1996’dan beri Aytaç Dış Ticaret Anonim Şirketi’nde çalışan Öz Gıda-İş İşyeri Baş Temsilcisi ve Ankara Şube Başkan Yardımcısı Cahit Kaynar, maaşlarını bir yıldır gecikmeli aldıklarını söyledi.
Üç-dört ay gecikmeli maaş almanın sıkıntılarını anlatan Kaynar, “Çalışıyoruz, ücretlerimizi alamıyoruz. Elektrik, su paralarını ve esnafa borcumuzu ödeyemiyoruz. Arkadaşlar zor durumda.
Banka kredisi olan arkadaşlarımız kredilerini yatıramıyorlar. Aytaç çalışanı zor durumda” diyor.
Fabrikanın ‘zor durumda’ olduğu iddialarına değinen Kaynar, fabrikayı zor duruma işçilerin düşürmediğinin altını çiziyor. Kaynar, “Hakkımızı istediğimizde yanlış anlaşılıyoruz” diyerek, ücret ve tazminatlarının bir an önce ödenmesini istediklerini söylüyor.
HAKKIMIZI ALMADAN GİTMEYİZ
İşçilerin Aytaç’a gözü gibi baktığını, hakkını almadan da fabrikayı terk etmeyeceklerini hatırlatan Kaynar, “zarar etti” gerekçesine de inanmadıklarını söylüyor. “Küçük işletmeler kâr ederken bizim koskoca fabrikamız zarar ediyor, bunu anlamış değiliz” diyen Kaynar, taleplerini şöyle sıralıyor:
“Beyaz etten atılanların üç aylık maaşlarının yatırılması ve tazminatlarının ödenmesi, kırmızı ette çalışanların da maaşlarının ödenmesi”
Seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten Kaynar, “Basın aranıyor ama onları buraya getiremiyoruz. Basın mağdur işçiye ses vermiyor” diyor.
19 yıldır vardiyalı olarak fabrikada çalıştığı halde bin 200 lira maaş alan Dilek Çal da üç-dört aydır maaş alamadıklarını söylüyor. “Mesailere kalıyoruz, fabrikamız kurtulsun diye elimizden geleni yapıyoruz, ama işverenden emeğimizin karşılığını alamıyoruz” diyen Çal, kimseden sadaka istemediklerini, çalıştıklarının karşılığını istediklerini hatırlatıyor. Çal. “İşçi arkadaşlarımdan isteğim: Arkadaşlarımızın tazminatlarını ve maaşlarını alana kadar buradan ayrılmamaları” diyor.
ÇOCUĞUMA BİR ÇİKOLATA ALAMIYORUM
3.5 yıldır bu fabrikada çalışan Mevlüt Yaman, beyaz ette çalışanlar olarak işverenin her isteğini yaptıklarını, pek çok işçinin mesai almadan ücretsiz izne gönderildiğini anlatıyor. Kimsenin hakkının verilmediğini belirten Yaman, “İşçilerin hakları yeniyor. Borçsuz arkadaşlarımız buradan borçla ayrılıyorlar. Ek geliri olmadan bu fabrikada kimse çalışamıyor. Evine, çocuğuna çikolata götüremiyor” diyor. Yaman da kendilerine yer vermeyen basından yakınıyor ve “Sizin dışınızda kimse gelmiyor” diyerek teşekkür ediyor.
19 yıldır Aytaç Gıda’da çalıştığını belirten bir kadın işçi;. “Hep beraber emeğimizin karşılığını istiyoruz. Maaşlarımızı alamadığımız için banka evimize el koydu, evimizi satmak zorunda kaldık. Biz maaşımızı, hakkımızı istiyoruz, biz çalışmak da istiyoruz. Arkadaşlarından isteğim bölünmeden, beraber olmak” diyor.
19 YILLIK EMEĞİMİN KARŞILIĞI BU MU?
Mevlüt Kartal: 19 yıldır burada çalışıyorum Dişimi tırnağıma taktım. Kırk sekiz saat bu çizmeler bu ayağımdan çıkmıyor. On dokuz yıllık emeğimin karşılığı dört aydır para almamak mı?
Eve bir ekmeğe muhtaç gittim. Biz sadaka değil sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz. Hastalık sahibi oldum. Benim gibi hastalık sahibi çok burada, bunlar açıklanmadı, bilinmiyor.
İki çocuğa bakamıyorum daha fazla çocuğa nasıl bakayım.”
BEN SADECE HAKKIMI İSTİYORUM
Nurgül: 6-3 vardiyasında çalışıyorum. Ne dedilerse yaptık. Üç aydır maaş alamıyoruz. Gelsinler bir bizim dolaplarımıza, bir de kendi dolaplarına baksınlar.
Ben sadece hakkımı istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Bir yaşında çocuğumu bıraktım buraya geldim. Bugün yarın maaşlarınız yatacak diyorlar bizi oyalıyorlar. Ne anneliğimizi yaşadık ne de çocuğumuza bir şey yapabildik. Aytaç’a ne istedilerse verdik, canımızı istediler esirgemedik, her şeyimizi verdik. Eşim de beraber bu fabrikada çalışıyorum. Yedi yıldır çalışıyorum, sadece asgari ücret alıyorum. Aytaç bunu da yapıyor.
SENDİKA ARKAMIZDA DURSUN BİZE YETER
Hüseyin Kapıcıoğlu: 14 yıldır beyaz et fabrikasında 5-3 vardiya sistemiyle çalışıyorum. Canımızı dişimize takarak çalıştık. Bizi anlamadılar. Ben bir aile babasıyım. Çocuklarımıza çikolata bile alamadık, harçlık dahi veremiyoruz. Biz haklarımızı almak istiyoruz, sadaka istemiyoruz.
Beyaz et kapandı diyorlar, versinler hakkımızı biz gidelim. Arkadaşlarımdan isteğim de birlik olalım, sendikamız da arkamızda dursun.
İŞÇİNİN HAKKINI VERMELİLER
Nurullah Aslantaş: 8.5 yıldır beyaz ette çalışıyorum. Aytaç, işçi sayesinde büyüdü. İşçinin fabrikasına sahip çıktığı kadar işveren de fabrikaya sahip çıksaydı bu durumlara düşmezdik. Hiçbir yönetici bizlere beyaz et bölümünü kapatıyoruz demedi. Sağdan soldan duyuyoruz. Bugün geldik kapı kilitli. Buna bir çözüm bulmalı işçinin hakkını vermeliler. Artık sesimizi herkes, tüm dünya duysun. Birlikte olursak bizi hiç kimse yıkamaz. Hakkımızı alacağız başka yolu yok, başka kurtuluşu yok. (Çankırı/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et