Yeniden üretmek için yeni üretim ve tüketim (rant) alanları aramaktadır. Yaşam alanlarına olan saldırıları; ormanları yok etme, nükleer santraller kurma, HES’ler yapma, AVM’ler inşa etme vb. şeklindedir. Türkiye açısından Gezi Parkı ve kentsel dönüşüm bugün bunun en somut örneğidir.
TAM OLARAK İDEOLOJİK
Gezi Parkı’nın AVM yapılma isteği salt 3-5 ağaç meselesi değildir. Burada kadınların ‘Benim bedenim benim kararım’, gençlerin ‘Özgürlüğüme dokunma’ ve bütün canı yanmış, yok sayılmış, ötekileştirilmiş kesimlerin talepleri bu direnişte birleşmiştir. Ve bu tam olarak ‘ideolojik’ bir meseledir.
Burada hükümetin bu meseleyi böyle tarif etmesi, sonucunu kestiremeden bütün kesimleri birleştirmesi ve bu birleşmenin onun koltuğunu sallamasından kaynaklanan korkusudur. Uluslararası politikaları bu hareket Dünya kamuoyuna da göstermiştir.
Çünkü uluslararası sendikaların bu mücadeleyi sahiplenmesi, Dünya halklarının bu harekete destek vermesi ve ayağa kalkması, uluslararası politikanın yürütüleceği tarzı bize göstermiştir. Çünkü halklar AKP hükümetinin dış politikasının acılarını unutmamış, unutmayacaktır. Yani Reyhanlı’da patlayan da salt bir bomba değil aynı zamanda hükümetin dış politikasıdır. 10 yılı aşkın süredir iktidarını sürdüren AKP hükümeti, baskılarını çok daha fazla arttırmaktadır.
Ve toplum son süreçte AKP hükümetinin baskılarının bireysel hak ve özgürlüklere yönelik olduğunun farkına varmıştır. Toplumun bütün kesimleri bu baskılara karşı bir halk hareketinde birleşmiştir.
Gezi Parkı süreci Mayıs ayının sonundan beri halkın gündemini oluşturmuş, bu gündem de hükümeti rahatsız etmiştir.
DİREN KADIKÖY!
Gezi Parkı direnişi salt Gezi Parkı meselesi de değildir. Gezi Parkı’ndan çıkan kişiler, bütün parkların bizim olduğunu son 1 haftalık süre içinde hükümete de onun polisine de göstermiştir.İnsanların toplumun asli unsuru olduklarını ve söz söyleme hakkına sahip olduklarını da fark ettirmiştir. Bu manzarada gözümüze en net çarpan; herkesin birbirine yardım etme çabası ve ben ne yapabilirim diye kendilerine sordukları sorulardır. Serbest kürsülerin, forumların, atölyelerin kurulduğu parkta bir heyecan da gözükmektedir. Sürece dair farklı yorumlar yapabilen ancak ortak bir payda olan ‘Daha yaşanılabilir bir dünya kurma’ gayesi herkesin gözünde parıldamaktadır da.
Çıkan kararlar arasında sendikalarla, çeşitli sivil toplum kuruluşları ile görüşme ve bu olayı ete kemiğe büründürme çabası vardır. Diğer bir karar Taksim’de olan eyleme katılmaktı ve bu karar ‘Diren Kadıköy’ pankartı arkasında başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Diğer karar mahalle temsilcileri oluşturmak ve her mahallede birimler kurup, tartışmaları önce mahallelerde sonra da Yoğurtçu Parkı Formu’nda tartışıp karara bağlamak.
Diğeri ise boykot. (1 Temmuz günü) Bankalardan paralarımızı çekmek, AVM‘leri kullanmamak, küçük esnaftan asgari geçimi sağlamak. Evet aslında talepler mantıklı ve haklı taleplerdir. Bu forumun içeriği açısından da uygun görülmüştür. Bu süreçte forum bunları gerçekleştirme amacıyla sürecek gibi görünüyor...
Evrensel'i Takip Et