8 Temmuz 2013 07:28
Belgin BAŞARAN / ALİBEYKÖY - İSTANBUL

Ben 35 yaşında, 3 çocuk annesi bekar kadınım. Sabah 5.30 gibi kalkıyor, 6.30’da  işte oluyorum. İşim gereği sürekli ayakta olmak ve insanlarla diyolog içindeyim. İşyerimden saat 17.00 gibi çıkıyorum. Eve gelmem 19.00’u buluyor. Zaten İstanbul’un yoğun trafik stresi iş yorgunluğuna eklenince yorgunluğum bir kat daha artıyor.

Her günkü gibi sıradan bir gün başlamıştı benim için. Ama bitişi öyle olmadı.

Balkonda oturmuş çayımı yudumlarken, bir anda bir uğultu koptu. Sanki deprem oluyordu. Bu uğultunun ardından kendimi dışarı attım. Yoldan geçen birisine sordum.

Ya ne oldu? O da bana Taksim’de olanları anlattı. Hiç tereddüt etmeden kendimi, pijamalarımla

binlerce Çapulcunun ortasına attım. Yürüyorduk, yürüyorduk. O güne kadar birikmiş bütün öfkelerini haykırıyordu sanki insanlar. Gece yarısına kadar bütün mahalleyi dolaştık, çoğaldıkça çoğaldık.

Ertesi gün sesim kısık vardım iş yerime. Yorgun ve uykusuzdum, ama diriydim.

Dedim ki, tek bir insan kalıncaya kadar bu eylemlere katılacağım. Ben adaletli bir ülke, şiddet olmasın, barış olsun, çocuklarım güzel bir ülkede yaşasın istiyorum.

Kendimle de gurur duyuyorum. Ertesi gün döner bıçağı ile elim kesildi. O gün kesilen parmağıma pansuman yapıldı. Sesim kesik kesik çıkıyordu. Müşterilere ne istiyorsunuz diye sorarken sesim kısık kısık, kasaya da seslenirken 3 Taksim verir misin demeye başlamıştım. Patron uyardı. “Bak düşer kalırsın, performansın düşerse karışmam” dedi. Ben “yok, yok” dedim.

Her gün demlik ve kaşık ile sokaklardayım. Bir kez olsun gidemedim Gezi’ye, ama o parklar bizimdi. Şimdi Cengiztopel’de bir boş alanı park haline getirdik, forumlar yapıyoruz. Herkes kendi düşüncesini söylüyor ve hep birlikte bir şeylere karar veriyoruz. Herkesi bu forumlara ve eylemlere çağırıyorum. Daha çok daha çok olalım ki, direnişimiz boşa gitmesin. Hiç kimse bizi yadırgayamaz, yadırgasa da umurumda değil. Mücadeleye devam!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et