TACİZE GÖZ YUM!
İlk uçuş 06.45’te başlıyor. Son uçuş derseniz akşam 20.00’de. Eve varmak mı gece 11.00’i buluyor. Her uçuş ayrı bir stres onun için. Gün boyu 250’den fazla yolcuya çay, kahve, yemek ikramı... Farklı, farklı istekler... Bu koşuşturmaca içinde uçuş güvenliği sağlamak da onların sorumluluğunda: “Yorgun oluyorlar. O yüzden onları ayakta tutmak da bizim görevimiz.” Bu arada bir ‘of’ çekmeye vakitleri bile kalmıyor: “Yorgunluktan bayılsanız da suratınızda her daim bir gülümseme olmalı. Çünkü sizden sürekli güler yüzlü olmanız, her daim bakımlı olmanız istenir.” Aslı biraz hüzünlenerek kardeşinin kendisine söylediği bir şeyi aktarıyor: “Kardeşim bana sen eskiden daha sabırlı ve güler yüzlüydün. Ama şimdi çok agresifsin. Her şeye kızıyorsun’ diyor. Nasıl böyle olmayayım. İçimdeki öfkeyi boşaltamıyorum ve içimde büyütüyorum.”
Peki, kabin memurlarının tek sorunu koşuşturmaca mı? Hayır. Taciz de sıklıkla karşılaştıkları ve THY yönetiminin ‘müşteri memnuniyeti’ politikasıyla çalışanlara kanıksatmaya çalıştığı bir durum haline gelmiş: “Siz servis yaparken arkanızdan bakanlar, kaşınıza, gözünüze laf söyleyenler, kartvizitini uzatanlar... Şirkete ilettiğimizde ise ‘Yolcu her zaman haklıdır’ deniyor. Onlar her zaman haklı ama biz değiliz.”
Sürekli yüksek fitte uçmak ve radyasyon da sağlıklarını tehdit ediyor: “Bir gün önce kulağımda başlayan sonra da boynuma vuran bir ağrı başladı. Uçuştayım ve dayanamıyorum. Sonra doktora gittim. Öğrendim ki kulak zarım delinmek üzereymiş.” Öyle ki doktoru Aslı’nın grip olmasını bile yasaklamış. Çünkü hapşırma veya öksürme durumunda kulak zarı delinebilir. Üstelik hayatı boyunca bunu çekmek zorunda. Yine sürekli ayakta kalmaktan kaynaklı bel, boyun fıtığı ve sinir sıkışması yaşıyor.
Aslı, normal şartlarda gün içerisinde bir iç sefer bir de dış sefer yapıldığını söylüyor. Ama son zamanlarda iki dış sefere de gönderiliyorlarmış. Başka bir ülkeye yolculuk etmek herkesin hayalidir belki ama onların değil. Çünkü dış seferler daha uzun ve yorucu oluyor. Tabi uçuş yorgunluğuyla bitmiyor. Dış seferler sağlıkları açısından da çok tehlikeli. Aslı, bir Afrika seferinde bağırsak enfeksiyonu kaptığını anlatıyor. Yine bir Almata seyahatinde otel odasındaki kullanılmış çarşafın değiştirilmemesi nedeniyle mikrop kapmış.
Tabi sadece bu da değil. Sürekli uçuşta olmak zaman-mekan kavramını silikleştirmiş: “Bazen günleri karıştırıyorum. Saatler belirsizleşiyor. Farklı zaman dilimlerinde uçuyorsunuz. Vücut dengesini yitiriyor. Uyuması gereken saatte siz bedeni ayakta tutuyorsunuz. Bunun için adeta vücudu kandıran bir ilaç kullanıyoruz.”
Evrensel'i Takip Et