'Sürecin tek taraflı devam etmesi mümkün değil'
KCK'nin "geri çekilme durduruldu" açıklamasını değerlendiren DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, hükümetin bu süreçte üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinden dolayı bu aşamaya gelindiğini belirterek, dünyanın hiçbir yerinde barış sürecinin tek taraflı devam etmesinin mümkün olmadığ
KCK'nin "geri çekilme durduruldu" açıklamasının ardından Kürt cephesinden açıklamalar gelmeye devam ediyor. KCK'nin kararını DİHA'ya değerlendiren DTK Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, "demokratik çözüm" sürecinde Kürtlerin üzerine düşen sorumlulukları tüm gerekliliğiyle yerine getirdiğine dikkat çekerek, "Sayın Öcalan'ın barış süreci Kürt kesimi tarafından gerektiği gibi yürütüldü. Her türlü adımlar atıldı. Alıkonulan askerlerin serbest bırakılması, gerillanın geri çekilmesi ve bugüne kadar silahların susmuş olması birinci aşamanın tamamlanmasının ifadesiydi. Birinci aşamadaki beklentiler bunlardı. Ancak uzun süreden beri hükümetin somut bir projeyi ortaya çıkarmaması, bu süreçle ilgili olumlu bir değerlendirme yapmaması, yine demokratik reformlar konusundaki beklentilere yanıt verecek olumlu adım atmaması, sadece KCK'yi değil bütün Kürtleri endişeye sevk etti ve bir tedirginliğin doğmasına sebep oldu. AKP'ye oy vermiş insanlar tarafından bile devletin bu süreci doğru götürmediği ve gerçekten adım atma niyetinin olmadığı ve bir güvensizliğin doruğa çıktığı görülmektedir" dedi. 'SÜRECİN BİTTİĞİ ANLAMINA GELMİYOR' Dünyanın hiçbir yerinde barış süreçlerinin tek taraflı yürüyemeyeceğine dikkat çeken Türk, şunları söyledi: "Barış süreçleri diyalog, karşılıklı görüşme ve atılacak adımlarla ve tarafların düşüncelerinin ortaklaşmasıyla yürütülür. Siyasetin içinde olan insanlar bile devletin şu anda yürüttüğü politikalardan tatminsiz. Bir tarafta barıştan, Kürt sorununun demokratik çözümünden söz edilirken, grubu olan bir siyasi partinin dışlanmış olması ve hiç bir konuda bir düşüncenin paylaşılmıyor olması bizler de büyük bir umutsuzluk ve hayal kırıklığı yaratmıştır. Demokratikleşme iki taraflı bir projeye dönüşmediği zaman tek taraflı yürümeyecektir. Bugün KCK'nin gerillaların çıkışının durdurulduğunu ifade etmesinin aslında altında yatan gerçek şudur; biz görevimizi yaptık ama sizden bir karşılık gelmedi biz de pozisyonumuzu dikkatle yürüteceğiz. Bu sürecin bittiği anlamına gelmiyor, böyle yorumlamamak lazım. Burada bir güven ortamının yaratılması için aslında ciddi bir refleks. Bu adımların atılması konusunda niyetin ortaya çıkmasıyla birlikte süreç tekrar normale de dönebilir. Ama gerçekten Kürtleri hayal kırıklığına uğratan bir yaklaşım karşısında kimsenin de fazla bir şey söyleyeceği yok. PKK'nin de 'herşey iyi gidiyor' diyecek durumu yok. Böyle bir sonucun ortaya çıkacağını tahmin ediyorduk. Sonuç olarak karşılıklı adım atılmadığı takdirde böyle bir sonuca, böyle bir noktaya gidileceği açık olan bir durumdur." 'BUGÜNE KADAR DÖRT PARTİNİN MUTABAKATI ARANMADI' Hükümetin "arkasına sığındığı bahanelerin" toplum tarafından da kabul edilemez bir düzeyde olduğuna işaret eden Türk, "Sayın Başbakan'ın samimi bir şekilde bu sürecin çözümü konusunda önce bir açıklama yapması gerekir. Güven verici bir ortamın hazırlanmasında önemli bir rol düşüyor. Bu konuda hazırlanan bir reform paketi gündeme getirilirse bu sürecin önünü açar. Yine bugün rehin olarak tutulmuş siyasi tutuklularla ilgili bir adım atılırsa, bir güven ortamı yaratılır. Sayın Öcalan'la yapılacak görüşmeler, konusunda da karşılıklı belli tarihler ve belirlemeler ortaya çıkarsa yine bir güven ortamının yaratılmasına neden olur. Bugün Başbakan'ın bir açıklaması var 'Üç parti arasında bir diyalog oluşturamıyoruz.' Oysa bir reform paketinin ortaya çıkarılması üç partinin uzlaşmasıyla hiçbir ilgisi yok. Bugüne kadar birçok kanun, reformlar, paketler getirildi. Ama dört partinin mutabakatı aranmadı. Ama bugün mutabakat aranıyor. Anayasa konusu olsa anlarız belli bir çoğunluğa ihtiyaç var; ama bir reform paketi için hükümetin parlamentodaki sayısı yeterlidir" diye belirtti. (Diyarbakır/DİHA)