Sırrı Süreyya Önder’in doktoru: Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var
Sırrı Süreyya Önder’in doktoru Prof. Dr. Ertan Sağbaş, ameliyat ve tedavi sürecini anlatarak, "Şu hale gelmesi büyük mucize. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var" dedi.
DEM Parti Meclis Başkanvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan gecesi evindeyken aort damarının yırtılması sonucu Şişli’de bulunan Florence Nightingale Hastanesi’ne kaldırıldı. 12 saatlik bir ameliyat sonrası hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi sürüyor ve hayati tehlikesi devam ediyor.
Önder’in doktoru ve Florence Nightingale Hastanesi Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertan Sağbaş, süreci Mezopotamya Ajansından Mehmet Aslan ve Melik Çelik'e anlattı.
"Hem diseksiyon hem de kalp krizi vardı"
Önder'in hastaneye gelişinin 5’inci ya da 10’uncu dakikasında kalbinin bir ara çalışmaya başladığını aktaran Sağbaş, "O süre zarfında arkadaşlar EKO (Kalp ultrasonu) yapmışlar. EKO’da aort kısmında diseksiyon flebini (yırtık emareleri) görmüşler. Teşhisi netti. Müdahale için o çok önemliydi. Hiç vakit geçirmeden direkt hasta yakınlarıyla görüşüp onaylarını alıp direkt ameliyathaneye resüsitasyonla indirdik" dedi.
Önder'in 12 saatlik ameliyata kalp masajıyla alındığını, ardından kalp akciğer makinesine geçtiklerini söyleyen Sağbaş, "Sonra göğsünü açıp aort anevrizmasını ve diseksiyonunu düzelttik. Sağ koroneri, diseksiyon hattının içerisinde kalmış. Bu da kalp adalesine kan gidişini engellemiş ve kalp krizi oluşmaya başlamış. Yani hastamızda hem diseksiyon vardı hem de kalp krizi vardı. İki ağır pataloji vardı. Bu durumu görünce bypass kararı aldım. Ayağından damar çıkardık ve oraya bypassını yaptık ve patolojiyi tamamen düzelttik" dedi.
"Günlerdir kalbi dinlendiriyoruz"
Ameliyattan sonra kalbi dinlendirdiklerini belirten Prof. Dr. Ertan Sağbaş, "Çünkü kalp çok hırpalanmış ve yorulmuştu. Sonra kalp akciğer makinesinden çıkmayı denedik ama çıkamadık. Bunu tahmin ettiğimiz için ECMO’yu (Akciğer ve kalbin yerini tutan suni dolaşım cihaz) da hazırlamıştık. Kasık damarından atar damar toplar damarla kalp akciğer makinesine geçtik. Günlerdir kalbi dinlendiriyoruz. Asıl vücut dolaşımını sağlayan ECMO’dur. ECMO desteğiyle çıktık. Sadece cilt altı kapattık. Kalp ödemli olduğu için kemiği de birleştirmedik. Bu şekilde çıktık" diye konuştu.
"Sağ tarafın kasılmaya başlaması bizi çok sevindirdi"
Ameliyattan sonra 2-3 gün beklediklerini, ardından Önder'i tekrar ameliyata aldıklarını söyleyen Sağbaş, "Bu sefer hem içerisini temizledik hem de kalbe bakıp gözlemledik. İlk ameliyatta kasılmayan sağ tarafın kasılmaya başladığını gördük. Bu çok iyi bir şey. Kalbi dinlendirelim, sağ kalp kendini toparlasın ve kasılmaya başlasın istiyorduk. İstediğimiz buydu. O bizi çok sevindirdi" dedi.
"Beyin ile ilgili belirsizlik var, yoğun bir ödem var"
Normalde 5-6 gün sonra bunun yaşanmasını beklediklerini ancak üçüncü günde olmasının kendilerini çok sevindirdiğini dile getiren Sağbaş, "Fakat burada şöyle de bir şey var: Göğsü kapattık ama beyin ile ilgili belirsizlik ilk günden itibaren vardı. 1 saat kadar kalp masajı yapılan bir insanın beyni oksijensiz kaldı mı kalmadı mı sorusunun cevabı çok önemlidir. Yırtığın aynı zamanda sağ şah damarına doğru ilerlediğini de gördük. Yani kalp masajı yapılırken bu yırtıktan dolayı beyin kanlanmamış da olabilir. Ancak net bir şey bilmiyoruz. Böyle de bir belirsizlik de var" dedi.
Önder'in tedavisine ECMO desteği ile devam ettiklerini ve beyinle ilgili 3 gün önce tomografi çektiklerini söyleyen Sağbaş, "Yoğun bir beyin ödemi var. Nörologlar ödemin açılması gerektiğini söylüyor. Bizler de o zaman net konuşabiliriz" dedi.
"Uyanmıyor, zaman bildiremeyiz"
Nörolojik açıdan olumsuz durumun daha fazla gibi göründüğünü aktaran Sağbaş, "Soluk alma refleksi oluşmuyor. Uyutucu almadığı halde uyanmıyor ve gözünü açmıyor" ifadelerini kullandı.
İlk andan itibaren antiödem tedavisine başladıklarını ve bunun sürdüğünü belirten Sağbaş, "Tomografideki durumu görünce doğru yolda olduğumuzu gördük. Artı vücuttan, beyinden sıvı çekiyoruz, böylece ödemi azaltmaya çalışıyoruz. Beklentimiz bir an önce giderilmesidir ve şu anda azaldı diyebiliriz. Alttan ne çıkacak, onu görmeyi bekleyeceğiz. Zaman bildiremeyiz. Bu ödem ne zaman dağılır, ne zaman uyanır, ne zaman ECMO’dan ayırırız, ne zaman kalp kendini toparlar… Bunu söyleyebilmek güçtür. Anlık verilerle tedaviyi düzenleyerek bir yol haritası çizmeye çalışıyoruz. Amacımıza doğru sonuçlar alıyoruz diyebiliriz ama hâlâ çok fazla ödem var" dedi.
"Takım çalışması halinde çok yönlü tedavi uygulanıyor"
Önder'e çok yönlü bir tedavi uygulandığını vurgulayan Sağbaş, "Akciğer damar yatağındaki basıncı düşürmek ve kalbin önündeki yükü azaltmak için kalbi destekleyici ilaç ve nitrik oksit veriyoruz. Aortta da tekrar bir problem olmasın diye, beyin ödemini azaltmak için kortizon veriyoruz. Enfeksiyon çıkmasın diye geniş spektrumda antibiyotik veriyoruz. En çok korktuğumuz şeylerden biri de enfeksiyondur. Kan dolaşım iyi sağlansın diye kan sulandırıcı ilaçlar veriyoruz. Çok ayaklı, çok parametreli bir tedavi. Birçok arkadaşımız bu tedaviye katılıyor ve üstleniyor. Bir takım çalışması şeklinde götürüyoruz" dedi.
"Mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz, umudumuz devam ediyor"
Prof. Dr. Ertan Sağbaş, "Önder’in durumunu Türkiye takip ediyor. Herkes yüreği elinde bekliyor. Umudunuz var mı" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Aslında şanslı çünkü şu hale gelmesi büyük mucizedir. Biz de bir mucizenin peşine düştük gidiyoruz. Bu mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çok dengeli olmamız lazım. Umudumuz devam ediyor. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var." (Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et