48.247 İş İlanından Biri Senin İçin!
İki aydır işsizler ordusunun bir neferi olarak iş arıyorum. Önce tanıdıklara, eş dosta söyledim, sonra da internetten bir siteye üye oldum cv oluşturdum. Sitenin ana sayfasında büyük puntolarla “48.247 İş İlanından Biri Senin İçin!” cümlesi, önce bir “vay be” dedirtti “ne çok eleman açığı varmış."
Kendime uygun birkaç ilanı buldum, onlarda da 35 yaşını aşmamış olma kriteri aranıyordu. Aşmama daha 5 ay var, elimi çabuk tutmalıyım, yoksa işsiz kalacağım korkusuyla cv göndermeye başladım. Birçoğu başvuruma teşekkür edip gerekli bulduğu halde irtibata geçeceği mesajı gönderdi.
Her sabah aynı sitede “iş ara” butonunu tıklamak oldukça can sıkıcı, bir de buna yaş eklenince sinir olma katsayım daha da yükseldi. Deneyim, tecrübe, prezantabl, dış görünüşüne önemdi carttı curttu derken “sektöründe lider” bir kuruluştan başvuruma cevap geldi. “Ohh süper, eve de yakın tek araç diye görüşmeye gittim. Firmanın antetli kağıdına bir cv daha doldurdum. İnsan kaynakları müdüründen sektöründe ne kadar lider olduklarını anlatan brifingi dinledikten sonra görüşmelerin devam ettiğini, iki gün içinde döneceklerini söylediler. Odadan aşağıda görüşmeye gelen birkaç kişiyle göz göze geldik, şöyle bir baştan aşağı süzmeler, hafiften gülümsemelerle çıktım. İki gün sonra aynı firmadan bir mülakat daveti geldi. “Galiba işe alındım” diyerek sevinerek gittim. Bir önceki görüşmede karşılaştığım kadınlar ve yeni eklenenlerle 9 kişiyiz, sohbete başladık. Bana saat 11:00’de gelmemi söylemişlerdi. 11:30 oldu hala alınmadım görüşmeye. Sordum, gelecekler olduğunu, beklememizi söylediler. Birbirimize baktık. 11:00-11:30 ve 12:00 üç farklı randevu ile toplam 12 kişi toplantı odasına alındık. İK Müdürü, Personel Müdürü ve Genel Müdür ve biz... Sorular, sorular, sorular.
İlerde Kendinizi Nerde Görmek İstersiniz?
Sizi tanıyalımlar, birkaç cümleyle kendinizi anlatınlar... Yanımdaki kadın evli ve 1,5 yaşında bir kızı olduğunu 2 yıldır da işe uzak kaldığını anlattı. Bir diğeri 6 aylık evli, biri yeni mezun, birinin evi uzak 3 araçla gelmesi gerektiğini ama sorun olmayacağını rahatça gelebileceğini söyledi. Sorulara tek tek yanıt verirken tam yanımda oturan kadına “İlerde kendinizi nerede görmek istersiniz?” sorusuyla ben hayal alemine daldım gittim. Tam villamın havuzunun kenarında içkimi yudumlayıp güneşleniyordum ki sıra bana geldi. “Sizi işe almamız için bir neden söyleyin” sorusu ile evelemeye gevelemeye, nasıl yani tek cümleyle ne diyeyim ki derken evimin nerede olduğunu, çocuğumun olup olmadığı sorusuna döndü. İki ayrı cv’de yanıtladığım sorular… Akşama kadar geri döneceklerini söyleyip işe kimin alındığını bilmeden çıktık. Tabii rakibelerimle tanışıp kaynaştık, telefon numaraları verdik birbirimize. Mülakatın kritiğini “benim çocuğum var, kesin beni almazlar”, “benim evim uzak”, “benim yaşım”, “ben yeni mezunum” diyerek yapıp ayrıldık. Akşam işe alınmadığım belli oldu. Kızlar tek tek arayıp, haber gelip gelmediğini sordular, anlaşılan bizden kimse alınmadı.
YAŞ 35 İŞVEREN İÇİN YOLUN SONU DEMEK!
Yine aynı buton “iş ara” diyor bana. Yine yaş mevzusu ve 6 aya kadar iş bulmalıyım. Maazallah 35’i aşarsam yandığımın remidir. Hayır 35’ten sonra ne yapıyorlar yaşlandın işten çık mı diyorlar acaba?
Neyse efendim, yine 35 yaşını aşmayan ve yeni kurulan ama sektöründe lider olma yönünde ilerlemeye kararlı olan bir firmada bir sürü açık pozisyon var ve yine ulaşımı rahat. Görüşme çağrıları, mülakatlar... Bu sefer ne hikmetse daha az kişi başvurmuş, 45-50 yaşlarında bir kadınla karşılaştık. Çay servisi için görüşmeye gelmiş. Ne mezunu olduklarını sormuşlar “bir de cd istediler” dedi. “Cd değil o abla, cv” dedi bir başkası. Abla da “ya alt tarafı çay kahve yapacam ne cv’si ne cd’si” dedi. Bana hangi işe başvurduğumu sordu, “ön muhasebe” dedim. Şöyle bir baktı abla ve başladı sorular: “Evli misin, çocuğun var mı? Bak çocuğun varsa almazlar. Hem yaşın kaç ki senin?”
Bana üretim sorumlusu ilanı için yeni mezun olduğunu söyleyen ve ilk işi olacağı için de çok heyecanlı olduğunu anlatan genç kadına da “seni almazlar. Bir kere tecrüben yok, daha çok küçüksün” dedi. Tam bir Vasfiye Teyze, bir tek “Ne çektiniz be” demesi eksik. O da olsa tas tamam. Yeni mezun, teyzenin dediği gibi “tecrübesiz” bulundu, bense “yaşlı”…
Sınavlar, mülakatlar; tebrikler sınavı kazandınız, tekrar mülakatlar ve ben 35 yaşında “yaşlı” bir kadın olarak 2 ayı devirdim. Artık arkadaş olduğumuz rakibelerle birbirimize iş önermeye, “bak ben şuraya başvurdum, sen de başvur” demelerle “hadi bi kahve içelim”le işsizler ordusundan küçük bir birim kurduk.
Ve nihayetinde sektöründe lider olmayan küçük bir atölyede ön muhasebe elemanı olaraktan eş dost yardımı ile bir iş buldum. 35 yaşını aşmak üzere olan kadınlara önerim, elinizi çabuk tutun, aşmadan bir iş buldunuz buldunuz yoksa bu gidişle ev kadınlığı dışında bir iş bulamayacak gibi görünüyoruz. Vasfiye Teyze’ye de bir cevap: Biz kadınlar ne çektik be Vasfiye Teyze! Evde ayrı, işte ayrı, iş aramada ayrı... Bu gidişata bir dur demezsek de sanırım daha çoook çekecez!
Evrensel'i Takip Et