Korucu kabusu sürüyor
1985 yılında Köy Kanunu’nda yapılan değişiklikle yürürlüğe giren koruculuk sistemiyle siviller devlet tarafından silahlandırılarak PKK’ye karşı yürütülen savaşın önemli bir bileşeni haline getirildi. Ancak köy koruculuğu özellikle 1990’lı yıllarda zorunlu göçün en önemli nedenlerinden birine dönüştü. Koruculuğu kabul etmeyen köyler yakıldı, yıkıldı. İnsanlar zorla yerlerinden edildi. Korucu olmayı kabul edenlerse bu baskı mekanizmasının bir parçası oldu. 2011 yılında yayınlanan Akdeniz Göç-Der raporunda köyleri yakılan ya da zorla yerlerinden edilen insanların koruculuk baskısını ya da dayatmasını bu durumun birincil sebebi olarak gösterme oranının yüzde 65.9 olması da çok şey anlatıyor.
BASKI VE ŞİDDETİN MASKESİ: GÜVENLİK
Köy korucuları, kolluk kuvvetleriyle aynı yetkilere sahip. En önemlisi de silah kullanım yetkisini tanımlayan yönetmelik çok esnek. Göç-Der’in raporunda yetki esnekliğiyle korucuların gasptan, tecavüze kadar pek çok suça karıştığı ifade edilirken, durum şöyle anlatılıyor; “Özellikle 1990’lı yıllar boyunca köy korucularının baskı ve eylemlerinin şiddetin yaygınlaşmasına neden olduğu, söz konusu yaygınlaşmış şiddetin de ‘güvenlik’ adı altında meşrulaştırıldığı görülmektedir.” Aynı raporda köy korucularının silahlarını kendi nüfuzlarını arttırma, aşiretlerin iç hesaplaşmalarını ve kendi aralarındaki husumetleri çözme aracı olarak kullandığı ifade edilirken, yine zorla göç ettirilenlerin evlerine ve arazilerine el konulduğuna da dikkat çekti.
KORUCULAR KÖYE DÖNÜŞE ENGEL
Köy korucuları köye geri dönüşlerin önünde de ciddi bir engel oluşturuyor. Raporda, koruculuk baskısıyla yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalan insanlar, korucuları ciddi bir tehdit unsuru olarak algılıyor. Raporda pek çok olayda korucuların işgal ettikleri arazileri terk etmemek için adam öldürmeye varan şiddet eylemleri gerçekleştirdiğinin gözlendiği de örneklerle ortaya kondu: “1993 yılında koruculuk baskısı nedeniyle Muş iline bağlı Nureddin köyünden Van’a yerleşen köylüler 2002 temmuz ayının başında köye gelerek otlarını biçmeye başladı. Biriktirdikleri otları traktörle almak isteyen Yusuf Ünal’a korucular engel olmaya çalışarak köylüleri kurşun yağmuruna tuttu. Olayda Yusuf Ünal’la birlikte 3 kişi yaşamını yitirdi.”
Koruculuk sisteminin kaldırılmasına ilişkin taleplere rağmen yeni korucu alımlarının devam ediyor olması da raporda yer buldu. Bu durum Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin başlayan müzakere sürecinde de en çok tartışılan ve kaygı duyulan başlıklardan. Raporda, köylerine geri dönecek olanlara yeniden koruculuk dayatmasında bulunulacağı endişelerine de yer veriliyor.
SUÇ VAR CEZA YOK
İHD Diyarbakır Şubesi tarafından yayınlanan “Köy Korucuları Tarafından Gerçekleştirilen İnsan Hakları İhlalleri” başlıklı raporunda 38 köy yakma, 14 köy boşaltma, 12 taciz ve tecavüz, 22 insan kaçırma, 294 silahlı saldırı, 132 kişiyi silahlı saldırılar sonucu öldürme, 2 kayıp olayı, 50 infaz, 70 gasp, 454 işkence, 17 ormanlık alanı yakma suçlarını işledikleri tespit edildi. Konuya ilişkin araştırma yapan kurumlar, korucuların işlediği suçların çoğunun üzerinin örtüldüğünü, aslında bu verilerin çok daha yüksek olduğunun da altını çiziyor.
Bu verilere karşılık İçişleri Bakanlığının 2006 yılında açıkladığı rakamlarla toplam 5 bin civarında köy korucusunun suç işlediği, ancak sadece 853 geçici köy korucusunun tutuklandığı belirtildi. Bu da insan hakları savunucularının veriler konusundaki endişelerini haklı çıkarır nitelikte.
‘GÖREV’ VE ‘YETKİ’ TANIMI BELİRSİZ
Köy koruculuğu sistemi Türkiye’ye 26 Mart 1985 tarihinde 442 Sayılı Köy Kanunu’nun 74. maddesinde 3175 sayılı Kanun ile değişiklik yapılarak yürürlüğe girdi.
Köy Kanunu’nda korucuların silahlı olduğu ve kendilerine karşı gelenlerin jandarmaya karşı gelmiş gibi ceza göreceği belirtilir. Köy korucularının görev ve yetki sınırlarını içeren Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği’nin tüm maddelerine ulaşılamıyor.
Bu sistem sadece Türkiye’de yok. Benzer sistemler dünyanın başka ülkelerinde de farklı isimlerle hayat bulmuş. Peru’da ‘Köylü Devriyeleri’, Kolombiya’da ‘Birleşik Müdafaa Kuvvetleri’, Çeçenistan’da ‘Kadyrov’un Takipçileri’ bunlardan bazıları. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et