Koçyiğit, Bakan Tunç’la görüşmenin arka planını aktardı: Devlet adım atarsa takvim öne çekilebilir

Dilan Temiz
[email protected]

DEM Parti İmralı heyetinin İmralı’ya gerçekleştirdikleri dördüncü ziyaret sonrası Adalet Bakanı ile görüşme gerçekleştirdi. Sürecin önemli görüşmelerinden biri olan ziyarette DEM Parti Meclis Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile Eş Başkan Yardımcısı ve Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan heyette yer aldı.

Görüşme, DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlanmasının ardından 24 Nisan’a ertelenmişti.

Görüşmede PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, İnfaz Yasası, hasta tutuklular, Terörle Mücadele Yasası değişikliği, Öcalan’a “umut hakkı” tanınması, gazetecilerin de İmralı’ya giderek görüşme yapmasına kadar talepler iletildi. Bakan Tunç’un talepler üzerinde çalışacağı ve önümüzdeki dönemde gelişmeler olabileceği aktarıldı.

Koçyiğit, Adalet Bakanı ile yapılan görüşmenin arka planını aktardı.

Görüşmede, en önemli meselelerden olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çalışma ve sağlık koşullarının düzeltilmesiydi. Koçyiğit buna dair, “Bizim ilk etapta söylediğimiz şey bir yasal düzenlemeyi gerektirmiyor. Tecridin ortadan kaldırılması, oraya adaya bizim heyetimiz dışında farklı heyetlerin aydın yazar gazetecilerin gitmesi, farklı siyasi partilerin oraya gitmesi için özel bir yasal düzenleme yapmaya gerek yok. Bunun için zaten Adalet Bakanlığına başvurulduğunda Adalet Bakanlığı onayladığında gidebiliyorlar” dedi.

"Yasal mevzuat çerçevesinde hızlı bir şekilde tecrit kaldırılabilir"

“Zaten ceza infaz kurulundan kaynaklanan aile avukat görüşü ile ilgili zaten bir düzenleme var” diyen Koçyiğit, “Bütün bunlar zaten mevzuatın cevaz verdiği şeyler. O anlamıyla özel hemen şimdi bugün bir yasal düzenleme yapmayı gerektirecek bir durum yok. Var olan yasal mevzuat çerçevesinde zaten hızlı bir şekilde tecrit ortadan kaldırılabilir. Geri kalan meseleleri de uzun ömürlü olarak tabii ki özgürlüğünü sağlamak açısından umut hakkı çerçevesinde bir yasal düzenleme yapma ihtiyacı var” şeklinde konuştu.

Farklı partilerden heyetler de İmralı’ya gidebilir

Öcalan’la DEM Parti dışındaki heyetlerin teması konusunda bazı gelişmelerin yaşanabileceğinin bilgisini veren Koçyiğit, “Adaya gitmek için kendi başvuruları olan gazeteciler ve birçok kişi var. Tecridin ortadan kalkması durumunda gitmek için başvuru yapacak birçok kişi var. Bakanlık genel başvuruları değerlendirip onay verdikçe de heyetler görüşme yapacaklar. Biz bunun için bütün talepte bulunduk. Farklı heyetlerin, Sayın Öcalan’ın uygun gördüğü, görmek istediği, tartışmak istediği, çevrelerin her birisinin gitmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılması diye aslında formüle ediyoruz. Farklı heyetlerin aydın, yazar, gazetecilerin gitmesi, farklı siyasi partilerin İmralı’ya gitmesi zemine katkı sunacaktır. Bu sürece katkı sunacak her çevrenin gitmesi için kolaylık sağlanması lazım” ifadelerini kullandı.

"PKK’nin silah bırakması bizim gündemimiz değil"

“Örgüt üyeleriyle ilgili yasal düzenleme gündeme gelmedi” açıklamasını ve PKK’nin kongre tarihini sorduğumuz Koçyiğit, “Onlar açıkçası bizim gündemimiz değil. Biraz PKK’nin nasıl silah bırakacağı, ne zaman silah bırakacağı, nereye silah bırakacağı meseleleri örgüt, Sayın Öcalan ve hükümet yani devlet arasındaki başlıktır. Bu başlık bizim yürüteceğimiz, bizim konuşacağımız bir başlık değil. O nedenle de hiç gündeme gelmedi” yanıtını veriyor.

Koçyiğit, toplumun asıl kilitlendiği meselenin, herkesin beklentisi olan hükümetin sürekli altını çizdiği örgütün feshedilmesi, silah bırakılması meselesi “bizim dışımızdaki bir tartışma” diyerek bu konudaki görüşlerini yineliyor. Bu konuda da bu sürecin olması için yine hükümetin üzerine düşeni, devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini de ekleyen Koçyiğit,  “Bir çatışmasızlık zemini, gerçek anlamda güvenliği sağlayacak bir zemine ihtiyaç var ki bütün bunlar gerçekleşebilsin. Bunlar Adalet Bakanlığıyla konuştuğumuz bir konu değildi. Biz daha ziyade toplumun sürece güven duyabileceği ve bu sürecin ruhuna uygun yasal düzenlemeler yapılması üzerine bir tartışma yürüttük” diye konuştu.

"Demirtaş’a yeni dava sürecin ruhuna tezat"

Siyasi tutuklular ve Demirtaş’ın da gündeme geldiği görüşmenin olduğu gün Demirtaş’a açılan yeni davaya dair de Koçyiğit şöyle konuştu: “Kobanê ve AİHM kararlarının ihlal edilmesi meselesi üzerinden bir tartışmamız oldu, uygulanmaması üzerinden. Demirtaş’a yeni açılan davayı asla kabul etmiyoruz. Sürecin ruhuna uygun değil, tezat işler. Sürecin ihtiyaçlarına da uygun değil. Bu daha fazla toplumda güvensizliği derinleştiren, sürece dair güvensizliği soru işaretlerini artıran bir pozisyon. O anlamıyla bu tarz pratiklerden, bu tarz yaklaşımlardan uzak durmak gerekir. Biz bunu defaatle çok söyledik. Yani süreci zehirleyecek, süreci akamete uğratacak, süreci tartışacak, toplumun güvenini azaltacak her türlü pratikten uzak durulması gerekiyor. Negatif olumsuz etkisi çok daha derin oluyor. Toplumda güvensizlik duygusu daha da derinleşiyor. Sürecin ruhuna da sürece de aykırı ters, tezat işlerdir, pratiklerdir.”

"Öcalan hızlı ilerlemesinin özel olarak altını çiziyor"

Bundan sonra sürecin gidişatına dair konuşan Koçyiğit, birden fazla sistematik İmralı ziyaretlerinin olması gerektiğini söylediklerini belirtti. Sürece dair zikredilen takvimler açısından ise Koçyiğit, “Sürecin hızlı ilerlemesi hepimizin ortak mutabakatı sanırım, Sayın Öcalan bunun özel olarak altını çiziyor. Dem Parti olarak biz de aynı noktadayız. Hükümetin de bu konuda çeşitli beyanları var ama hızlı ilerlemesi için de hükümetin pratik adım atması gerekiyor” dedi.

"Çok daha hızlı bir takvim olabilir"

Tarih açısından daha önce verilen tarihlerle birlikte, atılan adımlar olursa takvimin çok daha hızlı ilerleyebileceğinin altını çizen Koçyiğit, “Pervin Hanım bir öngörüsünü paylaştı. Ama Sayın Öcalan’ın da beklentisi öngörüsüydü. Böyle yürütülmesi gerektiğine dair daha doğrusu belirlemesiydi onu paylaştı. Bu takvimin gerçekleşmesi devletin alacağı tutumla çok ilişkili en nihayetinde. Devlet bu konuda tutum alırsa kolaylaştırıcı rolünü oynarsa, zemin sağlarsa, imkan sağlarsa neden olmasın? Bunların her birisi için koşullar gerekiyor. Bu koşullar sağlanırsa tabii ki bu takvim yanlış bir takvim ya da olmayacak bir takvim değil. Çok daha hızlı da olabilir” dedi.