7 Ağustos 2013 16:13
Mutlu Coşar

Kampta yapılan birçok panel ve söyleşide işçi-işsiz, öğrenci gençliğin sorunları, sıkıntıları ve çözüm yolları tartışıldı. Kampın en yoğun katılımlı geçen panellerinden biri de ‘Türkiye’de ki Gezi Parkı süreci’ idi. Türkiye’deki isyanı merakla dinleyen katılımcılar, kendi bölgelerinde neler yapabileceklerini de tartıştılar. Türkiye’deki isyanın mihenk taşlarından biri olan gençliğin sıkıntıları ile Almanya gençliğinin sıkıntılarının ortak olduğunu gördük.

HER YER İSYANA GEBE

Burjuvazinin yönettiği bütün ülkelerde gençliğin geleceksizleştirildiğini, enerjisinin sömürüldüğünü, yozlaştırılmaya çalışıldığını gördük. Türkiye’de başlayan halk isyanından, Almanya’da yaşayan insanların nasıl bir sonuç çıkarması gerektiği üzerine uzun sohbetlerimiz oldu.

Baskının ve sömürünün olduğu her yerin isyana gebe olduğunu biliyoruz. Bu nedenle isyanın Almanya için de çok uzak bir şey olmadığı sonucuna vardık. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik mücadelesinde birlikte hareket etmenin öneminden birçok kez bahsettik. Gençlik kampına katılanların birçoğu, Türkiye halklarıyla dayanışma eylemlerini süreç içerisinde gerçekleştirmişlerdi.

ONLAR DA BURADA ANLATACAK

Kampın şiarıyla birlikte hem Türkiye halklarıyla dayanışmasını gösteren hem de kendi hükümetine Gezi eylemcileriyle taleplerini ortaklaştıran DİDF gençlik yaz kampı katılımcıları; kendileri için de ‘Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” istiyorlar. Bunun için mücadele edeceklerini söylüyorlar. Kampın içerisindeki ‘Her yer Taksim her yer direniş’ pankartı, direnişin örgütlenmesi için enternasyonal bir önem taşımaktadır.

Bu sene 11.’sini İzmir Dikili Sotes’te düzenleyeceğimiz Gençlik Yaz Kampı buluşmasına da katılmayı planlayan katılımcılar şimdiden çok heyecanlılar. Tıpkı bizler gibi. Bizler gençler olarak dillerimiz, kültürlerimiz farklı olsa dahi, sorunlarımız ve mücadelemiz ortak. Mücadelemizi birçok kez selamladılar. Bizler de DİDF gençliğinin, iş, ekmek, özgürlük mücadelesini buradan selamlıyoruz.


 AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE

Alman hükümetinin bu süreçte, Erdoğan’ı eleştirir gibi görünen mesajlar göndermesini DİDF gibi bizler de samimi bulmuyoruz. Kendi ülkesindeki bütün demokratik hareketleri polis şiddetiyle bastıran bir hükümetin, bu tarz mesajlar göndermesinin tek nedeni, kendi halkının gözünü boyamak istemesi ve dönemsel çıkar ilişkileridir. Almanya’da, kısa zaman önce yapılacak tren yolu projesi üzerine patlayan eylemlerde polisin ve hükümetin gösterdiği tutum; Gezi Parkı eylemlerinde polisin aldığı tutumdan aşağı kalır değildi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et