20 Ağustos 2013 12:46

Elif Görgü


Saõ Paulo’da bulunan, diktatörlük zamanında hapishane olan bina bugün artık Direniş Müzesi. Duvarlarında devrimcilerin isimleri kazınmış bu tarihi işkencehanede buluşuyoruz Brezilyalı öğrencilerle. Ülkenin kanlı geçmişine tanık olurken, umut veren geleceğiyle de sohbet ediyoruz... 

‘HİÇ BU KADAR ÇOK İNSANI BİR ARADA GÖRMEMİŞTİM’

 


SALDIRI İSYANI BÜYÜTTÜ

Gabriel  Ferreira (Saõ Paulo/Öğrenci): “Gençlik eylemlere çok iyi bir katılım gösterdi. Bir çok şey öğrendik bu süreçte. Örneğin burjuva devletin ne demek olduğunu bir kez daha gördük, yoksul gençliğin, emekçi gençliğin, tüm emekçilerin çıkarları yerine nasıl küçük bir azınlığın çıkarlarını savunduğunu gördük. Saõ Paulo’daki eylemlere polis saldırdı. Silahsız göstericilere gaz bombaları, plastik mermiler attılar.  Uzun yıllardır her zam yapıldığında Brezilya’da eylemler olurdu. Fakat bu sefer politik durumda etkili oldu. İşçi haklarına saldırılar, yaşam koşulları ve Konfede-rasyon Kupası’nın da etkisi oldu. Baskı çok arttı. Eylemlerdeki duygu artık sokağa çıkmalıyız, haklarımız için ayaklanmalıyız duygusuydu. Baskıyla karşılaştığımızda, devletin gerçekte ne olduğunu gördük.  İsyan duygusu oluştu. Zaten potansiyel vardı, isyan daha da büyüdü ve devam etmeliyiz, sonuna kadar gitmeliyiz duygusu yarattı. Sadece ben değil, tüm gençler böyle hissetti. Gençliğin katılımı kitleseldi. Kitle örgütleri de mücadelemizi destekledi. Saõ Paulo’da ve diğer eyaletlerde ulaşım zamları iptal edildi.”


‘FIFA DÜNYA ÇAPINDA BİR MAFYA’

Matheus Nunes (Saõ Paulo/Öğrenci): “Ülkemizde haziran ayında, işçiler, öğrenciler, kadınlar, siyahlar, yoksullar 20 sentlik zam nedeniyle sokakları doldurdular. Ancak tek neden bu değildi. Dünya Kupası ve Federasyon Kupası diğer nedenlerdi. Hükümet milyonlar harcayarak büyük stadyumlar inşa ediyor ama sağlık, eğitim ve sosyal politikalar için hiç bir şey harcanmıyor. FIFA dünya çapında bir mafya, ülkeleri işgal ediyor, dev harcamalar yaptırıyor ve gidiyor. Dünya Kupası bitiyor, işçilere, emekçilere ise bir şey kalmıyor. Brezilya’da da bu durum farklı değil. Fakat bizim halkımız bu harcamalara, stadyum inşaatlarına karşı sokakları işgal etti. Brezilya halkı futbola büyük bir tutkuyla bağlı fakat bu şekilde olmasına da karşı. Ben de ilk defa böyle büyük eylemlere katıldım. Gencim 19 yaşındayım. Halkımla birlikte sokakları işgal etmek benim için büyük bir deneyimdi. Farklı duygular yaşadım. Bir sınıfta başkalarını dinleyerek değil birebir yaşayarak bir öğrenme süreci geçirdim. Bundan sonra da eylemlere katılmaya devam edeceğim.”


YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZAEVİNE KAPATTILAR

 

Ne zaman ve nasıl gözaltına alındın? 17 Haziran saat 22.00’de gözaltına alındım. Rio de Janeiro’nun tarihindeki en büyük eylemlerden birine katılmıştım. Sokakta 130 bin insan vardı. Hükümetin saldırılarını protesto ediyorduk. Ulaşım zammı bardağı taşıran son damla olmuştu. Beni eve dönerken gözaltına aldılar. Otobüs durağına doğru yürüyordum ki polisler geldi. Önce karakola sonra Bangu Hapishanesine götürdüler ki Bangu yüksek güvenlikli bir hapishanedir, büyük suçluların; katillerin, uyuşturucu tacirlerinin, tecavüzcülerin konduğu bir yer. Beni böyle bir yere hapsettiler, bir hücreye koydular. Ne çarşaf verdiler ne yatacak bir yer vardı. Yerde yattım ve çok soğuktu. Hücrede benimle birlikte başta bir tutuklu daha vardı ve soğuk nedeniyle çok kötü hastalandı. Üç gün kadar hapishanede kaldım.

Nasıl serbest kalabildin? Eylemler sayesinde tahliye edildim. Benim özgürlüğüm için bir çok örgüt sokaklarda eylemler yaptı. Çok sayıda avukat savunmamı üstlendi. Özellikle İnsan Hakları Enstitüsüne teşekkür borçluyum, beni hiç yalnız bırakmadılar. Habeas Corpus duruşmasında 2 bin real kefaletle tahliye oldum. Rio da Janeiro’daki sendikalar kefaletimi topladılar. Hakkımdaki tüm suçlamalar asılsızdı, hükümetin eylemleri marjinalleştirme, şiddetle bastırma için ürettiği bahanelerdi. Fotoğraflarımı tüm gazetelere dağıttılar, hakkımda yalanlar yayınlandı. Beni bir örgüt militanı olarak gösterdiler ki evde televizyonlarında bunu izleyen insanlar sokağa çıkmak istemesin, evlerinde kalsınlar diye... Medya ve hükümet hep ittifak halindeydi. Halkın öfkesini azaltmak için birlikte çalıştılar. Tutuklu eylemciler hakkında yalan propaganda yaptılar.

Neden eylemlere katıldın? Eylemlerde öne çıkan talepler neydi? Benim hapishanedeki son günümde Brezilya’nın tarihindeki ne büyük eylem yapıldı. 1 milyon 300 bin kişi sokaktaydı. Hükümetten Dünya Kupası yatırımlarından önce sosyal yatırımlar yapmasını talep ediyorlardı. Çünkü ne Dünya Kupası ne Olimpiyatlar asıl öncelikler değildir. Eğitim, sağlıktır öncelikli olan. Milyarlar harcayıp halkın işine yaramayacak stadyumlar inşa etmek değil. Böyle dev etkinlikler sadece büyük şirketlerin işine yarar. Bu yüzden bence halkın öfkesi dinmeyecek ve eylemler sürecek. Brezilya’da asgari ücret çok düşük. Yeterli beslenmeye, giyinmeye, konuta, eğitime, sağlık hizmetlerine yetmiyor. Kamu hastaneleri ağzına kadar dolu. Doluluk artıyor, sağlıkçı sayısı azalıyor. Halk hükümetin artık kendi temsilcisi olmadığını düşünmeye başladı. Hükümet bankalara ve şirketlere para vermeyi tercih ediyor, halkın ihtiyaçlarına yatırım yapılmıyor. Bu eylemlerin öncüsü gençlikti. Çünkü gençlik hükümet politikalarının en çok etkilediği kesim. Bugün Brezilya’da tutuklu genç sayısı çok fazla. Gençlerin sadece yüzde 15’i üniversite eğitimi alabiliyor.  Bu da gençlerin sokağa çıkma nedenlerinden biri.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et