Bizi yok sayanlara inat 1 Mayıs'a!
Okullarımızda gerçekleşen tacizlerin üstü kapatılıp yaşanmamış gibi davranılıyor, kadın arkadaşlarımız ise olayların ailelere gitmemesi için susmak zorunda kalıyorlar.

Fotoğraf: Evrensel
Bir Anadolu lisesi öğrencisi
Kayseri
Her yerde karşılaştığımız baskılara maalesef okullarımızda da maruz kalıyoruz. Kadın olduğumuz için aşağılanıyoruz, bizlerin her türlü haksız olduğu düşünülüyor, erkek öğretmen ve öğrencilerin baskıları üzerimizden eksik olmuyor. Okullarımızda gerçekleşen tacizlerin üstü kapatılıp yaşanmamış gibi davranılıyor, kadın arkadaşlarımız ise olayların ailelere gitmemesi için susmak zorunda kalıyorlar. Bu baskıları ve aşağılanmaları birlikte mücadele ettiğimiz zaman yeneceğiz. Eylemlerde liseli ve üniversiteli kadınlar mücadelenin bir parçası olmak için çabalıyor. Baskı altında olmadıkları bir gelecek için sokaklarda direnmeye devam ediyorlar.
Liseli kadınlar evlenmeyi çözüm olarak görüyor
Liseli kadınlar yaşadıkları sorunları çözmenin yöntemini genç yaşta evlenerek evden ayrılmakta görüyorlar. Bu sorunlara aile içindeki baskılar, şiddetli geçimsizlik, ebeveynlerin arasındaki olumsuzlukları çocuklarına yansıtmaları ve bunun gibi bir sürü örnek verebiliriz. Ancak evlilik içinde bu baskılar azalmıyor, aksine katlanarak artıyor. İktidarın bu yılı "Aile Yılı" ilan etmesi, kadınları baskı altında yaşamaya maruz bırakmak istemesinin açık bir göstergesidir. Genç kadınların her şeyin üstünden gelebileceklerini ve evlenmenin bir çözüm olmadığını göstermek için mücadelemize onları da katmalıyız.
20. yüzyılın başlarında fabrika işçisi olan kadınlar mücadeleleri sonucunda birçok hak kazandı. Mülkiyet hakkı, kadınların yüksek öğrenime kabulü, seçme ve seçilme hakkı, boşanma ve velayet hakları, kadınların sendikalaşma ve iş gücüne katılma hakkı, eşit işe eşit ücret hakkı vs. şeklinde sıralayabileceğimiz bu haklar yine kadınların mücadelesi sayesinde elde edildi. Günümüze baktığımız zaman haklarımıza İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararı, 6284'ün iptal edilmesi, tecavüzcüsü ile evlendirilme yasası gibi politikalarla ket vurulmaya çalışıldığını görüyoruz.
Ama tüm bunlara rağmen mücadelenin kararlı bir biçimde sürdürülmesi hâlâ kazanımlar ile sonuçlanıyor. Örneğin tecavüzcüsü ile evlendirilme yasasının kaldırılması, İkbal ve Ayşenur'un, Narin'in cinayetlerinin mücadele ile gündeme taşınması, bizlerin yan yana gelerek neler yapabileceğinin kanıtıdır. Bu yüzden bu 1 Mayıs'a omuz omuza katılmak, taleplerimiz etrafında birleştiğimiz bir mücadele hattı yaratmak görevimizdir.
Evrensel'i Takip Et