8 Temmuz 2013 12:14
Buket GÜÇLÜ/ Pınar YAVUZ

Gezi parkı direnişiyle başlayan süreçte gerek Taksim’de gerekse mahallelerde eylemlere ilk önce katılan kadınlardı. Pek çoğu hayatında bir eyleme bir yürüyüşe hiç katılmamıştı, ama mahallelerde yürüyüşler başladığında öfke ile sokağa çıktılar.
Kadınların öfkesinin altında başta yoksulluk, kadına yönelik şiddet cinayet, ayrımcılık, inançlarından kaynaklı horlanmışlık, dışlanmışlık, kadınların ikinci sınıf görülmesi gibi nedenler yatıyordu. AKP iktidarının dini kullanarak emekçiler içerisindeki bölünmelerin etkilerin en şiddetli halini onlar yaşıyordu. Tüm bunlara itiraz etmek vardı sokağa çıkışlarının ardında. Vahşice yaşanan polis saldırısının da bardağı taşıran son damla olduğunu açıkça ifade ediyorlar.
Gezi eylemlerinin, kadınlar için birlik olmak ve sorunlarına sahip çıkmak için yol gösterici olduğunu düşünüyor kadınlar. Forumlarla devam eden Gezi Direnişini, Pendik Esenler Mahallesindeki Botaş Parkı’nda toplanan mahalleli kadınlarla konuşurken, süreç ve yapılması gerekenler hakkında düşüncelerini rahatça ifade ettiler. İlk sözü alan Nuray Yücel oldu. “AKP iktidarı dini kullanarak toplumda bölünmeler yaratıyor.  3. Köprüye Alevileri katleden Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi de bu bölünmenin göstergesidir. Başbakan demokrasi, demokrasi diyor fakat ortada demokrasi değil diktatörlüğünden başka bir şey yok. Buna karşı sokaklara çıkmalı ve bütün halkla ortak taleplerimiz etrafında seçimlerde birlik olmalıyız ve bunun  için örgütlenmeliyiz.”

DAHA GÜÇLÜ BİRLİKLER OLUŞTURALIM

Türkan Kaya, bunca yıldır işyerlerinde Alevi olduğu için ayrımcılığa uğradığını ve çok ezildiğini anlatıyor. “Bu yüzden işsiz kaldım. Bu ezilmişlikle beraber Tayyip’in halka Gezi Parkı olaylarındaki zulmüne karşı mahalledeki eylemlere tencere tavamla katıldım.Gezi parkı direnişinin kadınları sokağa çıkmasını sağladı. Bundan sonraki süreçte de bir araya gelmemiz gerek, kadınlarla örgütlenmemiz gerek.”

Fadik Hız’ın kısa ama özlü bir şekilde düşüncesini ifade ediyor: “Mahallede hepimiz ana baba gibiyiz, birlik olmalı ayrım olmamalı.”
Muhabbet Ayin bir Kürt kadını, Kürt olarak ezildiğini, dilini, özgürlüğünü istediği için mahalledeki eylemlere katıldığını söylüyor. O da birlik olunması gerektiğini şu sözlerle ifade ediyor: “Aleviler Kürtlerle ortak hareket etmeli, hem barışın hem de Alevilerin eşit yurttaşlık hakkının sağlanması gerek. Bu eylemler herkesi birleştirdi artık daha güçlü birlikler oluşturmalıyız.”

TORUNLARIMIN GELECEĞİ İÇİN

60 yaşında Güllü Teyze de tepkili: “12 bin lira maaş alan milletvekilleri geçinemiyormuş. Biz 700 lira maaşla nasıl geçinelim? Bu nasıl bir durum! Bugüne kadar birlik olmadığımız için bir şeyleri değiştiremedik. Ama artık birlik olmalıyız.” Mahalledeki eylemlere torunlarının geleceği için eylemlere katıldığını ve bu eylemlerden umutlu olduğunu söylüyor.  
Polisin gezi parkındaki direnişçilere vahşice saldırmasına karşı çıkmak  ezilen halkın yanında olmak için, şiddet ve zulme karşı olduğum için gezi parkı eylemlerine hem taksim’ e hem mahalledeki eylemlere katılanlardan biri de Nadire Yılmaz.  “Başbakan insan haklarından bahsediyor fakat halkı bölüyor. Halkı halkla kırdırmaya çalışıyor. Bugüne kadar halkı birleştiren bir iktidar görmedim” diyor ve tepkiyle ekliyor “Başbakan mitinglerde ya da televizyonda konuşurken ‘kardeşlerim’ diye hitap ediyor. Hakkımızı yiyenden ‘kardeş’ olur mu, haklarımızı yiyen bir kişi asla bizim kardeşimiz değildir.”

Kadın merkezleri, dernekler olsa...

İki çocuk annesi olan Ayfer Okuducu, Gezi olaylarının bu kadar büyümesinin nedeninin 3 ağaç meselesi olmadığını, insanların patlama noktasına geldiğini ve gençlere yapılan saldırılar olduğunu söylüyor. AKP hükümetinin kadınlar üzerindeki politikaları, özel yaşama müdahaleleri, kürtaj meselesinden dolayı sokağa çıktığını anlatıyor Ayfer. “Artık  televizyon izlemekle olmuyor. Daha önce eylemlere katılmamıştım, mahalledeki eylemlere ise iki çocuğumla birlikte eşimi de zorlayarak eylemlere geldim. Kadınlar bu süreçte çok rahat sokağa çıktı ve birleşti. Ben bile kızlarımla babalarını zorla getirdik. Çünkü artık birleşmemiz ve bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Başbakan çocuk doğurun demesini biliyor. Doğuracağız da ne olacak bu şartlarda. Bundan sonraki süreçte de başta kadınların bir araya gelmesini istiyorum. Kadınların örgütlenmesi gerekiyor, çocuklarımız ve gençlerimiz için annelerin örgütlenmesi gerekiyor. Çevremde AKP’li olup da bu yapılan polis terörüne karşı çıkan mahalledeki eylemlere katılmak isteyenler de vardı. Mahallede kadınların bir araya geleceği örgütlenebileceği kadın merkezleri, dernekler olsa kadınlar daha rahat bir araya gelebilir.”

Evrensel'i Takip Et