25 Mayıs 2011 18:11

Emek, Demokrasi ve Özgürlük için mücadeleye

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ

AKP, CHP, MHP ve diğerleri bir kez daha işsizliği ortadan kaldırarak herkese iş imkanı sağlayacakları vaadinde bulunsalar da; genç nüfus içinde işsizlik yüzde 21 düzeyine ulaşmış durumda. Her 4 gençten birinin işsiz olduğunu söyleyenlere ise hala “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok!” deniyor. Her geçen yıl artan harçlar; barınma, ulaşım, gıda, gibi sorunlar nedeniyle birçok öğrenci üniversite öğrenimleri boyunca çalışmak zorunda kalırken; harç ücretini karşılayabilmek için çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybedenler, sorumlular tarafından ‘münferit’ olaylar olarak tanımlanıyor.

Egemenlerce ‘ileri demokrasi ve özgürlükler’ den bahsedilirken, senelerdir üniversite öğrencileri bir darbe kurumu olan YÖK le ‘terbiye’ edilmekte. Polise, üniversite içinde öğrencilerin notlarına varıncaya kadar sınırsız arama yetkisi verilerek; çevik kuvvet ekipleri tarafından öğrencilere karşı ‘güvenlik’  gerekçesiyle plastik mermi kullanılıyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü her anlamda kısıtlanırken, öğrenci temsilci konseyinin (ÖTK)  oluşturulmasında dahi öğrencilere söz hakkı tanınmıyor. Buna karşı sesini çıkaranların ise soruşturma, ceza ve tutuklamalarla eğitim hakkı engelleniyor.

Bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütüldüğü Öğrenci Kültür Merkezi (ÖKM) kapatılarak yerine yüksek harç ücretlerinin alındığı Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi kuruluyor. Aylardır kapatılan kulüpler için yer bulamadığını öne süren yönetim, sivil polislere yer tahsis eden YÖK yönergesini uygulamakta gecikmiyor. Yasal olarak geçerliliği olmayan ‘fakülteler arası geçiş yasağı’ fiili olarak uygulanıyor ve bu yasağı çiğnedikleri gerekçesiyle öğrencilere ceza veriliyor.

Hükümet bugün akademisyeni, çalışanı, öğrencisiyle kendisine muhalif kim varsa üniversitelerden tasfiye etmek için yoğun bir uğraş içerisinde. Öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri de bu ‘ileri demokrasi’den nasibini almaktadır. Sermaye çıkarına bilim üretmeyi reddeden akademisyenlerin ders vermesi dahi yasaklanırken, iş güvencesi olmayan araştırma görevlileri de  ‘Siz burslu öğrencilersiniz.’  denilerek 50d kapsamında üniversiteden atılıyor.

Özellikle üniversitede Kürt gençlerine yönelik operasyonların yoğunlaştırıldığı bu dönemde, anadilinde eğitim almak isteyen gençliğe ve Kürdoloji bölümlerinin açılmasını öneren akademisyenlere yönelik cezai yaptırımlar sürüyor. Baskı, inkâr, asimilasyon ve Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarın sürdürüldüğü su götürmez bir gerçekken; mevcut düzen partilerindenbarış için ne beklenebilir?  Yıllardır süren kirli savaşta, binlerce genç hayatını kaybetmişken hala  “Düşünmezseniz Kürt sorunu diye bir şey yoktur!” açıklamaları yapılıyor.

Yine iş talep eden genç kadınlara bugün ‘Al sana iş; en az üç çocuk yapacaksın!’ diyor. Kadına yönelik her türlü ayrımcı uygulamanın, baskının, şiddetin ve katliamların tırmandığı bir dönemde  ‘pozitif ayrımcılık’ tan söz edilmekte. Devlet yurtlarında kadın ve erkek öğrencilere ayrı kurallar koyulurken, her geçen gün bu kurumlardaki taciz ve tecavüz olayları artıyor. Protesto eylemlerinde, anne karnındaki bebeği cop darbesiyle sokak ortasında öldürmekten haz duyan bir zihniyettir genç kadınların oyunu isteyen.

KPSS, ALES ve LYS deki usulsüzlüklerşifre skandalı ile bir kez daha açığa çıkmıştır. Yaşanan rezaletin sorumluları bulunmuş değildir. Emekçi ailelerinin çocuklarına her geçen gün üniversite kapıları daha fazla kapanıyor. “Üniversiteye giriş, sınavsız olacak!” diyerek gençlikten oy isteyenler, ‘Parasız eğitim-sınavsız üniversite’ talebiyle alanlara çıkan gençleri hedef alarak “Biz de karşılarına on bin kişi toplayıp yürütürüz.” tehdidinde bulunuyor. Milliyetçi,  dinci,  cinsiyetçi her türlü ifade ve uygulamaların olduğu bir eğitim sistemidir vaat ettikleri.

İktidarından muhalefetine düzen partilerinin yaptıkları, yapacaklarının teminatı ve göstergesidir. Bu düzen partilerinin eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim isteyen bizlere; demokratik ve özerk üniversite talep edenlere sunacağı hiçbir şey yoktur! Biz üniversite öğrencileri bu yalanlara karnımız tok diyoruz. Tüm bu dayatmalar bizlere gösteriyor ki bugün EMEK, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK mücadelesini daha ileriye taşıma sorumluluğumuz düne göre artmış durumdadır. Gençliğin her alanda söz ve karar hakkı için tüm üniversite gençliğini blok içinde mücadeleye çağırıyoruz.

Evrensel'i Takip Et