13 Ağustos 2013 17:54

Unutursak kalplerimiz kurusun!

Aynur Seyrek / Eyüp-İSTANBUL

Sevgili Emel Korkmaz,

Merhaba!
Hani öyle bir anlar olur, boğazlanır düğümlenir, söyleyeceğin laflar boğazında kala kalır. Hayatımda en çok zorlandığım şeylerden biri de, ölenlerin yakınlarına başsağlığında bulunmaktır. Ölenlerin ardından alışkanlık olmuş” başsağlığı dilemek, Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun, ölenle ölünmez, takdiri ilahi, Allah yerinde dinlendirsin, nur içinde yatsın vb.
Bunların hepsini birden sana söylesem, acını dindirebilir miyim? Hangi kelimeler, bir ölümün ardından avutur anneleri ve sevdiklerini? Sevdiğimiz her insanın ölümü tarifsiz acılar bırakırken hiç beklenmedik zamanlarda gencecik bir bedenin, yitip gitmesi daha bir başka acıtıyor içimizi. Hele ki, göz göre derler ya, öyle bir şey. Önce, Allah’ın doktorluğuna soyunmuş, bir soytarı doktorun görevini yapmaması ile başlayıp giden ih

Emel kardeşim, benim memleketim Eskişehir. Çocukluğum, gençlik yıllarım Eskişehir’de geçti. Hangi sokaklardan, hangi caddelerden geçmiştir Ali İsmail, kardeşim, oğlum diye düşündün durdum. Hiç kimseler yok muydu, sesleri duyarak içeri alacak? Eskişehir’de yaşayan, seksen iki yaşındaki annem, “bizim eve yakın koşaydı da, içeri alıvereydim, seni bee çocuk” diye ağladı durdu. Gezi Direnişi sırasında, tüm Türkiye’de yaşanan polis şiddeti vb. şiddet karşısında, hep “lütfen, şurada saldırı var, kapılarınız açık bırakın” uyarıları ne kadar yerindeymiş. Abdullah Cömert karanlık ara sokaklarda öldürüldü diye Hatay Armutlu’daki saldırılarda, herkes balkonların ışıklarını açık bıraktılar ki, devletin aydınlatmadığı sokakları. Çapulcu halk aydınlatmaya çalıştı. Ama günlerce halkı elektriksiz bırakarak cezalandırmak istediler.
Yetmişli yıllarda, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Anadolu’nun her yerinde arandığı zamanlarda, ben o zaman on yaşlarındaydım, radyodan dinliyorduk, haberleri. Devamlı radyo spikeri, şurada görülmüşler vs. söyleniyor. Evimiz bahçeli müstakil bir ev, evin altında kiler ve kömürlük olarak kullandığımız bodrum kat vardı. Annem ve ablam burasını elden geçiriyorlar, battaniye filan koyuyorlar. Sonra, öğrendim ki, Deniz ve arkadaşları iç Anadolu’daymışlar haberleri üzerine, annem de bayram hazırlığı yapar gibi, hani Eskişehir’e gelirlerse, bir de bizim mahalleye yakın yolları düşerse orada biz onları misafir etmeye hazırlanıyormuş.
Annemin aklına yine o günler düşmüş, Hatay neresi, Eskişehir neresi, 850 km mesafeli, sıcağın bol olduğu yerden, Eskişehir’e okumak için gelen genç. Ali İsmail’in öldürüldüğü sokakta mutlaka, darp edilmesine şahit olanlar olmuştur. Bunlar, korkmadan çıkıp şahitlik etsinler. Korkacak olanlar, sadece katiller değil, onları koruyarak bu suça eşlik edenler olacaktır.
Acılar, bizleri daha birbirimize yakınlaştırdı. Sizler hiç birbirinizi tanımadan ölen fidanlarımızın anneleri bir araya geldiniz. Belki, aranızda ömür boyu bir dostluk ve kardeşlik başladı. İnan Emel kardeşim, her birinin katillerini bulmak bizim için onur meselesi. İçiniz rahat olsun, çapulcuların üzerinden “ölü toprağı” kalktı. Mücadeleyi yükseltmek ve devamlı kılmak andımız olmuş. Unutursak onları, esas o zaman ölürler. Unutursak kalplerimiz kurusun!
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi, senin nezdinde, Ethem, Abdullah, Medeni, Mehmet’in annesinin gözlerinden öperim.

Evrensel'i Takip Et