‘Asgari devrim’ devrim midir?
Haber şöyle: “Yeni anayasada çalışma yaşamını ilgilendiren önemli düzenlemelerde uzlaşma sağlandı. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulacak, asgari ücretten vergi alınmayacak, 205 lira emekçiye kalacak. Bu bir devrim.”Hadi canım... 4 parti de üstü
Hadi canım... 4 parti de üstüne anlaşma sağlamış... Daha ne olsun? İşçinin artık tövbe billah sırtı yere gelmez...
Geçim derdi bu ülkenin kahve sohbetlerinden komşular arası ‘gün’lere kadar ‘görünür alana’ ve resmi politikaya yansımayan başlıca gündemlerinden. Geçim derdi komedisinden acılısına kadar birçok filme de konu olmuştur. Siyasetçiler de, en utanmazları hariç, vatandaşın geçim derdine en azından bir ‘ah’ derler. Geçim derdinin bir numaralı muhatabı da bilinir ki asgari ücretlidir. Şimdi çok bilinenli bu denklem karşısında asgari ücretten vergi alınmaması kararı ‘çok normal’ karşılanabilir elbette.
Ama bazı uyarılar da kaçınılmaz:
Birincisi; bu işler Anayasaya yazmakla olmaz... İşte eğitim, sağlık... Yasada ücretsiz diyor, kasada ücretli oluyor... ÇAYKUR grevi, THY grevi... Yasada toplusözleşme süreçleri kapsamında daraltılmış da olsa grev hakkı tanımı yapılıyor. Sendikal faaliyetlere müdahale edilmez deniyor... Hükümet, THY yönetimi, polis, taşeron bilcümle ilgili, yetkili, devletlü grevi uygulatmamak üzere elinden geleni ardına koymuyor. Yani hak, yazıyla değil eylemle, politikayla, güçle olur, böylece yazıya geçer...
205 LİRA MI DEDİNİZ?
İkincisi; 205 liralık vergi kesintisi kalkıyor iddiası... Rakamdaki hesap böyle olunca komisyon kararı da olsa medya hemencecik ‘devrim’i ilan ediyor. Tüm radyo ve televizyonları ele geçirip devrim kararlarını açıklıyor. Ama kazın ayağı öyle değil...
Şöyle: Brüt asgari ücret 978 lira... Bundan yüzde 14 yani 137 lira SSK primi, yüzde 1 yani yaklaşık 10 lira işsizlik sigortası primi işçi payı kesiliyor... Kalan 832 lira gelir vergisi hesabına konu olan kısım... Buradan yüzde 15 gelir vergisi (125 lira) kesintisi yapılıyor. 7 lira da damga vergisi gitti mi net asgari ücret 773 lira oluyor. Brüt ücret 978 liradan net ücret 773 lirayı çıkarınca 205 liralık kesintiler toplamı bulunuyor.
Yani 205 lira vergi kesintisi değil... İçinde sigorta primi işçi payı, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi, damga vergisi bulunuyor. Vergiye konu olan 132 lira... Ama anayasa komisyonundaki vergi tartışmasıyla ilgili olan kısım bu 132 lira sanmayın... Yanılmayın...
Çünkü zaten asgari geçim indirimi uygulamada. En düşük miktarı 73 lira. Asgari ücretten alınan vergi 132 lira değil... Bu vergiden 73 lirası zaten alınmıyor. Çocuk sayısı da hesaba katılınca asgari geçim indiriminin miktarı da artıyor ve 125 liraya kadar yükseliyor. Dolayısıyla vergi tartışmasının boyutu da 7 liraya kadar düşüyor.
Şimdi sormak farzdır: Bütün bu devrimi sağlayacak olan 7 lira mıdır? Ya da zam yapalım... 50 lira mıdır? Bu öyle bir devrim ki, en küçük reforma bile rahmet okutur...
Üçüncüsü... Asgari ücretten vergi alınmaması talebini yıllardır emekçiler ve sendikacılar tarafından dile getiriyor. Geçim derdi dağların doruklarında olan asgari ücretli için asgari ücretten vergi alınmaması elbette önemli. Bu talep vardır, haklıdır... Ancak, asgari ücretin mevcut halini konu edinmeksizin, sadece 7 lira ile 60 lira arasında değişen bir vergi dilimini konu etmek; emekçinin derdini bu hesaplamaya indirgemek; buradan bir de devrim üretmek... Sendika ve grev düşmanlığının alıp başını gittiği bir siyasal arenada; kimileri için devrim, olsa olsa budur.
MEVCUT ANAYASADA ZATEN VAR
Karar Anayasa Komisyonunda alındı... Burada bazı maddeler üzerine konuşulur. Kimi maddelerde “Buna da ‘hayır’ dersek acayip dikkat çeker” diye de düşünülür. Ama herkes bilir ki; köprünün altından daha çok su akar... Burada “he” denilen somut olarak anayasa yazımına gelindi mi ilk dört maddenin hırgüründe gündem bile olmaz, konuşulmaz...
Anlaşma sağlanan metne bir bakalım: “Çalışma, İş Güvenliği ve Adil Ücret Hakkı başlıklı maddede varılan uzlaşmaya göre, herkes, çalışma, iş güvenliği, insan onur ve haysiyetine uygun bir hayat sürmesini sağlayacak ölçüde adil ücret hakkına sahip olacak. Hiç kimse, yaşına ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamayacak. Devlet, çalışanların işlerine uygun adil bir ücret elde etmeleri, sosyal yardımlardan yararlanmaları, hayat seviyelerinin yükseltilmesi, istihdamın artırılması, çalışanların ve işsizlerin korunması, çalışmanın desteklenmesi, işsizliğin önlenmesine elverişli ekonomik bir ortam yaratılması, çalışma yaşamına ilişkin toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin kaldırılması, iş güvenliği ve çalışma barışının sağlanması için gerekli tedbirleri alacak.”
Zaten bunların büyük bir kısmı mevcut Anayasada var... Söz başka eylem başka... Anayasaya “Devlet, çalışanların rezil bir ücret elde etmelerini destekler, işsizliğe ses çıkarmaz, sefalete, yoksulluğu bayılır, erkek egemen sistemi de sonuna kadar korur” yazmaz ya...
EKONOMİ KURMAYLARI HENÜZ KONUŞMADI
Komisyonda uzlaşmaya varılan asgari ücretin vergi dışı bırakılması, hükümetin şimdiye kadar ki yaklaşımıyla da uyumlu değil. Tabii, atla deve değil... Yüzde yüz yapılmaz da denilemez. Ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, alakalı alakasız her fırsatta gündeme getirdiği 'mali disiplin', 'bütçe disiplini' yaklaşımına ters... Sıra emekçiye gelince "Aman harcamalar yüksek, bütçe kaldırmaz" ruhuna aykırı... "Patronun vergisini azalt ki yatırım yapsın, bol bol harcasın, biraz da tasarruf etsin" liberal hükümet pratiğinde “Emekçi kazansın, harcasın” düsturuna yer yoktur. “Emekçi çok kazanırsa patron az kazanır” diye çalışır kafalar... Ki, haklıdırlar.
Ayrıca asgari ücrete diyelim ki vergi indirimi yapıldı. Kim yararlanır? İşçiye nasip olur mu? Büyük oranda olmaz... Asgari geçim indirimine bakalım... Patronlar, birçok işyerinde bu indirimi işçiye koklatmıyor bile... Üstüne bir de 10 milyona yakın kayıtdışı çalışanı ekleyelim. Aynı sonuç kaçınılmaz... İşçiler ortak iradeyle yazıyı yaşama dönüştürmedikçe... (İstanbul/EVRENSEL)