24 Temmuz 2013 16:17
Yoldaş Taş

Malum 21.yüzyıl teknoloji çağı diye nitelendiriliyor. Gençlik de doğal olarak bilişim ile iç içe, bu yüzden de kendilerine ‘sosyal medya çocuğu’ deniliyor. İçine kapanık, apolitik, duyarsız, bireyselciliğin ön planda olduğu, paylaşıma açık olmayan kısacası; “Bu nesilden bir şey olmaz” denilen bir gençlik kesiminden bahsediyoruz. Türkiye’de en ünlü gençlik nesli toplumsal olaylara duyarlılığı, bilgi, birikim ve araştırma kültürü ile 68’gençliği olarak kabul ediliyor. 80’neslinden ise ‘Uğradığı haksızlıkları içine atıp Allah’a havale eden nesil’ diye bahsediliyor. 90’ nesli ise kapitalizmin çarklarına kapılmış, amaçsız, idealsiz, hedefsiz ve laçka bir insan topluluğu olarak ifade edilmişti.

DİĞER NESİLLERDEN FARKLI

Ta ki Gezi Parkı’na kadar. Türkiye’de (özellikle de 68 gençliği ile kıyaslanmak gibi )  genç olmanın getirdiği zorluklar karşısında kendisini, diğer gençlik nesillerinden ayıran ‘yaratıcı ruh’ sayesinde başarı ile ispatlamıştır. Yazılan duvar yazıları, yapılan grafitiler, üretilen espriler ve geliştirilen mizahi anlayışla Gezi Parkı eylemlerinin en çok konuşulan kesimidir, 90’ların çocukları.
Bu nesil uzun zamandan beri “apolitik, duyarsız, bencil, hedefsiz, içine kapanık, amaçsız ve idealsiz” olmakla suçlanmıştı. Fakat bu durumun böyle bir gençlik modeli isteyen egemen güçler ile bağının kurulması noktasında eksiklikler yaşandığı noktası unutuluyordu. Mesela 90’ neslinin apolitik olmasını eleştiren çevreler, Türkiye’de sermaye partilerinin gençleri oy deposu olarak görmekten vazgeçmediğini göremiyorlardı.

Sermaye hükümetleri araştıran, sorgulayan, bir gençlik nesli için üstüne düşeni yaptı da, gençlik mi bu politikalara ayak uyduramadı?

İSTİKAMET GENÇLİK YAZ KAMPI

Gezi Parkı’nda ortaya çıkan kolektivizm ve ortak yaşam duygusu, bu yıl 16-25 Ağustos tarihleri arasında İzmir/Dikili’de 11.’si düzenlenecek Gençlik Yaz Kampı’nda yaşanmaya devam edecek. Gezi Park’ında kolektif kültürle hep beraber ve farklılıklara saygı duyularak yaşanabileceğini ve böyle bir yaşamın mümkün  olabileceğini gösteren çapulcular, yine hep beraber üretip, hep beraber yaşayacakları bir kamp yaşayacaklar.

Çapulcular bu kez hep birlikte ‘Barış yoksa gelecek de yok’ demek için buluşuyor. Kampta birinin ürettiği diğerlerinin tükettiği kültür yerine; güvenliğimizi, yemeğimizi, temizliğimizi kısacası yaşamımız için her şeyi yardımlaşarak birlikte yapacağız. Ayrıca fotoğraçılık, sinema, edebiyat, politik iktisat, ritim, yaratıcı drama gibi atölyelerde yeteneklerimizi geliştirecek; gençliğin ve geleceğimizin sorunlarını tartışacağımız panellere  katılacağız. Aydınların ve sanatçıların katılımı ile söyleşiler gerçekleştirip, akşamları konserlerde eğleneceğiz. Birlikte üretip birlikte yaşadığımız bir yaşamın mümkün olacağını tüm dünyaya göstereceğiz.


GENÇLİK Mİ SUÇLU YANİ?

90’ nesli, paylaşıma açık olmayan, içine kapanık, hedefsiz, olarak lanse edildi. Fakat 90’nesli; Gezi Parkı’nda kendi geleceği hakkında uygulanan ve işsizlikten, yoksulluktan, geleceksizlikten başka bir şey vaad etmeyen bu politikaları reddetmiş, barış, kardeşlik ve özgürlük içinde yaşama isteğini açıkça dile getirmişti. Kısacası Gezi Parkı’nı 90’neslinin ‘dönüm noktası’ olarak kabul etmek yanlış olmayacak. 90’ların çocuklarının mizahi anlayışı ve hayal dünyası o kadar yaratıcı ki; kendilerine başbakan tarafından ithaf edilen ‘çapulcu’ sıfatını bile benimseyerek, kendilerini istedikleri kalıba sokmaya çalışan kişiler karşısında ne kadar vurdumduymaz olduklarını gösterdiler. Kendilerine Gezi’den öğrendiklerinin ne olduğu sorulunca; kolektif yaşamın, paylaşma duygusunun ve yaratıcı hislerin tadına varmak olduğunu söylüyor ve ağacına, suyuna, yaşamına, inancına karışılmamasını istediklerini dile getiriyorlar.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et