28 Nisan 2025 04:27

Köylüler bir araya geldi: Zirai donun vurduğu çiftçilerin borçları silinsin

Emek Partili Sevda Karaca, Malatya'da zirai don felaketinin vurduğu köylülerle bir araya geldi. "Çiftçilerin borçları silinsin, afet bölgesi ilan edilsin" talebini yineledi.

Köylüler bir araya geldi: Zirai donun vurduğu çiftçilerin borçları silinsin

Fotoğraf: Evrensel

Kıvılcım Eftelya
[email protected]


Malatya Malatya’da don felaketinin ardından Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile Tüm Köy Sen Malatya Şube Başkanı Adil Aktaş; Akçadağ’ın Dedeköy, Yaylımlı, Durulova ve Ören Mahallelerindeki üretici köylülerle bir araya geldi. Ardından Karaca, Malatya merkezde işçilerle buluştu.

Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Dedeköy’de üreticilerle bir araya gelerek yaşadıkları sorunları dinledi.

Karaca, bölgede iki yıl önce meydana gelen depremin yaralarının hâlâ sarılamadığını vurgulayarak, “Üst üste yaşanan felaketler, bir öncekinin acısını unutturacak boyuta ulaştı. Don felaketini konuşurken İstanbul depremi oldu ve gündem değişti. Bu sistemde her büyük acı, daha büyük bir felaketle unutturuluyor” ifadelerini kullandı.

‘Siz bu bölgede bu mücadelelerin hafızasını taşıyorsunuz’

Karaca, 19 Mart sürecinin arka planına ilişkin, “19 Mart öncesi yaşananlar, 19 Mart sürecini biriktirdi. Hatırlayalım, memleketin hiç ummadığımız yerlerinde çiftçiler ayağa kalktı. Domatesleri yollara döktüler, traktörleriyle yollara düştüler. Ürettikleri bütün ürünleri kaldırıp attılar, yok pahasına sattılar. Daha önce hiç olmadığı kadar çok, ülkenin her tarafında üretici köylü mücadeleleri yaşandı” dedi.

Karaca, Malatya özelinde ise şu tespitlerde bulundu: “Şimdi siz bu bölgede bu mücadelelerin hafızasını taşıyorsunuz. Malatya’da her böyle bir dert olduğunda köylülerin bir araya geldiği dönemler yok muydu? Köylü bunu kaybetti. Neden mi? Örgütlerini kaybetti, bir araya gelme olanaklarını yitirdi. Öyle olunca, başına gelen her felakete ‘kader kısmet’ deyip oturan bir konuma düştü.”

Karaca, üretici köylülerin tıpkı işçiler gibi emeğinin hakkını alabilmesi için örgütlenmesinin bütün bu felaketlerin tek çaresi olduğunu vurguladı.

‘Çiftçiye, yanan kayısı ağaçları yerine ücretsiz-kaliteli fidan verilmeli’

Tüm Köy Sen Malatya Şube Başkanı Adil Aktaş ise, “Binlerce üretici yaşanan dondan dolayı bir gecede perişan oldu. Bizim Tüm Köy Sen olarak yetkililerden beklentimiz üreticilerin bankalara olan borçlarının silinmesi, Malatya’nın tarımsal afet bölgesi ilan edilmesi, çiftçiye nakdi olarak desteğin verilmesi, yatlara verilen ÖTV’siz yakıtın çiftçiye verilmesi, çiftçiye yanan kayısı ve meyve ağaçlarının yerine ücretsiz-kaliteli fidan verilmesidir” dedi. Aktaş, üretici köylüye talepleriyle alanda olma çağrısında bulundu.

Üreticilerden biri, “Mazot desteği dün yattı. 20 dönüme 2 bin 646 TL destek vermiş. 2 bin 646 TL’ye 2 defa mazot gelmiyor ki. Onunla nasıl mazot alacağım, bahçeyi süreceğim, ilacını atacağım. Biz bahardan beri dünyanın ilacını attık. O param ne olacak? TARSİM bize ne verecek ki? Masrafını karşılamaz ki” dedi.
 

Fotoğraf: Evrensel

‘Bu mudur çiftçinin yanında durmak?​’

Dedeköy’ün ardından Yaylımlı’da üreticilerle bir araya gelen Karaca, “TARSİM denen sistem, zarar tespiti yapmaya geliyor; kayısıyı bilmeyen eksper, fındığı tanımayan memur gönderiliyor. Zararın yarısını bile yazmıyorlar. Çünkü zarar tam yazılırsa, ödemeleri artacak. O yüzden köylünün emeğini kağıtta silip süpürüyorlar. ‘ÇKS kaydın yok’ diye kapı gösteriyorlar. ÇKS olsa bile bu sefer de zarar tespitinde oyalamaya başlıyorlar. ‘Zarar tam ortaya çıksın’ diye aylarca bekletiyorlar.  Bu sırada da ‘çiftçiye müjde’ diye zaten alacağı üç kuruşluk mazot-gübre desteğini erkene çekip hava atıyorlar.  Bu mudur destek? Bu mudur çiftçinin yanında durmak” dedi.

Bir üretici köylü, “Köylü tarımla geçinemeyeceğini artık kendisi de biliyor. Bu bana ek gelir olsun diyor. Yani farklı alternatifler aramaya başlıyor. Onun için de gençler köylerde hiç yok. Tarım bu anlamda da darbe yiyor” ifadelerini kullandı.

‘Zirai don olan bölgeler afet bölgesi ilan edilmelidir’

Üretici köylüyle buluşmalarına Durulova’da devam eden Karaca, “Bu yılki mahsul gitti. 

Üstelik sadece bu yıl da değil; don gören ağaçlar yıllarca toparlanamayacak. Üç yıl, dört yıl ürün yok. Ama köylü o bahçeye yine bakacak. Budamasını, ilacını, bakımını yine yapacak.  Yani para harcamaya devam edecek. Ancak gelir sıfır” dedi.

Karaca, “Bu yüzden çiftçiye gerçek zarar tespiti yapılmalı; sigortası olsun olmasın, zararının tamamı devlet tarafından karşılanmalı; çiftçinin bu yıl ve gelecek yılki borçları silinmeli; zirai don olan bölgeler afet bölgesi ilan edilmelidir” dedi.

‘Çok ciddi bir çelişki var’

Ören’de halk toplantısında üreticilerle bir araya gelen Karaca, “Geçenlerde Ankara’da memleketin dört bir yanında üretici köylülerle bir buluşma yaptık. Her çeşit ürünün bu kadar zenginlikle yetiştiği bir memlekette sadece tarım politikaları açısından değil bölüşüm politikaları açısından da çok ciddi bir çelişki var. O yüzden ürettiğini kendisinin tüketemediği bir memleket gerçeğinin orta yerinde köylüsü için de geçerli bu işçisi için de” dedi.

Emek Partisi olarak en temel meselelerinin bir tanesinin, ürettiğini tüketemeyenlerin buluşabilmesi ve mücadelelerini ortaklaştırabilmesi olduğunu söyleyen Karaca, “Ancak ondan sonra bu memlekette tarım politikalarının böyle korkunç bir duruma getirilmesinin sorumlularıyla hesaplaşabilir, tarım politikalarını bu noktaya getirenlerin yarattığı sorunlarla baş edebilir. Sonrasında da aslında bir iktidar değişiminde tarım politikaları gerçekten de bu ülkenin bütün zenginliğine zenginlik katacak ama aynı zamanda da o zenginliğin herkesçe eşit paylaşılmasını sağlayacak bir düzene kavuşmasını sağlayabiliriz diye düşünüyoruz” dedi.

‘Afetin kendisi bu sistemdir’

Üreticilerden biri, “Afetin kendisi bu sistemdir. Yani sistem bize ‘Siz doludan, depremden gittiniz ama esas afet biziz, size yaşam hakkı tanımayacağız. Size kredi vermeyeceğiz, ne yaparsanız yapın.’ diyor” dedi.

‘Bunu değiştirebilmenin tek yolu, bizim organize bir şekilde hareket etmemiz’

Son olarak Malatya merkezde tekstil işçileriyle bir araya gelen Karaca, “Karşımızdaki güç çok organize ve elinde çok fazla aygıt var. Biz çok dağınığız, işçiler çok dağınık, bir de araçları daha az. Bir de üstüne patron aklı konuşuyor. Bunu değiştirebilmenin tek yolu var: Sabırla bizim de organize bir biçimde hareket etmemiz. Şimdi diyeceksiniz ki bir tane hayatımız var onu da buna mı harcayacağız? O bir tane hayatı bu işe harcamazsak o hayatı bizden bağımsız olarak harcıyorlar zaten. Meseleyi örgütlü götürmek önemli olan yani” dedi. Son olarak Karaca işçilere 1 Mayıs’ta alanlarda olma çağrısı yaptı.

Evrensel'i Takip Et