24 Temmuz 2013 17:11
Kemal Baştuji

MAYIS AYINDA VİTES BÜYÜTTÜ

AKP’nin, iktidara geldiği günden beri kullandığı söylem ve uyguladığı politikalarında, emperyalist odakları kırmamak adına gösterilen pragmatik yaklaşımlar haricinde radikal değişiklikler olmadı. Duyunca darlandığımız, klişe haline gelmiş ‘kaynayan kurbağa’ örneği geçerliliğini tekrar kanıtladı. Gezi direnişinin fitilini ateşleyen, AKP’nin iktidarı boyunca uyguladığı halk düşmanı politikalara Mayıs ayında vites büyüterek devam etmesi oldu.

1 Mayıs’ın kutlanmasının önüne geçmek için, en son 15-16 Haziran 1970’deki büyük işçi yürüyüşünü engellemek için açılan Galata Köprüsü’nün bu kez Taksim’e ulaşmak isteyenlere karşı açılması zorlu bir Mayıs ayı geçireceğimizin ilk sinyaliydi.
Hemen ardından, Taksim’de gösteri yasağı uygulamaya konuldu, meydan ve çevresi polis işgaline uğradı. Bir gece operasyonuyla geçirilen içki yasağı ve ardından gelen ‘iki ayyaş’ söylemi, özellikle gençlik arasında yaşam tarzına müdahale olarak algılandı ve tepki topladı. Bunların üstüne Reyhanlı Katliamı da eklenince hükümetin iç ve dış politikasına karşı biriken tepkiler Gezi Parkı olaylarına bu denli katılıma sebep oldu. Bir Baltık ülkesine aylarca yetebilecek bu yoğun gündemde belki de en az tartışılma fırsatı bulan konu üniversitelere özel güvenlik yerine polisin bakacağı açıklaması oldu.

Açıklama polisin gazıyla, copuyla daha önce muhatap olmuş örgütlü gençlik kesimleri dışında, Gezi eylemleri ardından ‘90 kuşağı’ olarak çokça söz edilen, belki de ilk defa bir şeyler için sokağa çıkan üniversiteliler arasında pek fazla tartışılmadı.

ÜNİVERSİTELER AÇILINCA...

Ne var ki, artık güvenlik güçlerinin kimi kimden ve hangi yöntemlerle koruduğunu, mobeselerin ne amaçla veba gibi yayıldığını sağır sultan biliyor. Koruma memuru adı altında üniversiteyi işgal edecek polislerin de sebep olacağı durumlar aşikardır.Yumurta kapıya dayanmadan ve Gobbels medyasının kara propagandaları başlamadan konunun öğrenciler arasında tartışılması ve bir kamuoyu oluşturulması demokratik üniversite için acil bir görev olarak önümüzde durmaktadır.
Muammer Güler ilk etapta yıl sonuna kadar 10000 silahlı koruma memurunun alınacağını, ikinci etapta ise 20000 alım daha yapılacağını açıkladı. Yani, biz üniversiteye polisi yerleştirelim, olur ya üç beş çapulcu tepki gösterir en azından 30000 kişi elimizde patlamasın demek istiyor. Konunun ilk defa gündeme getirildiği günden bugüne çok şey değişti. Polisin işgal girişimine öğrencilerin sert tepki göstereceği açık ve Güler de bunu biliyor.

Üniversiteler açıldığında, ‘90 kuşağı’ Gezi’nin ardından ilk büyük sınavını verecek. Eğer, üniversitede polis işgalinin yüzde elliye karşı değil üniversitenin bütün bileşenlerine karşı yapılan bir müdahale olduğu gençlik kesimlerinde kabul görür ise gençlik yalnızca bugünkü baskıcı yönetime değil aynı zamanda muhalefetteyken halktan yana görünüp iktidardayken halk düşmanı olan düzen siyasetine de ciddi bir ders vermiş olacaktır. Güzel günler göreceğiz...


YALNIZ AKP’NİN DEĞİL!

BURADA yapılması gereken üniversite öğrencilerinin bir bütün olarak üniversitenin doğasına aykırı bu düzenlemeyi boşa çıkarmasıdır. Bu nedenle Gezi sürecinde zaman zaman bazı kesimlerin düştüğü hataya düşüp, polisi yalnızca AKP’nin memuru olarak görmemek, geçmişteki demokrasi karnesini de ifşa etmek gerekiyor. Özellikle, 28 Şubat sürecinde başörtülü öğrencileri yerlerde sürükleyenlerin üç beş çapulcu değil bu ülkenin polisi olduğunu hatırlatmak ve zaman içinde hükümetlerin değişeceğini ama tepki gösterilmezse uygulamanın kalıcı olacağını ve üniversiteyi boğacağını unutmamak gerek.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et