28 Nisan 2025 22:17

İSİG ve İstanbul Tabip Odası'ndan ortak açıklama: Çocuk işçiliği ile mücadeleye

İSİG ve İstanbul Tabip Odası, “Çocuk işçiliği ile mücadeleye” eylemi yaptı. Eylemde konuşan Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ise “MESEM'ler son bulana kadar mücadelemiz sürecek” dedi.

İSİG ve İstanbul Tabip Odası'ndan ortak açıklama: Çocuk işçiliği ile mücadeleye

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/ Evrensel

İstanbul- 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ile İstanbul Tabip Odası'nın çağrısıyla bugün Kadıköy Süreyya Operası önünde kitlesel bir eylem gerçekleştirildi. "Çocuk işçiliğine, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına, iş cinayetlerine hayır" sloganıyla düzenlenen eyleme çok sayıda öğrenci, emek örgütü ve yurttaş katıldı.

Eyleme üniversite ve lise öğrencileri de katıldı. Eylem de sık sık "Sermayeye değil eğitime bütçe", "Çocuk işçilik yasaklansın", "MESEM'de vahşete, sömürüye son", "MESEM'den ÇEDES'e sömürüye son", "Güvenceli gelecek istiyoruz", "Çocuk katili bu düzene başkaldır" sloganları atıldı.

"Çocuk işçiliği ile mücadeleye", "MESEM sömürüsüne son" yazılı pankartlar taşındığı eylem de, artan yoksulluk ve devlet politikaları nedeniyle çocuk işçiliğinin yaygınlaştığını vurguladı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/ Evrensel

“MESEM'ler son bulana kadar mücadelemiz sürecek”

Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların sadece birer rakam olmadığını belirterek, hayat hikâyelerini okudu ve şunları söyledi: "Çocukların yapmaması gereken işleri yaparken katledildiğini belirtti. Çocuklar devlet eliyle patronların eline veriliyorsa, barikat başında polis işkencesi yaşıyorsa biz isyandayız."

 Meslek Eğitim Merkezleri'nde (MESEM) eğitim gören bir öğrenci ise çalışma koşullarına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Meslek lisesi öğrencisiyim, MESEM'liyim. Bugün gençliğe bilimsel nitelikten uzak, sorgulamanın değil itaatin esas alındığı sömürü düzeni için ucuz iş gücü oluşturma amaçlı bir sistem dayatılıyor. Muhalif, demokrat öğretmenlerimiz başka okullara sürgün edilerek cezalandırılıyor.  Moda sektöründe, sanayilerde çalışan çocuk işçiler çok zor koşullarda çalıştırılıyor. Stajyer adı altında ayda sadece 6 bin TL gibi yol ve yemek parasını dahi karşılamayan ücretlerle makinelerin başına geçirilip iş öğreniyoruz. Üstelik direnenler cezalandırılıyor. 16 yaşındaki yoldaşımız Boran Yusuf Arslan, MESEM sömürüsüne karşı ses çıkardığı için 58 gündür Maltepe Çocuk Cezaevi'nde tutuklu. Bugün burada onun sesi olmak için toplandık."

Başka bir lise öğrencisi de haftada dört gün çalışıp bir gün okula gittiklerini belirterek, MESEM uygulamasının çocuk işçiliğini meşrulaştırdığını söyledi:

"Eğitim adı altında birkaç safsatayla iş güvenliği öğrettiklerini sanıyorlar. Gerçekte patronların getir götür işlerini yapan çocuk işçiler yaratıyorlar. Çocuklar asgari ücretin üçte biri gibi komik ücretlere çalıştırılıyor. Bu düzene karşıyız. MESEM'ler son bulana kadar, çocuklar özgürleşene kadar mücadele edeceğiz."

İstanbul Tabip Odası Başkanı Küçükosmanoğlu: MESEM bir sömürü düzenidir

Eylemde söz alan İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu da MESEM uygulamasının çocukların psikososyal gelişimi için son derece zararlı olduğunu vurguladı:

"MESEM adı altında çocuklar haftanın dört günü uzun saatler çalıştırılıyor. Yol ve yemek parası bile verilmeyen, tamamen sömürüye dayalı bir sistem. Bu durum çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit ediyor. Burada sadece iş gücü üretiliyor; eğitim değil sömürü var. Tüm emekçilerin buna karşı çıkması gerekiyor."

“Çocuk işçiliği sistematiktir”

Konuşmaların ardından İstanbul Tabip Odası ve İSİG Meclisi tarafından ortak basın açıklaması okundu. Açıklamada, AKP'nin iktidarda olduğu 23 yıl boyunca tarım, sanayi ve eğitim politikalarıyla çocuk işçiliğinin kitleselleştiği vurgulandı. TÜİK verilerine göre 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranının 2022'de %18,7 iken 2024'te %24,9'a yükseldiği belirtilerek, Türkiye'de yaklaşık 3-4 milyon çocuk işçinin bulunduğu ifade edildi.

Açıklamada, çocuk işçiliğin en çıplak haliyle iş cinayetlerinde ortaya çıktığı belirtilerek, son 12 yılda en az 764 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği, AKP döneminde ise bu sayının en az 1000'e ulaştığı aktarıldı.

Açıklamada, "Çocuk işçilik; eğitim, öğrenim, yetişecek eleman argümanlarıyla 'meşrulaştırılmaya çalışılsa da' çocuk işçi ölümleri gizlenemiyor. Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında, var olmasının yegane yolu ucuz işgücü ihracıdır. Sermaye için çocuk işçilik elzem olarak görülmektedir" denildi.

Çocuk işçiliğinin tarımdan sanayi ve inşaat sektörlerine kaydığına dikkat çekilerek, Organize Sanayi Bölgeleri ve MESEM uygulamalarıyla çocukların sistematik olarak üretim süreçlerine dahil edildiği belirtildi.

Üç temel talep

Basın açıklamasında üç temel talep öne çıkarıldı:

  • Çock işçilik yasaklanmalı, mesleki öğrenim çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır.
  • Eğitim her kademede parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında ve yaşam ile bağı kuran bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
  • Yaşam alanlarımız uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli, çocukların gelişimine uygun bir hale getirilmelidir.

Açıklama şu sözlerle noktalandı: "Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor." (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et