Tutuklu öğrenci sayısı artacak mı?
Gazetemize konuşan Ege Üniversitesi akademisyenleri ve öğrenci toplulukları temsilcileri, uygulamayla birlikte tutuklu öğrenci sayısının artacağını belirtiyor.
Üniversitedeki şiddet olaylarının merkezinde polislerin olduğunu vurgulayan Felsefe Bölümü Araştırma Görevlisi ve Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi Umut Morkoç “Üniversitede bulunduğum dört yıl süresince ne zaman olay olduysa polislerin müdahalesiyle oldu. Mevcut durumda polisin idare ve güvenlik üzerinde baskısı zaten var ama güvenliğin tamamen polisin elinde olduğu bir ortamda üniversite özerkliğinden söz etmek mümkün olamayacak” dedi. Çözümün, güvenliğin polise devredilmesinde olmadığını dile getiren Morkoç şunları söyledi: “Bunun bir ayağı üniversitelerdeki neoliberal politikalardır. Bu durum sonunda üniversite güvenliği emniyet kontrolündeki taşeron güçlere geçecektir. Üniversite güvenliği üniversite bileşenlerine devredildiğinde herkes güvence olacaktır”.
AMAÇ, MUHALEFETİ BASTIRMAK
Yasanın amacının üniversitelerdeki mevcut muhalefeti bastırmak olduğunu dile getiren İletişim Çalışmaları Topluluğu üyesi Atacan Ak ise “Meclisten geçeceğine kesin gözüyle bakılan yasayla, üniformalı, kalkanlı, silahlı, TOMA’lı polisler; egemen sınıf tarafından, kampüslere salınıyor. Üniversitelerde devlete, iktidara karşı muhalefeti örmeye çalışan öğrencilerden egemenlerin bu denli korktuğunu çıkacak olan yasanın savunulmasından anlıyoruz. Gerçi yakın geçmişe baktığımızda polisin zaten kampüslere çevik kuvvet ordusuyla, TOMA’larla, panzerlerle girdiğini gördük ve bugüne kadar birçok arkadaşımız tutsak edildi” dedi.
“Polisi kampüslere sokmak, hapisteki öğrenci sayısının katlanacağı anlamına geliyor” diyen Ak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uygulama öğrencilerin basın açıklaması, yürüyüş gibi en temel anayasal haklarından mahrum bırakılacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla, ‘artan çatışma ortamını’ sakinleştirmek için öğrencilere ve ezilenlere daha fazla polis değil daha fazla özgürlük gerekir.”
HEDEF: BÜYÜK BİR KARAKOL
Felsefi Muhalefet üyesi Oğuz Karayemiş ise “Bugün üniversitelerde asıl sorun tam da iktidarın varlığı sorunudur. Hükümete, bütün kampüslerin kameralar ve gardiyan yerine geçen özel güvenliklerle açık cezaevlerine dönüştürülmüş olması yetmiyor olacak ki, üniversiteyi büyük bir karakola dönüştürmek istemektedir. Oysa gerekli olan üniversitenin iktidardan, güvenlikten arındırılmasıdır. Akademik üretimin imkânı, akademinin özerkliğe ve demokratik bir yapının kurulabilmesine bağlıdır. Bu iki şart olmadığı takdirde artık elimizdeki şeye üniversite falan denemez.
POLİSİN GÜVENLİĞİ: ÖĞRENCİYE ŞİDDET
Prof. Dr. Nilgün Toker: Üniversitedeki güvenliği okuldan çıkarmaya çalışırken, polisin üniversiteye tamamen girmesi üniversitenin özerkliğini tamamen ortadan kaldıracak. Üniversitede herhangi bir fikrin savunulması veya bir hakkın korunmasının ortaya çıkışı şiddet değildir. Şiddet üniversitelerdeki farklılığı ortadan kaldırmaya yönelik harekete geçen unsurlar tarafından uygulanıyor. Çözüm son zamanlarda üniversiteleri bu hale getiren bu unsurların üniversite dışına çıkarılmasında.
Buse Oba - İktisat Kulübü Üyesi: Özel güvenliklerin ve kampüsü saran kameraların bizi tam olarak kimden ya da neyden korumaya çalıştıklarını anlayamamışken, polislerin üniversitelerin içerisinde rahatça dolaşabilmesi fikri oldukça ürkütücü. Aklımda ilk canlanan sahneler, öğrencilerin sıklıkla darp edilmesi ve ciddi soruşturmalarla karşı karşıya kalması oluyor. Bu uygulama ile birlikte, polislerin öğrencilere bakış açısı ile öğrencilere getirilen düşünsel ya da mekansal kısıtlamaların, büyük gerginliğe neden olacağını düşünüyorum. Bununla birlikte ‘güvenlik’ yine tek taraflı, şiddet içeren bir tema halinde öğrencilere geri dönecektir. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et