30 Ağustos 2013 09:02

Bu dünyadan İlhan Berk geçti

“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yeryüzünü cehennem eden bu yazmak eyleminden kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.”Şiir yazmak, resim yapmak, uzun uzun metinleri çevirmek sonra tekrar dönüp şiire bulanmak... İlhan Berk için kurul

Bu dünyadan İlhan Berk geçti
Paylaş

Şiir yazmak, resim yapmak, uzun uzun metinleri çevirmek sonra tekrar dönüp şiire bulanmak... İlhan Berk için kurulan ilk cümleler bunlar oluyor. Doksan yılı bulan hayatının en güzel yılları böyle geçiyor şairin. 18 Kasım 1918’de Osmanlı döneminin Manisası’nda doğuyor İlhan Berk. Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulundan mezun olduktan sonra Espiye’de iki yıl ilkokul öğretmenliği ve ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsüne girmiş. Enstitünün Fransızca bölümünden mezun olan Berk, 1956 yılından itibaren on üç yıl boyunca Ankara’da T.C. Ziraat Bankasının Yayın Bürosu’nda çevirmenlik yapmış. Arthur Rimbaud ve Ezra Pound gibi ünlü şairlerin şiirlerini de çeviren Berk’in yazın hayatı da böylece başlamış oluyor. Şiir ve şiiri ilgilendiren pek çok şey yazar İlhan Berk. İlhan Berk, ilk şiirlerini Manisa Halkevinin dergisi Uyanış’ta yayımlar. 19 yaşındayken Güneşi Yakanların Selâmı adıyla kitaplaştırdığı bu şiirlerinde “hece vezni” kullanmakta ve o dönemin şiir anlayışına özgü bir karamsarlık taşımaktadır. “Sonsuzluk”, “kızıl”, “hulya”, “ateş” en sevdiği sözcükler olarak görünmektedir. Sembolist şiirden esinlenilmiş izlenimi veren imgeler yapmayı sevmektedir: “Bir karanlık gecenin masmavi seherinde / Kızıl başörtünle gül yüzlü bahçede görün”. Dil anlayışı da henüz döneminden kopamamıştır ki, bunu da 19 yaşındaki bir şair adayı için doğal karşılamak gerekmektedir; “Kıpkızıl hulyalı bir renge yükselmeden gün. Bir devrin neşesini taşımakta yüzün”. Berk’in ilk kitabına adını veren şiirinin son kıtası da şöyledir: “Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden. Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden selâm! Sonsuzluklara, hasret gönüllerden selâm, güneşe, göğü yakanlar bahçesinden!”

DOKUNDUĞU HER ŞEYİ ŞİİR YAPAN ŞAİR

İlhan Berk, daha sonra 1940’lara doğru Yeni Edebiyat anlayışı içinde yer almış, Servet-i Fünun (Uyanış), Ses, Yığın, Yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazmıştır. Türk şiirinin en deneyci şairlerinden biri olan İlhan Berk’in şiiri değişik evrelerden geçmiştir. Başlangıçta toplumcu anlayışla büyük kentin devingen yaşamını, işçileri, kırsal kesimdeki tarım emekçilerini anlatan; yaşama, dünyaya beslediği sevgi, umut ve coşkuyu, özgürlüğü ve eşitliği anlatan şiirler yazdı. İkinci Yeni anlayışının belirmesiyle şiirin işlevi, şiirde anlamı daha farklı algılamaya başladığını gösteren örnekler sundu. Dünya şiirinin olanaklarını Türkçe şiirde değerlendirdi. Geleneksel ve batılı şiir biçimleri üzerinde denemelere girişti. İnsanı, tarihi, doğayı, kutsal kitapları, mitolojiyi, kentleri, dirim bilimi şiirine ayrıntı ve çağrışım zenginliği ile bir olanak olarak sunan, çarpıcılığı ve şaşırtıcılığı saklı bir ilke gibi benimseyen İlhan Berk sürekli kendini yenileyen, dokunduğu her şeyi şiir yapan, bir şiir ustası oldu. (KÜLTÜR SERVİSİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Türkiye gençliğine çağrımızdır

SONRAKİ HABER

Kamp 'Ne Yapmalı'yı gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa