Stadyumdan direnişe
Daha önce kim bilebilirdi ki futbol taraftarı sokaktaki muhalefette etkin şekilde yer alacak ve direnişe en coşkulu halleriyle renk ve can katacaklar? Tahmin edenler olmuştur elbet zira buna dair gerek biz Tekyumruk, gerek Çarşı, gerekse Sol Açık grubu birçok fikir verici eylem ve tavırlar sergilemişti. Lakin kimse bu kadarını beklemiyordu muhakkak. Ü&
Bir araya gelmeye başladığımız ilk günden beri kendimizi bir taraftar grubundan öte gönlü Galatasaray sevdalısı ama bununla beraber, sisteme karşı muhalif kimliğini unutmamış ve bu kimliği geri plana atmak istemeyen insanlar olarak Ali Sami Yen’de yan yana yerini almış bir arkadaş oluşumu olmaya çalıştık… Sistemin bir parçası haline getirilen spor ve özellikle futbolu ötelemek, hiçe saymak yerine bu spora ve Galatasaray’a olan gönül bağımızı muhalif yanımızla birleştirmeyi seçtik.
Gezi Parkı direnişi birçok ezberi bozdu. Futbol taraftarının futboldan başka bir şey düşünmeyen gündemden kopuk kişiler olduğu kanısı yıkılırken, farklı renklerden hiç yan yana bile gelemez denilen taraftarların da tasaları aynı, direnişleri ortak olunca sokakta nasıl omuzdaşlık yapabilecekleri, dayanışma gösterebilecekleri de bir kez daha bu defa daha da gözler önünde sergilendi. Bunun örneklerini aralarında siyasi uçurumlar olan insanlar, gruplar arasında da gördüğümüzü hesaba katarsak, bir birinden ayrı duranların arasında direnişle birlikte karşılıklı hoşgörü ve tahammülün oluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Futbol taraftar grupları sokak kültürüne olan aidiyetlerini yani kimliklerini de beraberinde getirdiler. Direnişlere sokaktan çıkan mizah, sokak jargonuyla atılan sloganlar, yapılan tezahüratlar damga vururken taraftar grupları adeta “Beni böyle sev, seveceksen” diyordu diğerlerine. Sağ olsun herkes kah bu sloganları bağırarak kah helal olsun bakışı ve tebessümleriyle kucakladılar stadyumların muhalif çocuklarını. Aslında bu bir bakıma Türkiye solunun futbolla, futbol taraftarıyla kucaklaşmasıydı…
Bence bu direniş örneklerinin taraftar gruplarının stadyumda bizzat yaşadıkları ortak sıkıntılara karşı da birlikte mücadele etme fırsatını ve bu sorunların tek başına değil yine ortaklaşa çözüm ve tavırlarla aşılacağını hatırlattı… Pahalı bilet satışları, deplasman yasakları, hali hazırda uygulamaya konması beklenen e-bilet ile “Kredi kartı olmayana bilet yok” planları, artık stadyumlarda da başlayan alkol kontrolleri, tribünlerdeki aşırı güvenlik tedbirleri… Yani taraftarı bir müşteri ve adeta film izleyicisi konumuna sokmaya çalışan her türlü zihniyet ve uygulamaya karşı, ancak tıpkı Gezi direnişinde olduğu gibi ortak ve çok renkli bir mücadele ile karşı konulabileceğini hatırlattı… Öyle ya her zaman olduğu gibi; “Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiç birimiz.”
(*) Tekyumruk Galatasaray taraftar grubu üyesi