16 Mayıs 2013 12:06

Ayrımcılık sürdükçe, eşitsizlik de sürer

Merhaba,39 yaşında 1 çocuk sahibi taşeron şirkette özel güvenlik elamanı olarak çalışan, aynı zamanda eşinden ayrılmış, evinin ve çocuğunun tüm sorunlarını üstlenmiş bir kadınım. Hayatla tek başıma mücadele ediyorum. Yapmış olduğum iş gereği sekiz saat ayaktayım. Yaz kış sürekli dışarıda çalışmanın

Ayrımcılık sürdükçe, eşitsizlik de sürer
Paylaş
Okmeydanı’ndan bir kadın

Merhaba,

39 yaşında 1 çocuk sahibi taşeron şirkette özel güvenlik elamanı olarak çalışan, aynı zamanda eşinden ayrılmış, evinin ve çocuğunun tüm sorunlarını üstlenmiş bir kadınım. Hayatla tek başıma mücadele ediyorum. Yapmış olduğum iş gereği sekiz saat ayaktayım. Yaz kış sürekli dışarıda çalışmanın getirdiği fiziki zorlukların yanı sıra işim dolayısıyla tanık olduğumuz ve maruz kaldığımız haksızlıklar, adaletsizlik ve kayırmalar nedeniyle ruhen de yıpranıyoruz.

Çalışma koşulları, uzun mesailer ve hafta tatilinin dengesizliğinden dolayı kendimi çaresiz hissettiğim anlar çok oluyor. İş yerinde fazlasıyla yıpranırken evin sorumluluğu ekonomik sorunlar ve en önemlisi çocuğuma gereken zamanı ayıramam gibi birçok sıkıntı ile baş etmek durumunda kalıyorum. Daha önce de zor olan hayatım, eşimden ayrıldıktan sonra çok daha zorlaştı ve birçok sorunla zaman zaman baş edemez duruma geldim. En kötüsü insanın kendi ailesinden ve yakınlarından destek görmemesi.

Evdeki sorunlarla başa çıkmaya çalışırken işyerinde de gerek yönetim olsun gerekse kendi işverenimiz tarafından birçok haksızlıkla mücadele etmeye çalışıyoruz. Kişisel olarak yaşadığım en büyük sorunlardan birisi etnik kökenim ve nereli olduğumdan kaynaklanıyor. Ayrıca kadın olduğumuz çoğu zaman unutuluyor ve erkek personellerle aynı şartlarda ve konumda çalıştırılıyoruz. Hassasiyetlerimiz hiç bir şekilde göz önünde bulundurulmuyor.

Üniversite kampüsünde görevli olduğum için çok farklı durumlarla da karşı karşıya kalabiliyoruz. Örneğin, sağ ve sol grup olaylarıyla ilgili bizden belirli tutumlar almamız isteniyor, şart koşuluyor. Solcu öğrenciler üzerinde aşırı baskı ve bazı durumlarda şiddet uygulamamız istenirken, sağcı olan öğrencilere tolerans göstermemiz talep ediliyor. Bu tür haksızlıklara doğrudan şahit olmak ve bunun içerisinde olmak ama bu işte de çalışmak zorunda olmam birçok kez kendimi çaresiz hissetmeme neden oluyor.

Sonuç olarak bu toplumda kadın olmanın ağır sıkıntılarıyla baş etmek zorunda kalıyorum. Bu toplumda etnik köken, ayrımcılık, siyasi görüş ayrımcılığı, kadın erkek eşitsizliği olduğu sürece bu sorunlar sürekli devam edeceğini düşünüyorum.
 

ÖNCEKİ HABER

Ancak birlikte hareket ettiğin zaman kazanırsın

SONRAKİ HABER

2 ödül, Şehir Tiyatrolarına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa