EMEP'ten Samsun’daki heyelan faciasına tepki: "Rant sebep, heyelan sonuçtur!"
Samsun’daki heyelan faciasına ilişkin açıklama yapan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, "Toprak kaymaların normal, ölümlerin ise fıtrat olduğu kabul edilemez" dedi.

Fotoğraf: EMEP
Samsun-Ordu karayolu Kirazlık mevkii yakınlarındaki bir akaryakıt istasyonuna bağlı oto yıkama alanında meydana gelen ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği heyelana ilişkin açıklama yapan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, rant uğruna alınmayan önlemler nedeniyle 3 kişinin yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, “Bunun adı kaza değil cinayettir” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, olay sonrası başsağlığı dilemesi ve bir savcı görevlendirmesiyle yetinmesini eleştiren Başkavak, "Karadeniz’in sarp arazisinde, heyelan riski bilinmesine rağmen toprağın kesilerek yapılan inşaatlara izin veren, denetim yapmayan tüm yetkililer sorumludur" diye konuştu.
“Katliamın üstü örtülemez”
Olayın ardından soruşturma kapsamında akaryakıt istasyonu sahibi tutuklanırken, mesul müdür ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Açıklamasında bu bilgileri de hatırlatan Başkavak, “Akaryakıt istasyonu alanı açmak amacıyla yapılan kazılar sonrası hemen altına inşa edilen akaryakıt istasyonu ve oto yıkmaya ruhsat verenlere, heyelan riski olan bu alanda yeterli önlemleri alınması için denetim yapmayan, yeterli önlemleri almayan pek çok kişinin sorumluluğu varken, sadece bu tutuklamayla katliamın üstü örtülemez” dedi.
İliç’ten Çöllolar’a aynı anlayış
İliç ve Çöllolar’daki iş cinayetlerini hatırlatan Başkavak, “Rant uğruna yetersiz önlemlerle yapılan inşaatlara izin veren AKP iktidarı; İliç’te siyanürlü toprağın kayması sonucu 9 işçinin ölümüne neden oldular. Maraş’ın Çöllolar bölgesinde toprak kayması sonucu 10 işçi yaşamını yitirirken, 9 işçiyi 2011 yılından bu yana toprak altından çıkarma gereği bile duymayan yine aynı anlayıştır. Sermaye iktidarları yaşanan yıkımları ve katliamları doğal bir süreç gibi algılanmasını sağlamaya çalışırken, madenlerin, taş ocaklarının, Karadeniz’de açılan otoyollar gibi yapıların sonucunda olası heyelan riski yok sayılmaktadır” diye ifade etti.
“Toprak kaymaların normal, ölümlerin ise fıtrat olduğu kabul edilemez”
İktidarın yaşanan bu ölümleri normalleştirdiğini ifade eden Başkavak, “Oysa ki; Türkiye coğrafyasının tamamı yağmaya açılırken, maden ve taş ocaklarının işletilmesi sırasında, oluşturulan yapay patlamalar nedeniyle hemen her yerde toprak kaymaları yaşanmaktadır. Petrol istasyonunda olduğu gibi yamaçlarda ve yamaç eteklerinde yapılan kazı ve hafriyatlarla, yamacın üzerindeki bitki örtüsünün tahribi veya yok edilmesi nedeniyle toprak kayması ve heyelanlar yaşanmaktadır. O nedenle yaşanan bu toprak kaymalarının normal, ölümlerin ise fıtrat olduğu kabul edilemez” dedi.
Gerçek sorumluların yargılanması için sürecin takipçisi olacaklarını duyuran Başkavak, son olarak şunları kaydetti: “Tren kazası olur makinisti, deprem olur mühendisi, heyelan olur işyeri müdürünü gözaltına alırlar. Ama asıl sorumluluğu olan, ruhsat veren sıralı bürokrasi, inşaatı yapan müteahhit ve şirket sahibi, genel müdüründen belediye başkanına, bakana kadar kimse yargılanmaz. Asıl sorumluluğu olanlar başsağlığı dilerken, en az sorumluluğu olanlar yargılanarak mağdur olan halk kitleleri oyalanmaktadır.” (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et