Yaz günü kar gözlüğüyle gezenler

İşte o gençler direniş ve dayanışma ile bambaşka bir hayatı kurduklarının da bilincinde. Hepsi ne istediğinin farkında: Hükümet artık bir şey yaparken iki kere düşünmeli ve kendisi gibi düşünmeyenlere saygı göstermeli. Örneğin Üniversite Öğrencisi Işınsu. Hem çalışıp hem üniversitede bitirme tezi hazırlamak zorunda kalan Işınsu direnişin ilk günlerinde kendini evde zor tutmuş. Ardından ailesi ile kavga etmeyi bile göze alarak mahallesindeki eylemlere katılmış. Gezi Parkı’nda ortaya çıkan yaşamın kendisini çok etkilediğini dile getiren Işınsu daha önce bu türde bir dayanışma yaşamadığını dile getiriyor. “Hükümet ise artık gençlerin düşüncelerini gençlere sormalı” diyor.

SOSYAL MEDYADA HERKES EŞİT

Ya da Furkan Sürmeli. Direnişin ilk günlerinde gönüllü sağlık görevlisi olarak çalışan Sürmeli arkadaşı tarafından bize ‘sağcı’ olarak tanıtılıyor. Babası polis olan Sürmeli bugüne kadar gösterilerde polise taş atılmasını asla kabul etmediğini söylerken Gezi Parkı direnişinde yaşananları ise ‘Artık eylemcilere de hak veriyorum. Çünkü polis burada bazen çok aşırı bir şiddet uyguladı ve insanlara meşru müdafaa hakkından başka bir seçenek bırakmadı’ diye özetliyor. Gezi Parkı’nda insanların birbirini ayırt etmeden bir araya gelebildiğini belirten Sürmeli bu birlikteliğin unutulmayacağı düşüncesinde.

Konuştuğumuz her gençle mutlaka sosyal medya durağına uğruyoruz. Bu durakta durmamızın en büyük sebebi ise genelde Vali Mutlu, Melih Gökçek ya da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın alay konusu olması. Gençler için bu liderlerin en azından sosyal medyada karizmalarının ‘çizildiği’ söylenebilir. Çünkü hiç biri liderlerin söylediklerini ciddiye almıyor hatta onlar için yapılan her açıklama yeni bir eğlence konusu. Gençler için sosyal medya haberleşme ile birlikte herkesin eşit olduğu ve örneğin sevmedikleri bir politikacıyı ‘tongaya’ düşürebilecekleri bir alan.

HANGİ GAZETE YA DA KANAL?

GENÇLER Gezi Parkı ve Taksim’de, medyanın çoğunluğunun yanlarında değil polisin arkasında görmüş oldukları için gazetecilere ‘hangi kanal’ ya da ‘hangi gazete’ diye soruyor. Eğer sizi tanıyorlarsa görüş veriyor. Eğer tanımıyorlarsa önce bir kendinizi tanıtmanız gerekli. ‘Biz şimdi konuşacağız ama siz yayınlayacak mısınız?​’ sorusu en çok sordukları soru. Her gençle en çok ‘Peki bundan sonra ne olacak’ sorusunda takılıyoruz. Bir çoğu soruya tam bir cevap veremiyor. Ama kesin oldukları bir konu var: O da mücadelenin devam etmesi gerektiği. Cerağ Sarısoy Sinop’tan kalkıp Gezi Parkı’na anlatılan paylaşımı görmeye gelmiş. Gelirken direnişçilerin ihtiyacını karşılamak için birçok şey getirmiş. Sarısoy görüşü ne olursa olsun kimsenin ötekileştirilmediğini bir günde anladığını söylüyor.

‘TALEPLERİMİZ ÖN PLANDA’

Gençler birçok anketin söylediği gibi siyasete uzak ama bu düşünceleri ve fikirleri olmadığı anlamına gelmiyor. Her birini alana çıkartan başka başka sebepler var. Kimisi ‘Çapulcu’ sözüne alınmış, kimisi ayyaş. Kimisi ‘24 yaşındayım gözümüzü Erdoğan ile açtık ve artık bıktık’ düşüncesinde. Kimisi de Başbakanın ‘Astığım astık kestiğim kestik’ tavrına tepki gösteriyor. Ama hepsi kendi düşüncelerinden önce taleplerin önde olması gerektiğini dile getiriyor. Farklı düşüncede oldukları insanlar ile ortak talepleri uğruna yan yanalar. Gençler, kaldırım taşlarından aynı anda hem kütüphane hem barikat yapılabileceğini gösterdi. Ve hangisi olursa olsun dayanışmanın önemini de. Ve bunun da farkındalar. (İstanbul/EVRENSEL)