Memur zammı memuru teğet geçti
Memur-Sen ve hükümet arasında toplusözleşme imzalanmasına rağmen, tartışmaları günlerce sürecek gibi gözüküyor.Bir tarafta zamdan memnun olmayan memurlar, diğer tarafta zammın yeterli artışı sağlayacağını savunan hükümet cephesi. Hükümete yakın yayın organlarında sözleşmenin memurlar için ne kadar olu
Bir tarafta zamdan memnun olmayan memurlar, diğer tarafta zammın yeterli artışı sağlayacağını savunan hükümet cephesi. Hükümete yakın yayın organlarında sözleşmenin memurlar için ne kadar olumlu olduğunun anlatılmasıyla birlikte, halkın bazı kesimlerinde de memurların ücretlerinde büyük bir artış olacağı algısı oluşmuş durumda.
Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki sağlık emekçileriyle sözleşmeyi konuşmak üzere hastaneye giderken, otobüste sohbet ettiğim vatandaşta bu rahatlıkla görülüyor. En düşük memur maaşının 2 bin 100 lira olduğunu varsayarak, bu artışın makul olduğunu söylüyor. Fakat hastaneye varıp, sağlık emekçileriyle konuşmaya başladığımda bu algı tam tersine dönüyor ve aslında hükümetin memur zamlarıyla ilgili açıklamalarının, gerçek hayatta karşılığının olmadığını bir kez daha görüyorum.
HÜKÜMET MEMURU CİDDİYE ALMIYOR
İlk olarak Türkiye Kamu-Sen’e bağlı olan Türk Sağlık-Sen üyesi bir sağlıkçıyla konuşmaya başlıyoruz. Hükümetin yarattığı baskılardan dolayı isimlerini kullanmadan haberi yapacağımız konusunda anlaşıyoruz. Radyoloji teknisyeni olan sağlık emekçisi, memurların masada satıldığını ve yıllardır olduğu gibi bu sene de memur haklarının yetim bırakıldığını söylüyor. Sözleşmenin görüşülmesi için 30 günlük bir süre olmasına rağmen, sözleşmenin iki günde imzalanmasının memurların ciddiye alınmadığının göstergesi olduğunu belirten sağlık emekçisi, Memur-Sen’in memurların değil hükümetin temsilcisi gibi hareket ettiğini sözlerine ekliyor.
Özlük hakları noktasında yıllardır gelişme olmadığının da altını çizerek, radyoloji bölümündeki emekçilerin 25 saat olan mesailerinin 35 saate çıkartıldığından yakınıyor. Başbakan’ın 3 çocuk istemesine de değinen sağlık emekçisi, “İstemek kolay ama çocuk yardımlarımız neden yok denecek kadar az?” diye soruyor.
ZAM CEBİMİZE YANSIMIYOR
Türk Sağlık-Sen üyesi olan sağlık emekçisinin yanından ayrıldıktan sonra, bir başka memurla sohbet etmeye başlıyoruz. Kendisinin herhangi bir sendikaya üye olmadığını, nedenini de memura yasak olan siyasetin, yıllardır sendikalarda memur üzerinden siyaset yapmak olarak gerçekleştiği şeklinde açıklıyor.
Sağlık emekçisi, memurun hiçbir sorunu yokmuş gibi görüşmelerin kısa sürede sonuçlandığını söyleyerek, görüşmeleri bir oyun olarak tarif ediyor. “Diğer sendika başkanlarının da görüşmede bulunarak farklı sesler çıkartmasını isterdim” diyen memur, bu sayede halkta uyanan sözleşmenin olumlu sonuçlandığı algısı oluşmazdı diye düşünüyor.
Sağlık emekçisi; “Benim cebime giren para, ilk 6 aydan sonra vergi dilimine girerek tekrar eski haline dönüyor” diyerek, hükümetin istatistiklerinin gerçekleri göstermediğini belirtiyor.
SES: İŞYERİ ÇALIŞMASI ÖNEMLİ
Kamu Emekçileri Sendikasına bağlı olan Sağlık Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık emekçisi olan Birol Aşık’la sözleşme ile ilgili görüşlerini almak üzere buluşuyoruz, hastaneden ayrılmadan önce. Aşık, 2013 toplusözleşmelerinin aceleyle sona erdirildiğini ifade ederek, hükümetin kendi sendikası olan Memur-Sen sayesinde diğer sendikaları boşa düşürmeyi başardığını dile getiriyor.
Farklı sendikaların birlikte hareket edip edemeyeceklerini sorduğumda ise Aşık şunları söylüyor: “Sendikal rekabet kamu çalışanlarının sendikalara karşı güvenini yitirmesine neden olmakta. Sendikaların, güçlü ve birleşik mücadeleyi üretmesi bugünün bir ihtiyacı. Yani önemli olan kamu emekçilerinin hak ve talepleri ise, sendikal rekabet anlamsızdır. Birleşik mücadelede hangi sendikanın mücadeleci ve halktan yana tavır aldığı, hangisinin güçlüden yana tavır aldığı görülecektir. Yani haklı olan ortak mücadeleden korkmamalı, çekinmemelidir. Ortak mücadeleye gelmeyen sendikaları kamu emekçileriyle birlikte zorlamalı ve birlikte mücadeleye çekmeliyiz. O zaman iktidarın sendikalar üzerindeki oyunlarını bozabiliriz.”
MEMUR-SEN TEKLİFİ AŞAĞI ÇEKTİ
Türk Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Mustafa Köse de konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Memur-Sen ve hükümet arasında imzalanan sözleşmenin, hükümetin antidemokratik uygulamalarından biri olduğunu ifade eden Köse, hükümetin kendi çalıp kendi oynadığını söylüyor. Sözleşmenin adeta yangından mal kaçırır gibi aceleye getirildiğine dikkat çeken Köse, hükümetin teklifinden 100 lira aşağıya imza atıldığını ifade etti. Köse, bu imzanın karşılığında Memur-Sen’in ne aldığını merak ettiklerini sözlerine ekledi.
Memurların 4-c, düşük ücretle çalışmak, uzun çalışma saatleri gibi sıkıntıları bulunduğu halde, sözleşmede bunların hiçbiri konuşulmadan henüz 21 günlük daha görüşme süresi varken imzalanmasına anlam vermediğini dile getiren Köse, Memur-Sen’in sözleşme masasına oturmadan önce açıkladığı taleplerden hangisini aldığını soruyor. (Bursa/EVRENSEL)