Êzidî kız çocuğu davasında karar çıkmadı: Mahkemeden salona alınmayan avukatlar hakkında suç duyurusu

IŞİD tarafından 2017 yılında kaçırılarak derin internette (dark web) satışa çıkarılan ve Ankara'da Şubat 2021'de örgütün hücre evine düzenlenen operasyonla kurtarılan Êzidî kız çocuğunun kaçırılmasına dair davanın 10’uncu duruşması görüldü. Tek sanıklı duruşma, Ankara 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Duruşmaya alınmayan yetki belgeli avukatlar tepki gösterdi

Karar verilmesi beklenen duruşmaya yetki belgeli avukatlar, izleyiciler ve basın ''dosyada gizlilik kararı olduğu'' gerekçesiyle alınmadı. Ayrıca duruşmayı takip etmek isteyen DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk de salona alınmadı.

Avukatlar, duruşmaya sadece vekaleti olan avukatların alınmasına tepki gösterdi. Avukatlar, duruşma salonu önünden mahkeme heyetine "Dosyaya vekalet sunduk. Nasıl almıyorsunuz" diye seslendi. Avukatlar ve polisler arasında arbede yaşandı. Heyet, bunun üzerinde salona girmek isteyen avukatlar hakkında ise “adil yargılanmayı engellenmeye teşebbüs suçlamasıyla” suç duyurusunda bulunma kararı verdi.

Gizlilik kararı ve yayın yasağı nedeniyle basına kapalı görülen duruşma 30 Haziran’a ertelendi.

 “Suçun örtülmesine izin vermeyeceğiz”

Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada konuşan DEM Parti Çocuk Komisyonu Eş Sözcüsü İhsan Saylan, mahkeme heyetinin “insanlığa karşı suçu” görmezden geldiğine dikkat çekerken, “Davanın başından beri sivil toplum örgütlerinin davayı takip etmesi engellendi. Cezasızlık politikasının ortaya çıkmaması için davayı takip etmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı.

Sonrasında söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk ise davayı, “küçük bir kız çocuğu şahsında savaşın karanlık yüzünün görüldüğü bir dava” sözleriyle tarif etti. Sevilay Çelenk, “Bu anlamda da gerçekten siyasi olarak sembolik bir dava. Êzidî halkı bu coğrafyanın kadim halklarından biri ve tarihleri boyunca sonsuz haksızlığa ve zulme uğramış buna rağmen barışçı bir biçimde yaşamasını sürdürmeye çalışmış. Son olarak IŞİD zulmüyle baş başa kaldılar ve korkunç bir soykırıma maruz kaldılar. Bu Birleşmiş Milletler Bağımsız Suriye Komisyonu'nun da bir soykırım olarak kabul ettiği bir suçtu. Ve bu suç çerçevesinde binlerce kadın ve çocuk hala mağduriyetler yaşıyor. Bu davayı başından beri gazeteci arkadaşlarımızla, partimizle, hukukçularla diğer toplumsal muhalefetle birlikte izliyoruz. Bu suçun üzerinin örtülüsüne izin vermeyeceğiz” dedi. (Haber Merkezi)