe dair umutların yeşermesi için daha fazla sorumluluk almayı gerektiriyor.
Evrensel'i Takip Et